Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kucaklaşmanın Habur'dan Ne Farkı Var?

30 Kasım 2012 Cuma

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün küçük ve orta ölçekli sanayiciler ve işçilerle Bursada buluştu. Ziyareti sırasında bizlerle sohbetinde gündemdeki konulara ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

\n

- Dokunulmazlıklar konusunda CHPnin tutumu ne olacak?

\n

Temel ilkemiz belli. Kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlık olmamalı. Yürütme organının arzusu üzerine dönemsel veya mevsimsel olarak şunu kaldıralım diğerleri kalsın derseniz bu kabul edilecek bir uygulama değil. Objektif kural koyar, arkasında durursunuz.

\n

- Bekleyen 800ün üzerinde fezleke var. Sadece BDPlilerin dosyaları Meclise gelirse oy verir misiniz?

\n

Dosyaların tamamı indirilirse destek veririz. Tamamı değil de seçerek getirirlerse yanlış olur. O zaman niye ilke koyduk ki? Bekleyen tüm dosyalar sevk edilmeli, tüm vekillerin dokunulmazlıkları kalkmalı ve Türkiye bu ayıptan kurtulmalıdır. Tüm dosyalar için yargı yolu açılsın, aksi halde siyasi otorite, parlamentodaki egemen irade diğer vekilleri baskı altında tutma aracını elde etmiş olur. Bak sert konuşursan kaldırırım. Sus yerine otur anlayışı getirmiş oluruz ki bu demokrasinin kabul edebileceği bir anlayış değildir. Kürsü hariç kaldırılsın ve bitsin bu mesele.

\n

- BDPli vekillerin suçlandığı olayı tasvip ediyor musunuz?

\n

Terör örgütü mensuplarıyla kucaklaşma olur mu? Asla kabul etmiyoruz. Tabii şu soruyu sormaktan da kendimi alamıyorum. O görüntülerle Haburdaki görüntüler arasında ne fark var? Hükümet Haburda daha da ileri gitti ve teröristin ayağına götürüp mahkeme kurdurdu. Anayasaya aykırı yaptılar bunu. O dönem savcılar neredeydi? Adama göre hukuk, adama göre adalet olmaz. Hukuk evrensel bir kavramdır.

\n

- Bir yandan da CHPnin tutuklu vekilleri var.

\n

Milletvekillerinin tutuklu olması bir demokrasi ayıbı. Oy veren yurttaşların iradesinin tutuklanması, oylarının geçerli olmaması anlamına geliyor. İçeride tutulmalarının tek nedeni Başbakanın istemesi. Bu da yargının içinde bulunduğu tabloyu gösteriyor. Silivri yargısı Başbakana bakıyor. Başbakan devam ederse onlar da devam ediyor. Durun derse duruyorlar.

\n

- Taksime cami tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz?

\n

Kişi başına düşen cami sayısına bakınca, ihtiyaç duyulan hemen her yere cami yapılabiliyor. Bakanların, başbakanların bu tür tartışmalar içine girmelerini doğru bulmam. Hele hele inançları siyasete malzeme etmeyi asla doğru bulmam. Cami üzerinden, din üzerinden siyaset dine de camiye de saygısızlıktır.

\n

- Çamlıcaya yapılması düşünülen cami?

\n

Bu konuda yetkin kalemleri okudum. Yıllarını estetik ve sanata ayıranları okudum. Başbakan gibi düşünmüyorlar. Kaldı ki kendi kabinesinde bile farklı görüşler var.

\n

- Çamlıcaya cami fikrini kabullenmiş mi oluyorsunuz?

\n

Ben değil İstanbullular karar verecek. Birkaç kişinin itirazıyla yapılsın, yapılmasın demek mümkün değil. İstanbulda İstanbullular karar vermeliler. Çetin Altanın bir yazısı vardı. Bir kişinin kentli olması için üç kuşağın kentte yaşaması lazım derdi. Kent kültürü olan insan, kentin estetiğine önem verir. İstanbulun bir kimliği vardı. 10 yılda bitirildi.

\n

- Muhteşem Yüzyıl tartışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

\n

Başbakan Kanuni Sultan Süleymanı bir müzik aleti olan kanunu çalan olarak biliyor. Çünkü dizi ile belgeselin ne olduğunun farkında değil. Cehaletin ötesinde bir tablo var. Yargıya talimat verdim gereğini yapsın diyor. O TV kanalının sahibini kınıyor. Bence kanal sahibi (Ferit Şahenk) dizide Sayın Başbakana da bir rol vermeli. Belki dizinin izlenirliği daha çok artar. Kanun çalan kişi rolü uygun olabilir kendisi için.

\n

\n

İŞÇİYE ‘VERGİ İNDİRİMİ’ SÖZÜ

\n

Bursadaki temasları sırasında hem sanayiciler hem de işçilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, Bursa Koltuk Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Tunanın Otomobil koltuğunda Avrupa’da bir numarayız sözlerinden duyduğu memnuniyeti şöyle dile getirdi: Türk şirketlerinin Avrupada, dünyada ön sıralarda olmasından biz ancak gurur duyarız. Üretim olacak ki ülkemiz büyüsün, refah da sağlansın. Toplumsal refah da, bölgesel liderlik de böyle sağlanır. Biz siyasetçilere düşen de sizin daha fazla, daha kaliteli üretmenizin, dünyada daha rekabetçi olabilmenizin önündeki engelleri kaldırmaktır.

\n

Aynı fabrikada işçilerle çay sohbetinde de CHP lideri,Biz, ülkemiz genelinde sizlerin asgari ücreti üzerindeki verginin yüzde 1e indirilmesini istiyoruzsözü verdi.

\n

Kılıçdaroğlu, Kaplanlar Soğutma’da birlyikte yemek yediği işçilere de, Alınteri döküp, eve ekmek götürmek, en güzel iştir. Çalışıp, alınteri döküyorsunuz. Hayatın her alanında verginizi de ödüyorsunuz. O vergilerin nereye gittiğini de sorgulayın ki, demokrasimiz de gelişsinçağrısı yaptı.

\n

Kılıçdaroğlunun gezinin planlamasında rol oynayan genel başkan yardımcısı Erdoğan Toprak, Bursa ziyaretinin önemini; Toplumda CHPnin sanayicinin, işadamının karşısında olduğu yönünde bir algı var. Bu algıyı ters yüz etmek için bu turları başlattık. Türkiyenin sanayisinde önemli rol oynayan illerimize gidip işadamlarının sorunlarını dinliyoruz, onlarla bağımızı güçlendirmeye çalışıyoruzcümleleriyle değerlendirdi.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları