Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İsrail'den Suriye Senaryoları:
‘Radikaller Yerleşti, Katliam Yaşanabilir’
Şam yakınlarında Hizbullah’a füze sevkıyatında kullanılan merkeze düzenledikleri hava saldırısı nedeniyle İsrail, dünyanın gündeminde ön sıraya oturmuş durumda. Bu ülkenin atabileceği adımlar ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. Washington ve ardından Ankara’da yaptığımız temaslardan İsrail’in bölgeye ve Türkiye ile ilişkilere bakışı konusunda edindiğimiz izlenimler şöyle:
‘Bahardan’ kaygılılar
‘Arap Baharı’ (İsrail yönetimi gelişmeleri ‘bahar’ olarak görmediği için ‘karışıklık’ kelimesini tercih ediyor.) yaşanan bölge ülkelerindeki gelişmeleri İsrail ‘kaygı verici’ buluyor. Özellikle Suriye’nin geleceği konusunda son derece karamsarlar. Esad’ın gitmesini istiyorlar ancak sonrasından endişe duyuyorlar. Esad gitse de kalsa da Suriye’nin uzun sürecek bir iç çatışma ve belirsizlik sürecine girdiği kanaatindeler. Uzun vadede ise Suriye’de katliamlar ve parçalanma riskini yüksek görüyorlar.
Radikaller kök salıyor
İsrail’in en büyük endişesi radikal İslamcı milis güçlerin Suriye içine iyice yerleşmiş olması. Başta Libya olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinden gelerek Suriye’de Esad’a karşı mücadele eden El Kaide, cihatçılar, Selefiler, El Nusra ve birçok diğer radikal İslamcı grubun hareketlerini yakından takip ediyorlar. Türkiye’nin “sayıları bini bulmaz” diye değerlendirdiği radikal dincilerin sayısının “on binin çok üstünde” olduğu bilgisine sahipler.
Bu radikal grupların ele geçirdikleri bölgelerde yürüttükleri sosyal yardım programlarıyla Suriye’ye iyice kök saldığı ve Esad sonrasında ülkeyi terk etmelerinin söz konusu olmadığı gerçeğine göre planlama yapıyorlar.
Kimyasal silah kâbusu
Tel Aviv yönetiminin korkusu bölgedeki pan-Arabist, pan-İslamist radikal unsurların yeni hedefinin İsrail olması. Bunun ilk işaretleri Golan Tepeleri’nde muhaliflerle İsrail güçleri arasında yaşanan çatışmalarda alınmış. Bu yüzden Esad yanlısı Hizbullah’a giden silahlar kadar, radikal İslamcı grupların eline kimyasal silahların geçmesinden endişe duyuyorlar.
Türkiye ile diyalog arayışı
Son dönemde İsrail’den basın aracılığıyla doğrudan ya da çeşitli görüşmelerde dolaylı olarak verilen Türkiye mesajının içeriği hep aynı: “Bölgenin iki demokratik ülkesi Türkiye ve İsrail’in bölgedeki çıkarları ve kaygıları ortaktır. Başta Suriye olmak üzere bölgedeki gelişmeleri birlikte izlemeli, birlikte çözüm yolları ve önlemler geliştirmeliyiz. Bunun için de karşılıklı diyalog ortamına ihtiyacımız var.”
Ama bu noktada konu gelip ‘derin dondurucu’daki Ankara-Tel Aviv ilişkilerine dayanıyor. Mavi Marmara saldırısında İsrail ordusunun öldürdüğü 9 vatandaşımız için özür dilenmedikçe Türkiye’nin hiçbir diyalog içine girmeyeceği biliniyor. ‘Özür’ konusunda bugüne kadar yapılan gizli görüşmelerde sağlanan uzlaşıdan son anda vazgeçen taraf ise hep İsrail oldu.
Ama İsrail’de geçen hafta yapılan seçimler sonrasında yeni bir hükümet kurulması gündemde. Bu hükümetin özür ve karşılıklı normalleşme konusunda ‘yeni bir fırsat penceresi yarattığı’ görüşü Türkiye, İsrail ve ABD’de oldukça taraftar buluyor. Büyük olasılıkla ABD Başkanı Barack Obama da ikinci döneminin ilk ziyaretini yapacağı İsrail’e bu yönde çok güçlü bir mesaj verecek.
İran düzelmeden özür gelmez
Özür konusuna ‘iyimser’ bakanlar kadar, İsrail’in bu adımı atmayacağına emin olan ‘karamsarlar’ da var; yok değil. Özellikle de Türk Dışişleri’nde bu grup biraz daha hâkim. Onların analizlerine göre, İsrail’deki yeni hükümetin önceliği ‘İran’a müdahale’ olacak. Böyle bir müdahale Türkiye’nin tepkisini çekeceğinden bu aşamada özür yoluna gitmenin ilişkileri düzeltici etkisi sıfırlanmış olacak.
Bu kısırdöngüyü tek bir gelişme bozabilir: Obama yönetiminin İran ile ikili görüşmelere başlayarak Tahran rejimini nükleer silah yapmaktan vazgeçirmeyi başarması. İsrail sadece bu durumda İran’a müdahaleden vazgeçer ve başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerle ilişkilerini düzeltmenin yollarını arar.
Geçen hafta sonu ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Münih Güvenlik Konferansı’ndan İran’a yaptığı “ikili görüşelim” çağrısını bir de bu çerçeveden değerlendirmekte yarar var.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'