Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın tutukluluğunun 4. yılı bugün doluyor ve 5. yıla giriliyor. Balbay, bu sürenin yaklaşık iki yılını da CHP İzmir Milletvekili olarak geçirmek durumunda bırakıldı. Geçmişte benzer durumda olan tutuklu milletvekilleri tahliye edilmiş olmalarına rağmen mahkeme heyeti 12 Haziran seçimlerinde milletvekili seçilen tutuklu 8 milletvekilini bugüne kadar ısrarla bırakmadı.

AKP hükümetinin yargı reformu paketleriyse, Balbay’ın da aralarında bulunduğu gazeteciler, milletvekilleri, akademisyenler ve diğer aydınları özgürlüklerine kavuşturmazken kadına şiddet, gasp ya da adam öldürme gibi adi suçlardan yatan ne kadar tutuklu varsa hepsinin cezaevlerinden çıkmasını sağladı.

Siyasetin ayıbı

Balbay’ın 5. yıla giren tutukluluk hali sadece biz Türk basını için değil, aynı zamanda iki yıldır mensubu olduğu Türk siyaseti açısından da utanç vericidir. Biz gazeteciler dünyanın her köşesinde ülkemizdeki tutuklu gazeteciler ayıbını ve basın özgürlüğünün önüne konan engellerin ne olduğunu anlatmaya devam edeceğiz.

Ancak sorun artık siyasetin çözebileceği bir mesele haline gelmiştir. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ile iktidar ve muhalefet liderlerine, Türkiye’yi ‘milletvekillerini hapiste tutan ülke’ utancından kurtarmaları için bir kez daha göreve davet ediyoruz.

Çiçek: Başka \tsorunları da \ttetikliyor

Bu düşüncelerle aradığımız TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyaset kurumunun elinden geleni yaptığını savunarak yargının tutumundan şu sözlerle şikâyetçi oldu:

“Tutuklu vekiller konusu maalesef bir türlü sonlanabilmiş değil. Dava hâlâ uzayıp gitmekte. Uzayıp gitmiş olması Sayın Balbay ve o davada tutuklu tüm şahısları özgürlüklerinden mahrum bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda başka sorunları da tetikliyor. Siyasi sorun yaratıyor, güvenlik sorunu yaratıyor, birçok başka sorunu da tetiklemekte.”

Tutukluluğu çoktan aştı

“Ben tutukluluğun mahkûmiyete dönüşmemesi gerektiğini defalarca ifade ettim. Tutukluluk sadece bir tedbirdir ve bu özelliğini kaybetmemelidir. Ancak uzun tutukluluklar nedeniyle, bu niteliğinin aşıldığı gibi bir genel kanaat oluşmuş durumda. Bu durum yargı kararlarının da tartışılmasına neden olmakta.”

‘İrademizi koyduk, dinlemediler’

“Bu konunun çözümü siyasi olduğu kadar aynı zamanda da hukukidir. Biz Meclis olarak hem 2005’te çıkarılan CMK’nin 102. maddesi, hem de akabinde üçüncü yargı paketiyle, yargı mercilerine gereksiz ve uzun tutuklamalardan rahatsız olduğumuzun iradesini ortaya koyduk. Adli kontrol imkânını yargının hizmetine sunduk. Dolayısıyla Meclis, tutukluluktan kaynaklanabilecek hukuki ve insani sorunların yaşanmaması için böylesine bir imkânı verdi ellerine. Hele de tutuklu kişiler milletvekiliyse bu imkânın anlamı çok daha önem taşıyordu. Ancak bu konuda beklentilerimizin bugüne kadar karşılanmadığını üzülerek görüyorum. Artık çıkardığımız kanun hükümlerinin, yargı tarafından o kanunu çıkaran Meclis iradesine uygun olarak yorumlanmasını ve bir an evvel bu sıkıntının bitmesini umuyorum.”

Dördüncü paket beklentisi

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, TBMM’ye henüz gönderilmeyen 4. yargı paketinde tutuklu milletvekilleriyle eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tahliyesini sağlayacak bir düzenleme yapılabileceği yönündeki kulislere dikkat çekiyordu dünkü köşesinde. Bu bilgiyi aktardığımız Çiçek iddiayı ne doğruladı ne de yalanlandı. Sadece “4. yargı paketi henüz Meclis’e gelmedi. Uzun tutukluluklar konusunda bir düzenleme onun içinde var mı, yok mu bilemiyorum. Birlikte göreceğiz” karşılığını vermekle yetindi.

Çiçek’in ketum tavrı, 4. yargı paketinde hükümetten uzun tutukluluklar konusunda sürpriz bir adım beklentisi içinde olduğunu düşündürdü bize...