Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

CHP’li Kuşoğlu: Yolsuzluk Dosyası Yağıyor

30 Ocak 2014 Perşembe

Siyasette Yeniden Koskotas Gündemi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık soruşturmalarından bu yana Meclis konuşmalarında ısrarla “yolsuzluk” konusunu işliyor. Son iki haftadır da AKP hükümetine yönelik ağır iddialar içeren belgeler açıklıyor. Geçen hafta Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek’in, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Baş’a, kentte yürütülmekte olan yolsuzluk soruşturmalarını durdurması yönünde müdahalesine ilişkin tutanağı açıkladı.
Bu hafta ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çocuklarının yönetiminde olduğu TÜRGEV’in hesabına isimsiz yatan 100 milyon dolarlık “bağışı” gündeme getirerek bunun hesabını sordu.
Kılıçdaroğlu’nun AKP hükümetine ilişkin yolsuzluk dosyaları konusunda yakın çalıştığı isimlerden biri de Ankara milletvekili Bülent Kuşoğlu. Kılıçdaroğlu gibi Maliye kökenli olan Kuşoğlu, CHP lideriyle Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü günlerinden tanışıyor. CHP’nin birbiri ardına kamuoyuna açıkladığı oldukça önemli yolsuzluk iddiaları konusunda Kuşoğlu’nun ilginç bir tespiti var:
“Bürokrasiden yolsuzluk dosyası yağıyor. Önceden böyle değildi. Biz AKP yönetiminin yolsuzluklara battığını biliyorduk, ama elimizde bunu kanıtlayacak yeterli belge yoktu. Bırakın dosya çıkarmayı, insanlar dışardakilerle konuşamıyordu bile. Ama şimdi korku duvarı aşılmış görünüyor. Bürokrasinin dört bir yanından yolsuzluk dosyası geliyor.”

Demirel ve Erbakan örnekleri
Kuşoğlu’nun muhalefete yolsuzluk dosyası yağdığına ilişkin bu sözleri, yakın siyasi tarihimizden benzer örnekleri akla getiriyor.
Türkiye buna benzer bir dönemi 1990’ların başında yaşadı. 12 Eylül darbesinden demokrasiye geçiş sırasında tek başına hükümet olan ANAP’ın 9 yıllık iktidarının yıkılmasında “yolsuzluk” teması son derece önemli yere sahiptir. Süleyman Demirel aktif siyasete döndükten sonra, önce Turgut Özal, onun Köşk’e çıkmasından sonra da Mesut Yılmaz’ın liderlik yaptığı ANAP hükümetlerini yolsuzluk dosyalarıyla köşeye sıkıştırdı. Deneyimli siyasetçi, Yunanistan’da iktidar deviren “Koskotas” skandalından esinlenerek “Elimde Koskotas dosyaları var, gökkubbeyi başınıza yıkacağım” diye diye 1991 seçimlerinde ANAP’ı devirdi ve SHP ile koalisyon hükümeti kurmayı başardı.
Yolsuzluk temasının hükümetlerin devrilmesinde etkili olduğu bir diğer dönem ise 1995 seçimleri sonrasıydı. Seçimin birincisi RP olmasına karşın, ANAP ve DYP koalisyon kurdu. Ancak RP lideri Necmettin Erbakan “Varan-1, Varan-2..” şeklinde birbiri ardına açıkladığı hükümet aleyhindeki yolsuzluk dosyalarını kulanarak hükümetin devrilmesini sağladı.

***

Deneyimli siyasetçiler ve gazetecilerden sıkça dinlediğimiz bir söz vardır. “Bir iktidarın gidişini herkesten önce bürokratlar sezer” diye... Bakalım bu kez tarih tekerrür edecek mi?

İnadın Bedelini Yurttaş Ödeyecek
Hükümetin “Aman faiz artmasın” inadı yüzünden finansal piyasaları dengelemek için kullanabileceği önemli bir enstrümanı kullanmayan Merkez Bankası (MB), döviz kurlarını kontrol edemeyince, sürpriz bir kararla faizleri ortalama 5 puan artırdı. Bunun sade yurttaş için anlamının ne olduğunu eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız’a sorduk. Kısa süre öncesine kadar güncel köşe yazarlığı da yapan Özyıldız, olan biteni şöyle değerlendirdi:
“Merkez Bankası, enflasyon hedefini tutturamamasının ana nedenlerinden birini kur artışı olarak açıkladı. Ama sırf Başbakan ‘faizler artmayacak’ dedi diye aylardır kuru dizginlemekten kaçınan da yine aynı MB. Bir hafta önce olağan toplantıda faiz artış kararı alsalar, bu kadar radikal bir artışa gerek kalmayacaktı. Başbakan’ı memnun etmek için faize dokunmadılar ve dolar uçtu gitti. Onu geçmişte 1-2 puanlık artış yaparak dizginleyebilecekken bu kez 4-5 puan artırarak ancak durdurabildiler.”
Başbakan’ın “faiz” inadı sonucu bu yaşananlar biz sıradan yurttaşları nasıl etkileyecek? Özyıldız’ın değerlendirmesi şöyle: “Faizle borcu olanlar yandı. Kim bunlar. Hane halkı ve KOBİ’ler. MB faizi düşükken onlar da bankadan yüzde 10’lar civarında düşük faizlerle borçlanabiliyordu. Şimdi bu oran yüzde 15’lere çıkacak. İlk darbeyi tüketici kredileri ve ev kredileri yiyecek. Doğal olarak inşaat sektörü etkilenecek ve büyüme hızımız yavaşlayacak.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları