Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Lozan ve Gezi

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Kurtuluş Savaşı’nın zaferini taçlandıran Lozan Antlaşması’nın 90. yıldönümü bugün. Antlaşmayı imzalayan Türk heyetinin başı İsmet Paşa’nın adını yaşatmak ve Cumhuriyet kazanımlarını yeni kuşaklara aktarmak için kurulan İnönü Vakfı, her yıl Heybeliada’daki müze-evde panel düzenleyerek kutlama yapıyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Adalar Belediyesi ve Adalar Vakfı ile birlikte düzenlenen 90. yıldönümü kutlamasının konuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Konuşmacı ise İnönü’nü torunu ve CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan.
“Önceki yıllardan farklı bir konuşma” yapacağını belirten Bilgehan, Türkiye’yi sarsan son Gezi Parkı protestoları ile Cumhuriyetin kurucu senedi Lozan Antlaşması’nın müzakere döneminin “ruhu” arasında benzerliklere dikkat çekecek:
“Hayatım boyunca çok defa Lozan’ı anlattım, dedemi anlattım, ama bu kez bambaşka, farklı bir heyecan duyuyorum. Nedeni, Gezi Parkı’nda başlayıp kısa sürede Türkiye’nin dört bir yanına yayılan gençlik hareketi. Nasıl Lozan’da bir tarih yazıldı ve ülkemiz saygın dünya devletleri arasında yerini aldıysa, Gezi Parkı gösterileri de ülkemiz açısından tarihi bir dönüm noktası. ‘Lozan ruhu’, Gezi Parkı’ndaki ağaçlarda yeniden yeşerdi.”

\n

Devrim genlere işlemiş

\n

Atatürk ve İnönü başta olmak üzere Cumhuriyetin kurucu kadrosuna karşı yürütülen olumsuz kampanyalar nedeniyle, kısa süre öncesine kadar söyleşi ve panellerde gençlerin sayısının ve ilgisinin azlığından kaygı duyan Bilgehan’ın, Gezi Direnişi’ndeki farka ilişkin gözlemleri şöyle:
“Gösterilerin daha ilk gününde ‘Atatürk’e ve İnönü’ye ayyaş denmesi kanıma dokundu, o yüzden buradayım’ diyen delikanlıyı gördüm. TOMA’lara karşı, dimdik ‘Bütün ayyaşlar toplandık’ pankartı açan genç kızı gördüm, Atatürk’ün ve İnönü’nün sözlerinin duvarlara yazıldığını gördüm. Anladım ki, Kurtuluş Savaşı da, Lozan da, Cumhuriyet ve devrimleri de yeni kuşakların genlerine nüfuz etmiş artık. Sokaklarda birlikte gaz yedik, tencere tava çaldık, maalesef bazılarımız öldü, binlercemiz yaralandı, bazılarımız gözlerini kaybetti ama yılmadık, sonuçta herkes, aslında tek kişi değil, gerektiğinde milyonlarca olabileceğini gördü. Halka mal olmayan bir devrimin başarılması mümkün değildir. Gezi’de görüldü ki Türk devrimi içimize işlemiş.”

\n

Gençlik, eşitlik, cesaret

\n

Bilgehan, “Lozan Ruhu”ndan Gezi’ye bazı paralellikler kurmuş:
Gençlik... Koskoca bir savaşı kazanan ulusun barış heyetine 39 yaşındaki İnönü komuta ediyor.
Eşitlik... Yanında 26 yaşındaki eşi
Mevhibe Hanım var. Yeni Türk kadınının simgesi. Geleneğine, inancına bağlı ama aynı zamanda çağdaş, evrensel eşitlik değerlerini benimsemiş.
Tepeden bakılmaya isyan... Konferansın başında kendisi için ayrılan koltuğun küçük olduğunu görünce masaya oturmuyor İsmet Paşa... Kürsüde Türkçe konuşma yaparak dilimizi kayda geçirttiriyor.
Direniş... Lord
Curzon’un isyanından belli: “Dört korkunç saatten beri burada oturuyoruz ve İsmet her sözümüze şu bayat ve adi kelimelerle cevap veriyor: ‘Bağımsızlık ve ulusal egemenlik
Cesaret...İsmet Paşa’yı Ermenilere karşı uyarıyorlar; suikast olabilir, arabanıza Türk bayrağı takmayın diyorlar, dinletemiyorlar. O bayrak o arabadan hiç inmiyor...

\n

Erdoğan bir kez 
dahi anmadı

\n

Bugün devlet ve hükümet büyükleri Lozan ile ilgili basmakalıp açıklamalar yapacaklar. Bilgehan, bu açıklamalarla ilgili şaşırtıcı bir gerçeği fark etmiş: Başbakan Erdoğan iktidar olduğu 2003’ten bu yana yayımladığı mesajların bir tekinde dahi İsmet İnönü ismini anmamış.
“Lozan’ı kutluyor, Atatürk’ün adını anıyor, anlaşmanın mimarı devlet adamlarını da rahmetle ve şükranla anıyor, o kadar! İnönü yok. Yani anlaşma çok iyi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belges ama o anlaşmayı imzalayan adam, onun için aylarca müzakere yürüten adam iyi değil!”
Başbakan, İsmet Paşa’ya karşı tavrını meydanlarda daha da sertleştiriyor. Buna rağmen bugüne kadar dava açma yoluna gitmeyen İnönü ailesi iki önemli hatırlatmayla karşılık vermeyi tercih ediyor bu ağır suçlamalara:
1. Bugün ülkeyi yönetenler, oturdukları koltuklarda, Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Lozan Antlaşması sayesinde oturuyor.
2. İnönü’nün ülkeyi 2. Dünya Savaşı’na sokmayarak hayatını kurtardıkları arasında, elbette bugün Türkiye’yi yönetenlerin aileleri de vardır.

\n

İnönü’den gençlere

\n

Lozan Antlaşması’nın 33. yılı kutlamalarında İsmet Paşa, “Kazanılanları muhafaza etmek için şimdi etrafımda bulunan genç cemiyet, 1923’teki İsmet Paşa’dan çok daha azimli ve kuvvetli görünüyor. Lozan, yeni Türk nesillerinin emanetinde, daha ziyade teminatı altındadır” diyor. Torunu Bilgehan da 90. yılda şu eklemeyi yapıyor:
“Lozan bugün ayyaşların, çapulcuların, yaralananlara koşan, bu ülkenin en iyi üniversitelerinde okuyan tıp öğrencilerinin, haksız yere gözaltına alınanlara koşan avukatların, gazın önünde dimdik duran kırmızılı kadınların, TOMA’nın önüne yatan delikanlıların, laik, demokratik, çağdaş Türkiye’nin teminatı altındadır.”

\n\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları