Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Demokrasi Değil Taban Paketi'
Kılıçdaroğlu’ndan Paket Değerlendirmesi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğantarafından açıklanan “Demokratikleşme Paketi” ile ilgili en net açıklamalarını dün Gaziantep’e giderken yaptı.“Andımız”ın kaldırılması kararına itiraz eden Kılıçdaroğlu, BDP’nin eleştirilerine karşın paketteki adımların çözüm sürecini devam ettireceğini belirterek, “Hükümet ile İmralı arasında anlaşma var. Seçime kadar böyle gider” dedi. Kılıçdaroğlu türban adımı konusunda AİHM kararlarını anımsattı. Ancak başörtülü adaya karşı olmadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, Gülsuyu’ndaki cenaze krizi ile ilgili olarak da, “Bir cenazenin iki gün bekletilmesini anlamak zor. O çocuğun günahı ne? Uyuşturucu çetelerine karşı çıkan bu çocuğa sahip çıkmak lazım. Tam tersine orada devlet terör estiriyor. Baba geldi, kelepçeli. Olacak şey değil. Orada uyuşturucu çetelerine karşı devlet mücadele vermiyor, gençler veriyor. Akla şu soru geliyor: Acaba uyuşturucuyu kamu gözetimi altında mı götürüyor bu çeteler?” ifadelerini kullandı.
CHP lideri dün Gaziantep’e giderken uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını şöyle yanıtladı:
Demokrasi değil taban paketi: Bu paket demokrasi paketi değil AKP’nin kendi seçmenine, tabana yönelik bir 30 Eylül paketidir. Lütfedilen kadar demokrasi olabilir mi? Başbakan lütfetmiş, “Bir parça demokrasi getiriyorum”diyor. Onun ağzına bakacağız bize ne kadar demokrasi verecek diye. Hangi gazeteci, hangi tutuklu milletvekili serbest?
O anda Atatürk var: Eğitim milli bir konudur. Ama siz bu andı kaldırınca eğitimi milli olmaktan çıkarıyorsunuz. Siz eğer “Andımız”ı kaldırıyorsanız, bunu hangi gerekçeyle kaldırdığınızı açıklamanız lazım. Bu ant zaman içinde günün koşullarına göre değişmiş bir metindir. Ama değişmemesi gereken temel noktaları var. O andda ne var: Atatürk vurgusu var. Çünkü ulusal Kurtuluş Savaşı’nı onun önderliğinde yaptık. Başka özgürlük ve bağımsızlık teması var. Bir de çağdaş uygarlık hedefi var. Bundan kimsenin rahatsız olmaması lazım.
Hangi gerekçeyle kaldırıyorsun: Bir toplumun nereden geldiğini nereyi hedeflediğini çocuklarımıza göstermemiz gerekir. Tamamen kaldırıyorum dersen, neyi hangi gerekçe ile kaldırıyorsun? İçindeki “Türk” sözcüğünden mi rahatsız oldun? Bu konuda Danıştay’ın kararı var. Oradaki Türk sözcüğünün“ırk” anlamında söylenmediğini gösteren karar. Başbakan bundan mı rahatsız? Bunu söylemek yerine tümünü kaldırıyor. Ant olmayacak, diyor.
Ağacın gövdesi ile oynamayın: O ant çocuklarımıza birlikte olmayı öğretir. Aynı kılık kıyafetin tek tip olması ve ilköğretimin zorunlu olması gibi. Beraberliği, birlikteliği pekiştiriyor. Bir ağacın gövdesi önemlidir. Bu yaptığınız ağacın gövdesi ile oynamaktır. Dallar budanabilir ama gövde hiçbir zaman budanmaz.
Pedagogla değiştirelim: Çözüm kaldırmak değil. Pedagoglar eşliğinde oturup hangi ifade rahatsız ediyor, ona bakmak lazım. Çocukların ruh haline bakacak. Çocuklar neye itiraz ediyor? Ona bakılacak. Siyasetçi kalkıp ben değiştireceğim derse yanlış. Ağacın gölgesini güçlendirmeliyiz.
Erdoğan ile İmralı anlaşmış: İmralı ile Erdoğan arasındaki görüşme arzu ettikleri takvime uygun gidiyor. Kandil’in açıklamaları ciddiye alınacak açıklamalar değil. İmralı bu pakete destek oluyor. Strateji şunun üzerine:“Ben yapacağım siz itiraz edeceksiniz. Ben de size itiraz edeceğim. Toplumun kafası karışsın.” O çatışma AKP’nin daha rahat kendi düşüncelerini hayata geçirmesi için ortam sağlıyor. Aralarında anlaşma var. Seçime kadar böyle gider.
Hiç ‘w’ görmedin mi: “Şu da iyi oldu” denecek, hiçbir şey yok bu pakette. 3 harf meselesinden bahsediliyor. Bunun neresi demokrasi? 1997 yılındaHikmet Uluğbay’ın yayınladığı kitapta çocuklara öğretilecek harfler arasında hepsi var. Fizik dersinde bile bundan fazlası var. Çok merak ediyorum, Başbakan hiç mi tuvalete gitmiyor? Üzerinde yazılı W harfini hiç mi görmedi? Bunu millete demokrasi diye satıyor. Bu kadar sahtekârlık olmaz.
Vali tak diye alınmalı: Söylem güzel. Gerçekten nefret suçunu gündeme getirecekse tak diye Eskişehir Valisi’ni görevden almalı. Alıyor mu? Almıyor.
Başörtüsünde AİHM kararına uyulmalı: (“Kamuda başörtüsü yasağının kalkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna) Biz hukuk devletiyiz. Kuralların gereğini yapmalıyız. Anayasa hukukumuz var. Avrupa hukuku var. İkisi de bizi bağlıyor. Bu kurallara uyan, hukukun üstünlüğü çerçevesinde yapılan düzenlemelere hepimiz saygı gösteririz. Bu konuda AİHM kararları var. Hepimiz uymak zorundayız. Ben de, yargı da uymak zorunda.
Başörtülü aday olabilir: (Başörtülü belediye başkanı) Aday adayı ve aday olması için bir engel yok. Kazanacaksa niye olmasın? Başı örtülü diye tüm bunların dışında tutup onu ille yapmayalım diye bir şeyimiz de yok.
Parlamento kuralına uyulmalı: (Başörtülü milletvekili) Olabilir. Daha önce MHP’den bir kadın vekil başörtülü olarak kazandı. Ve girdi Meclis’e. İçeri girdiğinde parlamentonun kuralları vardır. Herkes uymak zorundadır. O kurallara uymazsanız doğru olmaz. Aday olduğunuzda sorun yok. Ama milletvekili, belediye başkanı olduğunuzda kurallar var. Hepimiz bunlara uyarız. Doğrusu budur. Tüm ülkelerin kuralları, belli yerlerde de yazılı olmasa da gelenekleri vardır. Parlamentoyu güçlü kılan bu geleneklerdir. Meclis ne zaman açılmış? 1920. Şimdi 2013. Geleneğe bakın doğru mu değil mi? Eğer yanlışsa tüm geçmişi silmek lazım. Biz hedefine çağdaş uygarlık koymuş bir toplumuz. Biz kendi geleneklerimizi ayaklar altına alamayız.
El Kaide ile işbirliği yapıyorlar: Reyhanlı saldırısını El Nusra Örgütü üstlendi. El Kaide de “Sınırınızı açmazsanız yeni eylemler yapabiliriz” diye açıklama yaptı. Emniyet Genel Müdürlüğü de çıkıp “Bu açıklama El Kaide’ye ait değil” diye açıklama yapıyor. Ne zamandan beri bizim Emniyet terör örgütlerinin hamisi oldu? Bu açıklamayı El Kaide yapabilir, “Bize ait değil”diyebilir. Terör örgütü adına nasıl böyle bir açıklama yaparsınız? Hiç gördünüz mü Emniyet’in “Bu DHKP-C değil” diye açıklama yaptığını. Kesseniz yapmaz. Bu El Kaide ile AKP arasında işbirliğini gösterir.
Anadiline yorum yok: Anadilinde eğitim ile ilgili maddenin ayrıntılarını bilmiyoruz. Nasıl gelecek, eğitim nasıl olacak? Tasarıyı görmeden yorum yapmak doğru olmaz.
Tek amacı kendisi kazansın: Seçim barajının ya yüzde 3’e ya da yüzde 4’e indirilmesini teklif ettik. Ama onun amacı barajı indirirken başka partiye oy verilmesini önlemek için dar bölge getirmek. Sadece kendisi vekil çıkarmak istiyor. Yine yüzde 10 hatta daha fazla yüzde 50 baraj olacak. Milli iradenin tam yansımasını istiyorsan barajı tümüyle kaldır. Yüzde 1 oy alan dahi bir vekil çıkarsın. Getirsinler Türkiye vekilliği uygulamasını.
O ÇOCUĞUN GÜNAHI NE?
Hasan Ferit Gedik’in ailesine verilmeyen cenazesi konusundaki bir soruya Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: “Bir cenazenin iki gün bekletilmesini anlamak zor. O çocuğun günahı ne? Uyuşturucu çetelerine karşı çıkan bu çocuğa sahip çıkmak lazım. Tam tersine orada devlet terör estiriyor. Baba geldi, kelepçeli. Olacak şey değil. Orada uyuşturucu çetelerine karşı devlet mücadele vermiyor, gençler veriyor. Akla şu soru geliyor: Acaba uyuşturucuyu kamu gözetimi altında mı götürüyor bu çeteler? Buna izin verilmemesi lazım.”
SARIGÜL’E DEFANS OLMAZ
Duygu değil akılla: İstanbul’da en çok oyu kimle alacaksak onunla yola çıkacağız. Duyguları değil başarıyı hedefliyoruz. Sosyal demokratların güç birliği yapması lazım. Cumhuriyet tehlikede, demokrasi tehlikede. Bizim ayrışarak nazlanarak yola çıkmamız doğru değil. Daha tutarlı, kararlı yola çıkmamız gerek. Güç birliği gerek. Artık küçük olsun benim olsun anlayışı olmaz.
Sarıgül başarılı, birikimli: (“Genel başkanlık ister mi?” sorusuna) Partiye üye olmak için gelen kişinin önceden niyetini okumak gibi bir alışkanlığımız yok. Herkesin gönlünde bir aslan yatar. Sayın Sarıgül’ün başarılı bir belediyeciliği var. İstanbul’un da çağdaş bir kent olma, kültür kenti olarak sorunlarını çözen bir kent olma ihtiyacı var. Eğer Sayın Sarıgül bu amaçla yola çıkıyorsa birikimi var.
Partide defans olmaz: (“Sürekli Sarıgül sorusundan yoruldunuz mu?”sorusu üzerine) Evet yoruldum. Kendisinin CHP’den aday olabilmesi için önce partiye gelmesi lazım. Gelirse normal prosedür işler. Aday adayı olur, kamuoyu yoklamalarına girer. Ben genel başkan olurken kurultay toplanmadı mı? Toplandı ve oturup karar verdi. Aday oldum, dilekçe verdim. O da dilekçe verecek. Parti Meclisi’nde gizli oylama yapılacak. Sarıgül’e karşı parti içinden bana gelen bir şey yok. Bir defans olacağını sanmam.
Tekin sokağı bilir: Gürsel Bey de çalışkan bir arkadaşımız. İl başkanlığı yapmış bir arkadaşımız. Sokağı, halkın nabzını tutmayı iyi bilir. İstanbul’u da iyi bilir. Aday olmaması için bir neden yok. Ama daha bir yoklama, anket yapmış değiliz.
Ankara’da kadın olabilir: Ankara’da da kamuoyu yoklaması yapacağız. En çok oyu olan adayı seçeceğiz. Duygular değil aklı öncelleyeceğiz. Bu bir kadın da olabilir. Kadın olması beni ayrıca mutlu eder.
Kesinleşen adaylar: Aydın’da, Giresun’da, Ordu’da sorun yok, başkanlarımız yine aday. Bizim için kritik olan yerler arasında Balıkesir, Manisa, İstanbul, Ankara geliyor. İzmir’de çalışkan ve başarılı bir belediye başkanımız var. Adaylığı henüz belli değil. Antalya’da hoca (Prof. Mustafa Akaydın) başarılı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!