Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Fidan Tartışmalarına ‘İstihbaratçı’ Yorumu

21 Ekim 2013 Pazartesi
Saygın Amerikan gazetelerinde art
arda yayımlanan ve ortak noktaları MİT
Müsteşarı Hakan Fidan eleştirileri olan
haber ve makaleler kim tarafından, kime,
hangi mesajı verme niyetiyle ortaya
çıkıyor?
4 yıllık mesele
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat
Öneş’e bu yayınlara “istihbaratçı�
gözüyle nasıl baktığını sorduk. Öncelikle
bu yazıların arkasında kim olabilir?
“Daha Sayın Fidan MİT Müsteşarı
olmadan, 2009 yılında İran ile yapılan
nükleer müzakereler sırasında üstlendiği
kritik görevden bu yana İsrail basını
ve hatta Ehud Barak gibi bazı üst
düzey yetkilileri isim vererek kendisini
hedef aldı, ‘İrancılıkla’ suçladı. Mavi
Marmara sonrasında da sık sık bu
tür yayınlar ortaya çıktı. Bazen bu tür
iddialar için Amerikan yayın organlarını
da kullanıyorlar. Hakan Fidan’ın ismini
kullanarak bunları yapmaları hiç etik değil
aslında.�
İsrail bölgede yalnızlaşıyor
İsrail’in Fidan ile uğraşmak istemesinin
nedeni ne?
“Birbiriyle ilişkili birkaç sebep
sayabiliriz:
1. İsrail bölgesinde giderek
yalnızlaşıyor. Suriye’de çatışma halinin
bitirilmesine yönelik ABD ve Rusya’nın
çabaları var. Å?imdi ABD ile Ä°ran arasındaki
da tarihi bir yakınlaşma başladı.
2. Böyle bir dönemde MİT-MOSSAD
arasında ilişki tarihinin en kötü
noktasında. Bu, İsrail’in etkin istihbarat
yetersizliği yaşamasına neden oluyor.
3. Türkiye’nin izlediği dış politikadan
rahatsızlar. Özellikle de Suriye’de El
Kaide’ye destek verdiği şeklinde oluşan
güçlü algıyı kullanmak istiyorlar.�
Amaç Batı’yı etkilemek
Bu tür yayınlar yoluyla AKP hükümetini
politika deÄŸiÅŸikliÄŸine itebileceklerini mi
sanıyorlar?
“Hayır. Tam tersine içeride Başbakan
ve hükümet bu tür yayınları milliyetçi
bir politikanın malzemesi yapıyor ve
yapacak. Ben kısa vadede İsrail ile
ilişkilerin de düzelmesini beklemiyorum.
Ama bu tür yayınların asıl hedefi zaten
Ankara değil. Neresi? Batı kurumları,
baÅŸkentleri ve karar vericileri. NATO,
Brüksel, Washington, Londra, Berlin
ve diğerleri. Onların gözünde Türk
hükümeti ve istihbarat teşkilatının
güvenini zedelemek istiyorlar. Böylece
AKP hükümeti üzerinde baskı sağlamaya
çalışıyorlar.�
ABD doğrudan uyarıyor
ABD’nin bu yayınlarda parmağı var
mı?
“Açıklamalara bakılırsa Amerikan
yönetimi bu işin tamamen dışında.
Ancak söz konusu yayınlarda dile
getirilen El Kaide kaygısı tabii ki
Amerikan yönetiminin ve CIA’nın
öteden beri taşıdığı bir kaygı. Ama
onlar bunu kiÅŸiselleÅŸtirmek yerine
hükümete iletiyordur. Nitekim Başbakan
Erdoğan’ın ABD ziyaretinden bu yana
Suriye politikamız ve özellikle de El Kaide
unsurlarına bakışımıza ilişkin değişim
sinyalleri geliyor.�
İmralı ve Kandil mesajı alır
MİT Müsteşarı Fidan, önce PKK ile
yürütülen Oslo müzakerelerinin şimdi de
İmralı’da Abdullah Öcalan ile yürütülen
“çözüm sürecinin� kilit ismi. Yayınların
bu sürece yönelik bir amacı da olabilir mi
acaba?
“Olabilir tabii ki. Bölgedeki değişim
ve dönüşümde en önemli aktörlerin
başında Kürtler geliyor. Türkiye’deki
sürecin bir tarafında Öcalan varsa diğer
tarafında Kandil’de elinde silahıyla örgüt
var. Ve örgüt her türlü bölgesel, küresel
etkilenmeye oldukça müsait konumda.
Eğer İsrail Türkiye’nin bölgede Batı’dan
daha bağımsız politikalar izlemesine
neden olacağı gerekçesiyle, Ankara’nın
bu süreçten başarıyla çıkmasını
istemiyorsa, bunun için Kandil ideal bir
araç olabilir. Dolaylı olarak Öcalan’ın
da bu tür yayınlardan alacağı mesajlar
olabilir. Sonuçta bunların ne anlam ifade
ettiÄŸini bilecek kadar siyaset deneyimine
sahip biri Öcalan.�

      Seçim hesapları,
süreci riske sokuyor
   
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı
Öneş, PKK sorununun
“demokratikleşme� ile çözülmesini
savunan kanadın önemli
isimlerinden biri. Görüşmemiz
sırasında hükümetin Öcalan
ile yürütmekte olduğu “çözüm
süreci�nin gidişatına ilişkin
değerlendirmelerini de aktardı:
“Etnik meselelerin çözümü
sadece Kürt meselesinde bir
barış sağlanması ile mümkün
olmaz. Türkiye’nin kapsamlı
bir demokratikleşmeye ihtiyacı
var. En başta da çok nitelikli bir
yeni anayasaya. Ama yapılan
açıklamalar ve atılan adımlara
baktığımda gördüğüm tablo şu:
Başbakan’ın önceliği seçimler...
Sadece 2014 de değil. 2015’teki
genel seçimleri de düşünerek
hareket ediyor. Olası milliyetçi
refleksler nedeniyle oy kaybetmek
istemiyor. Konjonktüre göre
yavaÅŸ yavaÅŸ gitmek istiyor.
Bugüne kadar da böyle yaptı.
Ama bundan sonra da böyle
yaparak çözüm sürecini iki yıla
yaymış oluyor. Çok büyük bir
risk üstleniyor. Evet Öcalan
kararlılığını sürdürüyor olabilir.
Ama elinde silah olan örgütü iki
yıl nasıl bekleteceksiniz? Hele de
dengelerin böyle kaygan olduğu
bir bölgede. İşte bakın İsrail
faktörü ortada...�



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları