Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Denktaş'a ültimatom veren müsteşar: 'Büyük Bir Dava Adamını Kaybettik'

15 Ocak 2012 Pazar

Eski Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarından emekli Büyükelçi Uğur Ziyal, önceki gece kaybettiğimiz KKTCnin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşa hayatının belki de en üzücü talimatını ileten isimdi. Annan Planının müzakere edildiği 2004teki New York görüşmelerinde dönemin Dışişleri Müsteşarı olarak hazır bulunan Ziyal, Denktaşın masadan kalkmasını Türkiyenin talimatıdır. Bu zirveden kaçan taraf olmayacağız. Bu talimata mutlaka uyulacak diye ültimatom vererek engellemişti.

Denktaşın ölümü sonrasında aradığım Ziyalin Çok büyük, çok değerli bir insandı. Değeri insaniyetinden gelirdi. En zor koşullar altında bile en insani davranışı gösterirdi. Büyük bir dostumu kaybettim sözleri beni oldukça şaşırttı. Kıbrıs davasının seyrini takip eden birçokları gibi ben de 2004teki o sert diyalog sonrasında birbirlerine kırgın ayrıldıklarını sanıyordum.

Çocuğumun altını birlikte temizledik’

Denktaş ile Ziyalin ilk tanışıklığı 1965 yılına kadar uzanıyor. Ziyal, bakanlığın en önemli bölümlerinden olan Kıbrıs masasında çalışan genç bir diplomat. Denktaş ise zoraki olarak Ankarada yaşıyor. Daha sonra 1970te Ziyal, Kıbrısa atanınca dostlukları gelişiyor. O yıllardan Ziyalin hiç unutamadığı bir an da var:

Bir uçak seyahati sırasında çocuğumun altını temizlememe Denktaş hiç rahatsızlık duymadan yardımcı olmuştu.

Açık konuşmayı severdi

Ziyalin müsteşarlığına kadar süren ilişkinin en gergin dönemi 2004 yılındaki Annan Planı görüşmeleriydi. New York öncesinde Laheyde yapılan görüşmeler öncesinde Ankaradan Hayır demeye gidiyorumdiye ayrılan Denktaşa bu konuda ilk ciddi eleştiriyi getiren isim de Ziyaldi. Dünkü görüşmemizde o günlerden kalan Denktaş imajını şöyle aktardı:

Denktaşla aramızda iş başka dostluk başkaydı. Görüşlerimiz farklıydı ama her zaman birbirimize açık konuşmayı severdik. Onun Kıbrıs konusundaki fikri belliydi. Ben ise 70lerden 2000lere gelindiğinde davanın çıkmaza gittiğini görüyordum. Laheyde hata yaptığını, o hatası yüzünden Rumların daha avantajlı konuma geldiğini yüzüne söyledim. O ise bilinen görüşlerini aynen korudu.

Tek korkusu KKTC’yi kaybetmekti

Kıbrıs davasının her adımında Denktaşın birinci önceliği hep Kıbrıs Türklerinin korunması oldu. Ziyale göre hayatında tek bir kaygısı vardı Denktaşın:

En büyük korkusu, zor kazanılan Kıbrıs Türk Devletinin elden gideceği endişesiydi. Ben atılacak taktik adımlarla hiçbir şey kaybetmeden, tek adım bile geri gitmeden Rumlar karşısında avantajlı duruma geçebileceğimizi ne kadar anlatmaya çalışsam da o hiçbir zaman böyle düşünmez, masada verilecek tavizlerle devletin elimizden gideceğine inanırdı. Çok büyük bir dava adamını kaybettik...

Türkiye ile anne ve evlat gibiyiz

Diplomasi muhabiri olarak defalarca görüştüğüm Denktaşı son kez, geçen yıl temmuz ayında Ankarada tedavi gördüğü TSK Rehabilitasyon Merkezindeki odasında ziyaret ettim. Gerçek bir Cumhuriyet dostuydu. Gazetemiz adına Geçmiş olsundileğinde bulunduğumda hemen yazarımız ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbayın durumunu sordu. Balbayın tutuklu kaldığı süreyi 680 gün diye hatırlıyordu. Oysa 865 olmuştu o gün. Duyunca Bıçak yarası gibi! Bu olanlara karşı neden barolar hiçbir şey yapmıyor, sesini yükseltmiyor? diye isyan etmişti.

Başta 62 yıllık eşi Aydın Denktaş olmak üzere ailesine, Kıbrıs Türk halkına ve tüm Türkiyeye başsağlığı dilerken, hasta yatağında felçli halde verdiği vasiyet gibi mesajlarını bir kez daha anımsatmak isterim:

Biz Türkiye ile anne ve evlat gibiyiz. Hep çok yakın olduk, bundan sonra da öyle olmamız gerekir.

Her ne olursa olsun, Rumların değişmesi mümkün değil.

Kıbrıs Türkünün davasına ve KKTCye yılmadan verdikleri destek için Türk halkına teşekkür ederim. Kıbrıs meselesi, Türkiye devleti ve Türk halkı açısından heppartiler üstübir mesele olmuştur. Bundan sonra da öyle kalmasını temenni ederim...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları