Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Burun Kırdıran HSYK Kavgasının Nedeni

17 Şubat 2014 Pazartesi

Saatler süren kavgalı, yumruklu oturum sonunda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısını ve işleyişini düzenleyen kanun Meclis’ten geçti. Kamuoyundaki genel kanaat, bu düzenleme ile yargının Adalet Bakanı eliyle tamamen hükümetin, yani yürütmenin kontrolü altına gireceği şeklinde.
İşte bu yüzden Meclis’te kanuna direnen muhalefet, yürürlüğe girmesini engellemek için alışılmışın dışında yöntemler arıyor.
‘Yok sayılsın’ başvurusu
CHP, henüz Cumhurbaşkanı’nın önünde olan kanunun “yok hükmünde sayılması” için Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak. Bu Anayasa Mahkemesi’ne yapılan alışıldık iptal ve yürürlüğü durdurma başvurularından çok farklı bir talep. Kanunun Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması halinde, Resmi Gazete’de yayımlanması ile Anayasa Mahkemesi’nin olası iptal kararı arasında geçecek sürede AKP hükümetinin ileride iptali mümkün olmayacak adımlar atmasının önünü kesmek için CHP böyle olağandışı bir talebi mahkeme önüne taşıyor.
‘Yargı Bakan’a bağlanıyor’
Düzenleme Çankaya Köşkü tarafından onaylanır ve Resmi Gazete’de yayımlanırsa neler olacak? Yasanın çıkmaması için mücadele verirken aldığı yumrukla burnu kırılan CHP’nin hukukçu kökenli Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk şöyle sıraladı:
HSYK üyelerinin hangi dairede görev yapacağı Adalet Bakanı tarafından belirlenecek. Atama, nakil ve yer değiştirme kararlarında etkili 1. Daire’yi kontrolüne alan hükümet, istediği hâkim ve savcıları istediği mahkemelerde görevlendirecek. Böylece mevcut soruşturma ve davalara doğrudan müdahale imkânına kavuşacak.
HSYK Genel Sekreteri ve yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı ve yardımcıları, müfettişler, tetkik hâkimleri ve idari personelin görevi sona erecek.
Teftiş Kurulu Başkanı doğrudan Adalet Bakanı’na karşı sorumlu olacak. Adalet Bakanı hâkim soruşturmalarında mutlak hâkim durumuna gelecek. Hâkimlik teminatını ve yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracak.
Hâkim ve savcılar hakkında denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma onayını Adalet Bakanı verecek.
Temel ilkeler ihlal edildi
Köktürk, sıraladığı adımların neden anayasal bir sorun oluşturduğunu ise şu şekilde izah etti:
“Yargı mensuplarının bağımsız olması kadar onlarla ilgili düzenlemeleri yapan kurumların da bağımsız olması gerekir. Bu kanun hâkimler ve savcıların özlük haklarını Adalet Bakanı’nın yani hükümetin iki dudağı arasına bırakıyor. Yargı bu kanunla yürütmenin kontrolü altına girmekte. Hükümet zorbalıkla aldığı bu yetkiyi, hakkındaki yolsuzluk soruşturmalarını kapatmak için kullanacak. Bu yüzden bu kanunda getirilen düzenlemeler ile anayasanın ‘hukuk devleti’, ‘güçler ayrılığı’ ve ‘yargı bağımsızlığı’ gibi temel ilkeleri ihlal edilmektedir.”
Karar milat olabilir
CHP Anayasa Mahkemesi’ne başvururken işte bu mantıkla, anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan hükümlerinden olan 2. maddedeki “hukuk devleti” ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle yeni HSYK düzenlemesinin Resmi Gazete’de yayımlanmadan “yok hükmünde sayılmasını” talep edecek.
Türk anayasal yargı denetiminde bugüne kadar uygulaması bulunmayan bir istek bu. Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin bu başvuruya vereceği yanıt bir milat olabilir...  

‘Aday olamadım ama CHP’deyim’ açıklaması 
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Edremit’te CHP’den aday yapılmayan bir belediye başkanının da DSP’nin kapısını çaldığını ancak kabul etmediklerini açıklamıştı. Bu açıklama üzerine Edremit’in Zeytinli Belde Belediye Başkanı Hasan Aslan arayarak bir açıklama yaptı. Aslan, Edremit belediye başkanlığı için aday adayı olduğunu, ancak önseçim istediğini, önseçimde başka bir adayın birinci çıktığını anlatarak şunları söyledi: “Önseçimde belirlenen adayımızı destekliyoruz. CHP dışında bir başka partiye ya da DSP’ye gitmek gibi asla bir düşüncemiz ve girişimimiz olmamıştır. CHP’deyim ve adayımızın seçimi kazanması için çalışıyorum.”  

Teziç: Açık ve ağır yetki gaspı 
CHP’nin “yok hükmünde sayma” talebinin fikir babası, eski YÖK Başkanı anayasa hukukçusu Prof. Erdoğan Teziç. Türk anayasal yargı sisteminde “yokluk” kavramının tanınmadığını teyit eden Teziç, “Hukuk sistemimizde ‘yürürlük durdurma’ diye bir müessese de yoktu. Ancak PTT’nin T’sinin satışı sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 1993’te verdiği kararla sisteme girdi. Sonra da içtihat haline geldi. Şimdi benzer biçimde ‘yokluk’ hükmü de oluşabilir” dedi. “Yok hükmünde sayma” fikrine, Anayasa Mahkemesi’nin geçmiş kararlarını yorumlayarak ulaştığını belirten Teziç “HSYK kanunu Resmi Gazete’de yayımlandığı anda bazı görevlilerin görevi sona eriyor. Anayasa Mahkemesi iptal kararı verse bile bu geriye işlemeyecek. Yani bu düzenleme yargısal denetimin olası bir iptalini etkisiz bırakma amacını güttüğü için açık ve ağır bir yetki gaspıdır. O yüzden iptalden daha ileri bir yaptırım gerekir. Bu da ancak ‘yok hükmünde sayarak’ yapılabilir” dedi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları