Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hamle Sırası Kandil'de

25 Şubat 2013 Pazartesi

‘İmralı’ya kim gidecek’ tartışmalarıyla geçen 50 günün ardından, ikinci BDP heyeti önceki gün PKK’nin cezaevindeki lideri Abdullah Öcalan ile bir araya geldi. Öcalan’ın heyet aracılığıyla kamuoyuna verdiği kısa mesajın satır aralarında, sürecin bu aşamasına nasıl baktığına ilişkin iki önemli ipucu yer alıyor:
1.
‘Takas’ istiyor: Öcalan “Devletin elinde tutsaklar var. PKK’nin de elinde tutsaklar var” diyerek, KCK davası hükümlü ve tutuklularını ‘tutsak’ olarak kabul ettiği ve PKK’nin elinde rehin tutulan asker ve sivil devlet görevlileriyle ‘eşit statüde’ gördüğü mesajını veriyor. Açıkça söylemese de, rehinelerin, KCK tutuklu ve hükümlüleri ile karşılıklı serbest bırakılacağı bir ‘takas’ sürecinden yana olduğunu ima ediyor.
2.
Kandil’i test ediyor: Önceki gün verdiği mesajla örgütün Kandil’deki silahlı kanadının kendisine bağlılığını da test ediyor Öcalan. Mesajında “PKK tutsaklara iyi davranmalı, umarım en kısa sürede ailelerine kavuşurlar” cümlesi çok açık. Verdiği talimat sadece ‘tutsaklara iyi davranılması’. Serbest bırakılmaları değil. Serbest bırakılmaları konusunda talimat yerine, bir sürecin sonunu işaret eden ‘umarım’ ifadesiyle yetiniyor. İstediği adım rehinelerin tamamı ya da bir bölümünün bırakılmasıyla güven artırıcı bir adım atmak. Ancak Kandil’deki yöneticilerin kendisine tam olarak sadık olup olmadığını ölçemediği için ‘bırakın’ talimatı yerine, temenni mesajı veriyor. Kandil’deki kadronun bütünlük halinde arkasında yer alacağından emin olamadığı için de açıklamasında, ‘çatışmasızlık’ ya da ‘Türkiye dışına çekilme’ gibi bir talimat ya da tavsiyeden de kaçınıyor.

\n

İki taraf da bekliyor

\n

Şimdi top artık PKK’nin sahasında. Öcalan’ın çağrısı muhtemelen BDP tarafından bugün ve yarın daha açık biçimde yinelenecektir. Sonra sıra örgüte gelecek. Başta Murat Karayılan olmak üzere birçok PKK yöneticisi son günlerde Öcalan’ı tek muhatap gördüklerini belirterek destek mesajları verdiler. Ancak somut adım içermeyen bu açıklamalar resmi bir tavır olarak algılanmadı.
PKK’den beklenen, pozisyonunu ya bir açıklama ya da doğrudan rehineleri serbest bırakarak ortaya koyması. Bu yapıldığında, örgütün bundan sonraki süreçte gerçekten Öcalan’ı dinleyip dinlemeyeceği de netleşmiş olacak. Öcalan için
‘liderlik’, örgüt için de ‘samimiyet’ testi olarak görülen bu aşama geçilebilirse, kalıcı çatışmasızlık, yurtdışına çıkış ve silahların bırakılması gibi aşamalara geçilebilecek. Hükümet de, Öcalan da şimdi PKK’nin vereceği kararı bekliyor.

\n

Çekilme kararı çıkmazsa

\n

Rehinelerin bir bölümünün oluşan olumlu havayı bozmamak için serbest bırakılacağı yönünde kamuoyunda genel bir beklenti var. Ancak sürecin nihai hedefi bu değil. Hükümetin toplumda yarattığı beklenti, bu sürecin sonunda şiddetin ve kanın duracağı şeklindeydi. Rehineler konusu güven artırıcı bir adım olmakla birlikte, toplum çatışma ortamının sona ereceğine ilişkin net bir mesaj da duymak istiyor. Ancak ne hükümet, ne Öcalan, ne BDP ne de PKK’den, çatışmasızlık, sınır dışına çekilme ve nihayet silahların bırakılmasının olup olmayacağı, olacaksa nasıl olacağı konusunda bugüne kadar net bir açıklama gelmiş değil.
Öyle anlaşılıyor ki, PKK bu konuda kendini bağlayıcı bir açıklama yapmaz ya da fiili bir tavır sergilemezse,
‘İmralı süreci’ toplumun beklentilerini yönetme ve oyalama amaçlı bir halkla ilişkiler çabasından ileriye gidememe riskiyle karşı karşıya kalacak.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları