Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gül Rahatladı Ama Sansür Duruyor
Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Lütfü Elvan’ın, daha geçen hafta Meclis’ten zorla geçirdikleri internet kanununda değişiklik için dün sürpriz bir biçimde muhalefetin kapısını çalmasını nasıl okumak gerekir? Kanunu çıkarırken ne muhalefetin ne de konuyla ilgili meslek örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin görüşünü alma ihtiyacı duyan hükümetin, yasayı çıkarmış olmasına karşın rotayı ‘değişiklik’ yönünde kırması ne anlama geliyor?
İade etmedi ama...
Bu soruların yanıtları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Macaristan yolunda beraberindeki meslektaşlarımıza verdiği demeçlerde saklı. Cumhurbaşkanı Gül, bir yandan “Kendimi Anayasa Mahkemesi yerine koymam” sözleriyle kanunu imzalayacağı yönünde güçlü bir sinyal verdi. Nitekim dün akşam saatlerinde de imzaladı.
Diğer yandan ise “Yasada güzel şeyler var ama bir iki sıkıntı da var” diyerek iç ve dış kamuoyunda yoğun biçimde eleştirilen bazı maddelerin “bir biçimde düzeltilmesi” beklentisini ortaya koydu.
‘Algıyı da düzeltin’
Gül’ün Macaristan demeçlerinde öne çıkan bir diğer vurgu ise yasa nedeniyle dünyada ortaya çıkan ‘yasakçı, sansürcü hükümet’ algısından duyduğu rahatsızlık. Kendisi açıkça söylemese de, değişiklik yapılmadan yasanın altına imza atması durumunda Cumhurbaşkanı Gül de bu olumsuz algıdan kaçınılmaz olarak payını almış olacaktı. İşte bu yüzden, Cumhurbaşkanı, sıkıntıların bu olumsuz algıyı da giderecek biçimde düzeltilmesi gerektiğini ısrarla vurguluyordu Budapeşte’den verdiği demeçlerde.
Değişiklik Gül’ü rahatlatır
Gül’ün bu açıklamaları okunduğunda, Ulaştırma Bakanı Lütfü Elvan’ın son girişiminin maksadı daha iyi anlaşılabilir. Amaç, daha geçen hafta çıkardıkları kanunda, Meclis’teki torba yasa görüşmeleri sırasında yeni düzenlemeler yapma sözü vererek iç ve dış kamuoyundaki algıyı olumlu yöne çevirebilmek. Tabii diğer yandan da, üzerinde büyük baskı oluşan Cumhurbaşkanı Gül’ü rahatlatarak, veto etmeden kanunu imzalamasını sağlamak.
Dün akşam itibarıyla, ikinci maksat hasıl olmuş gözüküyor.
Algı meselesine gelince, yapılan düzenlemeler kayda değer iyileştirmeler getirse de son noktada hükümetin ‘yasakçı’ bakışı değişmiyor.
İlerleme var, sansür kalkmadı
Gül’ün dün onayladığı kanunda en çok eleştirilen iki konu vardı: Birincisi, yürütmeye yani TİB’e yargı kararı olmaksızın internete erişimi engelleme konusunda yetki verilmesi. İkincisi ise, internet kullanıcılarının iki yıllık internet trafik bilgilerinin istendiği an yine yargı kararı olmaksızın TİB’e teslim edilebilir olması.
Cumhurbaşkanı Gül açıklamalarında ‘trafik’ ile ilgili maddeyi önemsediğini belirtti. Oysa, en az onun kadar hatta belki ondan çok daha önemli olan mesele, kullanıcıların internete erişiminin mahkeme kararı olmaksızın yürütme eliyle engellenecek olması.
Zaten AKP hükümetinin bu kanunu 17 Aralık sonrasında apar topar Meclis gündemine getirmesinin ardında yatan ana neden de yetkiyi eline alabilmekti. Böylece hükümet aleyhindeki yolsuzluk iddialarının internet aracılığıyla yayım lanmasını ve yayılmasını sansür edebilmekti asıl amaç.
Hükümetin dün Meclis’e getirdiği düzenlemeler, Gül’ün üzerinde durduğu ‘trafik bilgilerinin’ idareye verilmesini ‘mahkeme kararı şartına bağlaması’ açısından çok olumlu.
TİB Başkanı’na erişimi engelleme yetkisi veren maddeye ise engelleme kararı verildikten sonra 24 saat içinde mahkemeye götürülmesi koşulu ekleniyor. Bu da sınırlı bir ilerleme sağlamakla birlikte hükümetin internet kanununu getirmesinin temel gerekçesini ortadan kaldırmıyor.
Hükümetin kırmızı çizgisi olan, internet erişiminin yürütme eliyle yasaklanması, üzeri rötuşlansa da aynen yerinde duruyor...
Köşk’te en zor dönem
Gerek bahsetiğimiz internet kullanımına kısıtlamalar getiren kanun ve gerekse yargıyı yürütmenin kontrolüne sokan HSYK düzenlemesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’ndaki yedi yıllık görev süresinin en sıkıntılı dönemini yaşamasına neden oluyor. Gül’ü, “Herkes beni zorluyor” deme noktasına getiren bu baskının ardında yatan neden ise ‘17 Aralık’. Hükümetin yolsuzluk soruşturmaları karşısında içine düştüğü panik ve paranoya hali hiç istemese de artık doğrudan Gül’ün pozisyonunu ve kamuoyundaki algısını etkileyecek hale geldi. Hükümetin yolsuzluk soruşturmalarını kapatma ve yenilerini engelleme için başvurduğu idari (görevden almalar) yöntemlerde, bugüne kadar Gül’e çok fazla görev ve sorumluluk düşmemişti. Bunun tek istisnası hafta başında yapılan vali atamaları oldu. Gül’ün yapılan yüzlerce, binlerce yer değişikliğinde neredeyse hiç imzası yok. Ancak iş yasal düzenlemelere gelince, anayasa gereği çıkarılacak kanunlarda son onay makamı olduğundan, internete sansür ve HSYK düzenlemeleri Gül’ün omuzlarında çok büyük bir baskı oluşturmuş durumda.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti