Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Başbakan Banka Kayırabilir mi?
Başbakan Erdoğan, hafta sonu yaptığı konuşmalarda, Gezi Parkı protestolarının arkasında olduğunu ileri sürdüğü “komplonun” bir parçasının da bankalar olduğunu ima ederek halka, özel bankalar yerine kamu bankalarını tercih etmeleri çağrısında bulundu. Geçen günlerde “Ben de çapulcuyum” diyen Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen’i hedef alan Başbakan, “Bir bankanın genel müdürü çıkıp da bu Vandalizmi organize edenlerin yanında olduğunu söylüyorsa bunlar karşısında bizi bulacaklardır” diye konuştu. Ardından da “Devletin bankaları var, devletin bankalarından istifade edersiniz. Sadece o değil birçokları var bana isim verdirmeyin. Devletin bankaları da var diyorum sizlere, buradan ne demek istediğimi anlarsınız” dedi.
Erdoğan’ın kamuoyunda, “Halka parasını özel banka yerine kamu bankasına yatırmasını işaret etti” biçiminde algılanan bu sözlerin, bankacılık, sermaye piyasaları ve rekabet hukuku açısından geniş biçimde tartışılmasında yarar var. Ne yazık ki ne bankalardan ne de başında bir kamu bankası genel müdürünün bulunduğu Bankalar Birliği’nden bu konuda en ufak bir tepki yok. Büyük olasılıkla Erdoğan’ın tepkisinden çekinerek doğru bildiklerini anlatmaktan kaçınıyorlar.
Ayaydın: Kanunlara göre suç
Başbakan’ın açıklamasının “hukuken sorunlu” olabileceğine dikkat çeken isimlerin başında CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın geliyor. Geçmişte hem kamu bankası yöneticiliği hem de Bankalar Birliği Başkanlığı görevlerini yürüten Ayaydın, dünkü görüşmemizde “Başbakan’ın sözleri adil olmadığı gibi hukuki de, kanuni de değildir. Zira söz konusu isnatların hukuki bir dayanağı olmadığı gibi, bu söylemler mevcut Bankalar Kanunu ve Sermaye Piyasası Kurulu Kanunu’na göre suçtur” dedi. Ayaydın ilgili kanun maddelerini şöyle aktardı:
“5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 74. maddesinde, yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamayacağı, bu yolla asılsız haber yayılamayacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Bu kurallara uymayan yani bankanın itibarını zedeleyen kişilerin ise bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı yine aynı kanunun 158. maddesinde belirtilmektedir. Üstelik bu fiil neticesinde özel veya kamusal bir zarar doğarsa verilecek ceza altıda bir oranında artırılmaktadır.”
Yaptırımı hapis ve para cezası
Bankaların büyük çoğunluğu halka açık şirketler olduklarından, Başbakan’ın sözleri SPK Kanunu’na göre de değerlendirilmek durumunda. Ayaydın bununla ilgili de şu maddelere dikkat çekti:
“Sermaye Piyasası Kanunu’nun (6382 sayılı) 140. maddesine göre, bir ekonomik veya finansal gerekçeyle açıklanamayan, borsa ve teşkilatlanmış diğer piyasaların güven, açıklık ve istikrar içinde çalışmasını bozacak nitelikteki eylem ve işlemler piyasa bozucu nitelikte eylem sayılır ve piyasa bozucu eylemleri gerçekleştiren kişilere Kurul tarafından yirmi bin Türk Lirası’ndan beş yüz bin Türk Lirası’na kadar idari para cezası verilir. Aynı yasanın 107’ye 2’nci fıkrasına göre de, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar para cezası verilmesi söz konusudur”.
Yabancılar ‘haksız
rekabet’ diyor
Konuyla Türkiye’de yatırım yapan yabancılar ile yabancı ülkelerin diplomatları da yakından ilgileniyor. Önceki gece Ankara Palas’ta yapılan Portekiz Milli Günü kutlamasında Avrupalı bir büyükelçi, Erdoğan’ın sözlerini şöyle değerlendirdi:
“Liberal ekonomide bir Başbakan’ın bankacılık piyasasına bu şekilde doğrudan müdahalesini anlamakta zorlanıyoruz. Türkiye’deki özel bankalar arasında ülkelerimizin büyük yatırımcılarının ortak olduğu bankalar var. Başbakan’ın böyle bir piyasaya müdahale ederek halka ‘devlet bankaları’nı işaret etmesi, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ilkelerinin ihlalidir. Bu tür yaklaşımların ‘haksız rekabet yarattığı’ rahatlıkla söylenebilir. O yüzden konuyu yakından inceletiyoruz”.
Görülüyor ki, Başbakan’ın sözlerini bankalar dışında herkes tartışıyor. Darısı onların da başına. Çünkü Gezi Parkı’nı yıkıp yerine Topçu Kışlası dayatması nasıl bir demokrasi meselesiyse, Başbakan’ın bankalar arasında ‘kayırma’ algısı yaratan bu sözleri de Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin geleceğini aynı ölçüde ilgilendiren bir meseledir.
\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!