Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Hizmet için adayım’

03 Şubat 2014 Pazartesi

Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş, kampanyasını başlattı

Yerel seçimlerin en çok konuşulacak isimlerinin başında CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş geliyor. MHP adayı olarak 1999’da Beypazarı Belediye Başkanı seçilen Yavaş, iki dönem (10 yıl) bu görevi yaptıktan sonra 2009’daki büyükşehir yarışında MHP adayıydı. Yavaş bu seçimlerde ise CHP’den aday.
CHP’nin MHP kökenli bir ismi tercih etmesi özellikle CHP içinde çok tartışılıyor. En büyük rakibi AKP ise tartışmayı daha da kaşıyarak Yavaş’ın önünü kesme arayışında. Yavaş’ın bu tartışmaya bakışı şöyle:
“Kemal Bey (Kılıçdaroğlu) ‘Seçildiğin gün rozeti çıkarıp tüm Ankaralıların başkanı olacaksın’ diyor. Aynen öyle olacak. Sadece CHP’nin değil herkesin başkanı olacağım. Aday olarak tercih edilmemin ana nedeni siyasi görüşüm değil, geçmişteki hizmetlerim, belediyecilikteki başarım. Beypazarı’nı Ankara’nın kişi başına geliri en yüksek ikinci ilçesi haline getirdiğim için adayım. Toplum artık belediye başkanlarından ideoloji yerine hizmet ve dürüstlük bekliyor.”
Yavaş ve CHP’li kurmayları kampanya sloganını da bu bakış doğrultusunda belirlemiş: “Ankara’nın başkanı, herkesin başkanı”.

‘CHP’nin özgüvenini gösterir’
Yavaş, adaylığının CHP açısından önemini de vurgulamadan edemiyor:
“Benim adaylığım aslında CHP’nin iddiasını ve özgüvenini ortaya koyuyor. İktidar olma ve büyüme azmini, hırsını gösteriyor. AKP çıktığında içinde solcusu, sağcısı, liberali, dindarı olunca iyi. O zaman CHP içinde niye farklı görüşler hayat bulamasın?”

‘Seçilirsem parti değiştirmem’
Ankara’da Yavaş, Hatay’da Lütfü Savaş gibi parti dışı isimlerin aday gösterilmesi CHP içinde bazı kesimlerde “Ya seçildikten sonra CHP’yi terk ederse?” endişesi de doğurmuş. Yavaş bu konuda çok net konuşuyor: “Hayır, seçildikten sonra bir yere gitmem. Olağanüstü bir şey olmadıkça parti değiştirilmesine hiç sıcak bakmıyorum. MHP 2011’de beni ‘ilgili şahsiyet istediği yere gidebilir’ diye siyaset dışına itmese arayışım da olmazdı. Benim tek arzum halka hizmet edebilmek. CHP’ye geçişimi ‘malzeme’ yapanlar kendileri 7 kez parti değiştirdi.”

‘Bel altı siyasete yokum’
Yavaş’ın geçmişte MHP çatısı altında yaptığı bazı konuşmalar şimdi önüne konuyor. Sadece önüne konmakla da kalmıyor. Bir “gizli el” Ankara’da neredeyse tüm ev ve işyerlerine o konuşmaların görüntülerini servis ediyor. Yavaş bu konuda önce ilkesini koyuyor:
“Bu bel altı siyasete hiç bulaşmaya niyetim yok. Geçmişin kutuplaşmalarıyla geleceği kuramayız. Bizim şimdi yapmamız gereken hep birlikte geleceğe dair yeni bir siyaset inşa etmek.”

‘Onlar kutuplaşma ortamının sözleriydi’
Yavaş, servis edilen geçmişte yaptığı konuşmalarında ne söylemişti?:
“İkide bir Deniz Gezmiş’i, hâkim katili Yılmaz Güney’i, terörist kör Eşber’i ve Yaşar Kemal’i kahraman ilan edip ülkücüleri mafya ve çete ilan eden azılılara soruyorum: Bu insanlar mı çete, yoksa siz mi çetesiniz?”
Bu sözler seçim yüzünden gündeme gelmiş olsa bile, bu kesimler Yavaş’ın o sözlerle ilgili bugünkü değerlendirmesini merak ediyor. Yavaş’ın bakışı şöyle:
“O ifadeler iddia edildiği gibi 10 yıl önce değil 1994’te, 1997’de yapılmış konuşmalar. Neredeyse 20 yıl önce Türkiye’nin kutuplaşmış ortamında bir ilçe mitinginde yapılmış bir konuşma. O dönem Akın Birdal’a suikast girişiminde bulunulmuştu. Bu girişimin hemen ‘ülkücü çete’ diye milliyetçilere atfedilmesine tepki olarak yapılmış bir konuşma.”

‘Başkan olunca öyle konuşmadım’
Yavaş bugün o sözlerinin arkasında mı? Sorduğumuzda yanıtı şu oluyor: “Biz geçmişini inkâr eden bir insan değiliz. Siyaset yaptık. Bu tür konuşmalar olabilir. Bugün her siyasetçinin eski konuşmalarında her zaman çelişen şeyler bulabilirsiniz. O sözlerin söylendiği zamana bakmak lazım. Birinde milliyetçilere atfedilen bir suçlama var. Bir diğerinde ise tam Doğu Bloku yıkılmış. Sistem açlık, sefalet, yokluk, fuhuş yaratmış. 1994’te Nataşaların Türkiye’yi istila ettiği bir dönemde yapılmış bir konuşma. Ben 1999’da belediye başkanı seçildikten sonra sadece hizmete odaklandım ve genel siyasi konulara hiç girmedim.”
Yavaş nasıl bir kampanya yürütecek ve seçim meydanlarından halka hangi mesajları verecek?
“Siyasi, ideolojik bir kampanya hedeflemiyorum. Vatandaşa hizmet odaklı bir kampanya olacak. Ankara’nın yönetimindeki yanlışlıkları ortaya koyup, bizim nasıl bir şehir planladığımızı anlatacağız. Ulaşımdan kentsel dönüşüme Ankara’nın sorunlarını nasıl çözeceğimizi anlatacağız. Ankara’yı tarihi ve kültürüyle marka kente dönüştürme sözü vereceğiz.”

‘AKP seçmeninden oy almalıyım ‘
Yavaş’ın kampanyasının bir başka dikkat çekici yanı da kampanyasını genel siyasete değil “yerel siyasete” odaklamış olması. Halka ısrarla “Bu seçimde iktidar değil Melih Gökçek gidecek” mesajını verdiğini anımsattığımızda “Doğru” deyip seçmende gözlediği bir kaygıya dikkat çekti: “Melih Bey (Gökçek) Başbakan’ın arkasına saklanarak ‘Ben kaybedersem iktidar gider’ kampanyası yapıyor. Halkı ‘istikrarsızlıkla’ korkutuyor. Ben de ısrarla seçimin sadece Ankara ile ilgili olduğunu anlatıyorum. ‘Melih mi Mansur mu?’ seçimi bu. Yerel seçim havasında geçmeli bu kampanya. Çünkü AKP seçmenini de kazanmamız lazım.”
Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi ise kampanyayı “yolsuzluk” teması üzerine inşa edecek. Bir çelişki doğmayacak mı? Yavaş, genel siyasete girmeyecek ama “yerel” seviyede de yolsuzluk temasını işleyecek:
“Her konuşmamda ‘kul hakkı’nı işleyeceğim. Bakın bir örnek vereyim. Büyükşehir buralara ‘ıhlamur’ ağacı getirdi yurtdışından. Almanya çıkışı 160 Avro. Oradan evrak üzerinde İtalya’ya gitmiş gözüküyor. Oluyor 700 Avro. Sonra Türkiye’ye geliyor. Türkiye’deki firma aynı ağacı belediyeye 4 bin 750 liraya satıyor. 160 Avro neresi, 4 bin 750 lira (1500 Avro) neresi. Bunun parası Ankaralının cebinden çıkıyor. Bu kul hakkı değil de nedir? Yarın mahşerde yan yana olmak istemediğiniz insanlara oy vermeyin diyeceğim.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları