Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gül: Bir Büyük Devlet Projesine de 'Hacı Bektaş' Diyelim
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen “Büyük Selçuklu Mirası” programı sonrasında gazetecilerin Gezi Parkı protestolarına ilişkin sorularını yanıtladı. Gül’ün sadece içeriyi değil, Avrupa’yı da hedef alan mesajları şöyle:
İtirazlar dinlendi, projeler askıda: İlk günde de söylemiştim zaten “mesajı aldık” demiştim, hatırlarsanız. Herkes tabii bu mesajı almış oldu. Artık bunu daha suhuletle devam ettirmek gerekir. Önemli olan başlayan itirazların dinlenmesiydi. Diyaloğun kurulması çok önemliydi. Gördünüz çok geniş biçimde toplantılar yapıldı, dinlendi. Nihayetinde bütün bu çalışmalar, yapılması düşünülen projeler bir noktada askıya alınmış oldu. Nihayetinde söylenenler, mesajlar dikkate alındığı gözüküyor. Bununla ilgili önümüzde uzun bir süre var. Şimdi artık herkes düşüncesini meşru bir şekilde söylemesi gerekir. O noktaya geldi işler.
Yabancı yatırımcıda büyük tereddüt: Bunun ötesinde, sokaklarda geceleri olan şeylerin artık bitmesi lazım. Aksi takdirde artık huzuru kaçırmaya başlar. Kimse fark etmiyor ama bunların ekonomiye de zararı olur. Hepimizin didinerek oluşturduğumuz bir Büyük Türkiye imajı var ortada. Hepimiz onu korumalıyız. Sokaklardaki gösterilerin artık muhakkak bitmesi gerekir. Şimdi kimse farkında değil, sıcağı sıcağına fark edilmiyor ama ben konuşuyorum, iş dünyasıyla filan. Dışarıdan büyük tereddütler oluşmaya başladı.
Olimpiyatı düşünün: Büyük yatırımlar söz konusu oluyorsa bunlar herkesin işine yarayan şeyler. Hepimizin çıkarına. Bunları sarsmamak gerekir. Türkiye önemli, büyük projelere girmiş, uluslararası yarışmalara girmiş vaziyette. Olimpiyattan EXPO’ya kadar. Bütün bunları doğrusu düşünerek artık bu sokaklardaki işleri bırakmak gerekir.
Avrupa hukukunun arkasında Twitter Yasası olmaz: (Hükümetin sosyal medyayı takip için yasa hazırlığının sorulması üzerine) Gazetelerden gördüm. Şu bilinmeli ki Türkiye’deki hukuki düzenlemeler nihayetinde en gelişmiş demokrasilerdeki gibi olmalı. Türkiye AB ile müzakerede olan bir ülke. Nihayetinde bütün arzumuz, amacımız Avrupa’da, gelişmiş demokrasilerde geçerli olan hukukun bizde de geçerli olmasıdır. Zaten adaptasyon süreci dediğimiz de budur. Bunun gerisinde bir şey olursa olmaz. Nedir çalışma bilmiyorum ama diyelim ki sosyal medya üzerinde çok yanlış mesajlar, kasıtlı veriliyorsa. Diyelim ki “Şimdi gördüm, önümde; on insan öldü” diye yalan bir mesajla kışkırtmacılık yapsa? Kim, hangi taraf olursa olsun böyle bir şeyin halk içinde paniğe, tahrike sebep olacak şeylere sıcak bakılamaz. Bunlara müsaade etmemek gerekir. Nasıl ki bir gazetede yapamazsanız orada da yapmamak lazım. Ama bunlar çok hassas konular. Onun için kesinlikle eğer varsa bu tip çalışmalar kesinlikle Avrupa hukukunun, bizim beraber olmaya çalıştığımız hukukun asla gerisine düşmemesi gerekir. Reform sürecinin ivmesini kaybetmemek gerekir. Kaybedersek kendi kendimizi zayıflatırız. Her alanda, ekonomide de, siyasette de, hukuk alanında da reform sürecini canlı tutmamız gerekir. Bu tip çalışmaların ölçüsü de bu olmalı.
Avrupa da ölçüsüz eleştirmesin: (Türkiye’ye yönelik AB’den gelen sert eleştirilerin hatırlatılması üzerine) Benim konuşmaların kritiğini yapacak halim yok. Türkiye ile ilgili değerlendirmeler dışarıda da yapılırken nasıl içeride polisin ölçüsüz güç kullanımını tenkit ediyoruz? Türkiye’yi de tenkit ederken ölçüsüz olmamaları gerekir. Herkes için düşünmek gerekir. Onun ötesinde tabii ki karşılıklı herkes birbirini tenkit edebilir. Bu ayrı bir konudur.
10 yıllık imaj bir haftada yıkılır: Hepimiz bir sarsıntı geçirdik. Alacağımız dersler var hepimizin. Şimdi artık hemen toparlanmamız lazım. Yoksa kendi kendimize zarar vermeye başlarız. Kolay değil imaj yapmak için 10 sene uğraşırsınız, imajı bir haftada yıkarsınız. Türkiye’ye de haksızlık etmemek lazım. Hatalar eksiklikler olabilir, bunlar düzeltilebilir. Şiddete başvurmadan itirazlar dile getirilebilir, getirilmesi de gerekir. Şiddet olursa o zaman haklı itirazınız da haksız duruma düşer. Onun için sokaklarda olanların hepsini kesmek lazım. Bundan sonrası zarar verir. İlk günlerde söyledim hatırlarsanız. Demokrasilerde herkes fikrini söyler ama belli bir noktadan sonra bunu başkalarının esir almasına, illegal güçlerin esir almasına müsaade etmemek gerekir.
Bir projeye de Pir Sultan diyelim: (İstanbul’a yapılacak 3. köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesine ilişkin polemiğin hatırlatılması üzerine) Böyle bir hassasiyeti ben de gördüm. Belki şöyle yapılabilir. Önemli bir devlet projesine Hacı Bektaşı Veli ya da Pir Sultan Abdal ismi verilebilir. (İsmi değişebilir mi, sorusu üzerine) Onu bilemem doğrusu. Tarihte de doğrusu söylenen şeyler tartışmalı. Yaşadığımız gün bile tartışmalı iken geçmişi konuşurken çok tartışmalı şeyler vardır. Madem ki vatandaşlarımızın bazılarında böyle bir hassasiyet var. O zaman belki başka bir kamu projesine Hacı Bektaşı Veli ismi verilebilir. Nasıl bunlar büyük insanlardır, bu şekilde biz hepimizin doğrusu kaynaşmasını sağlamamız gerek.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!