Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Milyonları Dinlemiyorsanız Projenin Mimarına Kulak Verin

07 Haziran 2013 Cuma

Başbakan Erdoğan’ın yokluğunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendi inisiyatifleriyle Gezi Parkı direnişini yatıştırmaya çalıştı. Gül, Çankaya Köşkü’nde kabul ettiği her heyete, eylem yapan insanların tepkilerinin, mesajlarının anlaşılabilir olduğunu vurguladı. Arınç da benzer biçimde, oldukça yumuşak bir üslup kullanmaya dikkat ederek orantısız polis şiddetine maruz kalan ilk grup eylemciden özür dahi diledi. Hatta Taksim Platformu sözcülerini kabul ederek taleplerini de dinledi.

\n

Kafalardaki kuşku

\n

Tüm bu olumlu adımlara rağmen, üç gündür bir büyük kuşku kafalardan gitmedi. İnsanlar ikna olmadı. Gül ve Arınç’tan duyduklarını gönül rahatlığıyla kabul ederek evlerine dönmek istemediler. İçlerindeki şüphe şuydu: Ya nihai kararı verecek olan Başbakan, Gül ile aynı düşünmüyorsa, Arınç’ın özürünü benimsemiyorsa... Üç gün boyunca tüm Türkiye “Başbakan dönünce ne olacak” sorusuna kilitlendi.
Nihayet Başbakan Erdoğan bu kuşkuları haklı çıkaran açıklamasını Tunus’tan yaptı. Topçu Kışlası projesinden vazgeçmeyeceğini açıkladı. Üstüne de dünyada biber gazı kullanmayan ülke bulunmadığı vurgusunu ekleyerek!

\n

‘Endişeyle izliyorum’

\n

Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra “Vazgeçmeyeceğiz” dediği Topçu Kışlası projesinin mimarı Halil Onur ile görüştük. Konununsiyasi” yönüne girmek istemediğini ısrarla vurgulayan Onur’un Gezi Parkı’nda başlayıp tüm Türkiye’yi saran protestolarda karşımıza çıkan görüntüler hakkındaki hissiyatı ise şöyle:
“Tabii ki ben de yaşananları endişeyle izliyorum. Yaşananları tasvip etmek mümkün değil. Keşke yaşanmasaydı. Bunun yorumunu ve son kararını verecek kişi ben değilim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Ben teknik bir insanım. Bildiğiniz gibi Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu projemizi onaylamıştı. Ama son olarak mahkeme yürütmeyi durdurdu. Mahkemenin iptal kararı belki de bir fırsat oldu. Mahkeme süreci, belki de bu meselenin aklıselim içinde değerlendirilmesi için iyi bir fırsat tanıyor herkese. Keşke bu duruma gelmeden, kapsamlı bir bilgi paylaşım ortamı olsa, bir durup düşünülse ve karşılıklı değerlendirme ortamı yaratılabilseydi...”

\n

Doğru bilgi aktarılamadı

\n

Mimar Onur’a göre sorunun bu kadar büyümesinde, kamuoyunun proje ile ilgili yeterince bilgilendirilmemiş olmasının payı büyük:
“Mesele bu konuyla ilgili bilgi aktarımında yaşanıyor. Taksim’e bir bilgilendirme ofisi açılmış olsa, projenin maketi konsa ve planlamanın ne içerip ne içermeyeceği anlatılsa farklı olurdu. Biraz projeyle ilgili bilinmeyenleri saymak isterim: Birinci bilinmeyen oraya bir AVM düşünülmüyor olması. Üçte ikisi müze ve ek yapılardır. Kalanı da sergi salonları, kitabevleri ve kafeler. İkincisi, Gezi Parkı’nda başlayan çalışma Topçu Kışlası yıkım çalışması değil. Çünkü Kışla için inşaat kararı henüz alınmadı. Ağaç kesiminin bizim proje ile ilgisi yok. Kaldırım genişletme çalışmasının bir parçası. Kışla binasından 150 metre ilerisinde kesiliyor.”
Ortalık sakinleştikten s
onra yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç olduğunu konuşmamız sırasında birden fazla vurgulama ihtiyacı hisseden Onur’un son sözü, karar alıcılara dost uyarısı niteliğinde: “Hiçbir zaman geç değildir.”

\n

‘Her binanın yaşanmışlığı var’

\n

Başbakan’ın Topçu Kışlası ısrarının arkasındaki gerçek neden nedir? Bu konuda yaşanan bir tartışma da var. Bir grup tarihçi ve yazar, 13 Nisan 1909’da başlayıp 27 Nisan 1909’da 2. Abdülhamit’in tahttan indirilişiyle sonuçlanan ve tarihe “31 Mart ayaklanması” diye geçen gerici ayaklanma, İttihat Terrakki’ye bağlı Hareket Ordusu tarafından bu kışlada bastırıldığından Erdoğan’ın “rövanş” hissiyle hareket ettiği görüşünde. Bir başka grup tarihçi ve yazar ise bu tezin tarihi doğruluğunun şüpheli olduğu görüşünde.
Projenin mimarına bu tartışmayı anımsattığımızda yanıtı şu oldu:
“Her binanın farklı kimliği vardır, yaşanmışlığı vardır. Ben işin ideolojik boyutunun dışında kalmak istiyorum. Tarihin tüm katmanlarına saygılı, onların hepsinin bir arada yaşamasından yana biriyim. Bana göre Taksim’e kültürel değer katacak bir projedir. Ama orada olmak zorunda mı değil mi, o karar benim verebileceğim bir karar değil.”

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları