Kılıçdaroğlu’nun \t\tçıkışından MHP memnun

Başbakan Tayyip Erdoğan, 1999-2002 arasında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptığı hükümet dönemindeki batık bankalar için araştırma komisyonu kuracaklarını açıkladı. Zamanlaması açısından samimiyeti sorgulanması gereken, siyasi rakibini ‘tehdit’ ile sindirme niyeti taşıdığı izlenimi veren bir çıkış bu. Bunun nedeni de Erdoğan’ın suçladığı hükümetten iktidarı devraldıktan 11 yıl sonra böyle bir sorgulama, araştırma yapma ihtiyacı hissetmiş olması.

Herkesin aklına gelen ‘neden şimdi’ sorusuna verilebilecek akla yakın, en gerçekçi yanıt PKK’nin silah bırakmasını sağlamak için hükümet ile İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm Abdullah Öcalan arasında yürütülen görüşmelere Bahçeli yönetimindeki MHP’nin net biçimde karşı duruş sergilemesi.

***

Başbakan benzer bir çıkışı, İmralı sürecini başlatmadan kısa süre önce BDP milletvekilleri için yaparak PKK’liler ile kucaklaştıkları için dokunulmazlıklarının kaldırılacağını açıklamıştı. Ancak aradan üç ay bile geçmeden, gazetemiz dahil toplumun birçok kesimince eleştirilen bu sözünün tam tersi yönde hareket ederek hem PKK’nin tüm kanatlarını kapsayan bir müzakere süreci başlattı hem de işleme koyma sözü verdiği fezlekelerin gerekçelerini ortadan kaldıracak bir reform paketini Meclis’ten geçirdi.

O zaman yaptığı gibi şimdi de Erdoğan’ın parlamentodaki çoğunluğunu siyasi rakipleri karşısında bir tehdit, şantaj unsuru olarak kullanması siyasi ahlak açısından uygun bir davranış olmamıştır. Sırf ‘İmralı sürecine muhalefet ediyor’ diye MHP hakkında araştırma komisyonu kurulması; kutuplaşmayı, gerginliği daha da artırarak terör ve Kürt sorununun çözümü için yürütülmekte olan süreci de zora sokacaktır.

***

Erdoğan’ın bu tavrı karşısında Bahçeli, ‘Hodri meydan’ derken kendileriyle birlikte AKP hükümetleri döneminin de sorgulanmasını istedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da yine Erdoğan’ın karşısında yer alarak “Bahçeli’ye yapılan bu şantaja asla izin vermeyeceğiz” dedi.

CHP ile MHP arasındaki ilişkiler, Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununa çözüm için Erdoğan’ı ziyaretinden bu yana soğuk ve mesafeliydi. Acaba CHP liderinin son çıkışı MHP’de nasıl bir etki yaratmıştı? Merak edip parti yöneticilerine sorduk.

Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, “Kemal Bey çok ilkeli bir duruş sergiledi. Gerçi biz ‘Hodri meydan’ derken onlar ‘Geçit vermeyiz’ dediler ama yine de destek vermeleri memnuniyet vericidir” diye konuştu.

Bir diğer MHP yöneticisi, Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise “Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendi takdiridir. Bu konuda CHP ile MHP arasında düşünülüp konuşulmuş bir işbirliği yok. Biz o desteğe ihtiyaç duymadan görüşümüzü ortaya koyduk. Ancak CHP’nin tavrı da hassasiyetlerini ortaya koyan doğru bir davranıştır” dedi.

Başbakan’ın sözleri siyasi ahlak açısından ne kadar sorgulamaya muhtaç ise CHP liderinin ortaya koyduğu ilkeli duruş da aynı açıdan örnek gösterilecek bir davranıştır.

\n

BİRİLERİ MEŞGUL OLACAKTIR

Başbakan Erdoğan’ın, sanatçı Fazıl Say’a verilen 10 ay hapis cezası konusundaki yorumu “Onlarla bizi meşgul etmeyin’ ifadesi sadece içeriği değil, zamanlaması açısından da talihsiz bir açıklamadır. AKP hükümetinin AİHM’de aleyhimize ihlal kararlarına sebebiyet veren kanun maddelerini düzeltme iddiasıyla hazırladığı 4. yargı reformu paketi daha geçen ay Meclis’ten geçti. Hükümet de yeni yeni içeride ve dışarıda, ifade özgürlüğünün sınırlarını genişletmekle övünmeye başlamıştı ki bu mahkûmiyet kararı geldi. Bugüne kadar çıkan yüzlerce ihlal kararında olduğu gibi Say hakkındaki mahkûmiyet de ifade özgürlüğünün ihlali gerekçesiyle AİHM’den dönecektir. Biz meşgul olmasak bile hak ve özgürlükler dünyasında birileri bu kararla çok meşgul olacaktır.

\n

17 NİSAN...

Çağdaş Türkiye’nin kurucularından Hasan Âli Yücel’in Köy Enstitüleri’ni kurduğu günün yıldönümünde kızı Canan Yücel Eronat’ı uğurladık. Devrimci şair Can Yücel’in ikiz kardeşi olan Eronat’ı, Can Baba’nın Deniz Gezmiş için yazdığı şu satırlarla selamlıyoruz:

“...En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de devrim,

o, onun en güzel yüz

metresini koştu...”