Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bağdat'tan verilen Kürt mesajı (22.08.2013)
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün Al Nahreyn isimli düşünce kuruluşunda yaptığı konuşma, çerçevesi ve içeriği iyi hazırlanmış bir metindi. Mesajlarının çoğu tahmin edilebilecek cinstendi. Sürpriz, Kürt sorunuyla ilgili net ifadeleri oldu.
Ankara ile Bağdat arasında iki yıldır tırmanan krizin nedenlerini çok iyi analiz ettiği anlaşılan CHP lideri, Irak yönetiminin duymak isteyeceği şu mesajları güçlü biçimde verdi:
* Türk halkı ’Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz’ diye düşünen bir halktır. Dost yüzümüzü göstermeye geldik.
* Din ve etnik kimlik ayrımı yapmaksızın Arap, Kürt, Türkmen olsun veya Şii, Sünni ya da Hıristiyan olsun Irak’taki tüm gruplara eşit mesafedeyiz.
* Kerkük’ün geleceğine Irak halkı karar vermeli.
* Türkmenler aramızda kardeşlik köprüsü olmalı.
* Bölge ülkeleri enerji politikalarını Irak anayasasına saygı ve Iraklıların ortaklaşa kabul ettiği ilkeler doğrultusunda belirlemeli.
* Su konusu da silah olarak kullanılmamalı hukuk ve hakkaniyet içinde ele alınmalı.
‘Kürt kardeşlerimizle çözeceğiz’
CHP liderinin en güçlü ifadeleri ise Kürt sorunuyla ilgiliydi. Sorunun sadece Türkiye’yi ilgilendiren boyutları hakkında şunları söyledi:
“Kürt kardeşlerimizin yaşadıkları sorunların çözümü ülkelerimizi yakından ilgilendirmekte. Kendi ülkemizde Kürt yurttaşlarımızın haklarının tanınması ve sorunlarının çözümü için çok sayıda öneri de verdik. CHP, sorunu toprak bütünlüğüne zarar vermeden, şiddeti dışlayarak demokratik yöntemlerle çözümünden yanadır. Ama Kürt kardeşlerimizin sorunlarıyla terörü birbirinden ayırmamız gerekli. Sorunlarını siyaset kurumu çözecek. Oturup Kürt kardeşlerimizle çözmek zorundayız. Hükümet çözüm yönünde bir adım attı. Şu anda silahlar durdu. Tüm arzumuz çatışma sürecinin sona ermesi ve Türkiye’de özgürlükçü demokrat sürecin hayata geçmesidir. PKK’nin Kuzey Irak’a çekileceği söylendi. Çekildiler mi çekilmediler mi bilmiyoruz. Önemli olan şu. Eğer gerçekten sorunu çözecekse Türkiye de Irak da rahatlayacaktır. Bizim amacımız da sorunun toplumsal uzlaşma sağlanarak çözülmesidir. Çözüme doğrudan katkı vermedik çünkü nasıl çözüleceğini bilmiyoruz. Ama çözülmesini istiyoruz.”
Kürt Ulusal Kongresi’ne uyarı
Konunun bölgesel ve uluslararası boyutu için ise CHP lideri şunları söyledi:
“Kürt kardeşlerimizin durumunun eskiden çok farklı bölgesel ve uluslararası nitelik kazandığı bir gerçek. Kürt sorunu bizim sorunumuz olduğu kadar Irak’ın, Suriye’nin ve İran’ın da sorunu. O halde bu sorunu çözmek için el birliğiyle bir şeyler yapmalıyız. CHP, Kürtlerin bulundukları bölgelerde hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın eşit yurttaşlar olarak yaşamasını istemektedir.”
Tabii bir koşul koymayı da ihmal etmedi. Erbil’de düzenlenecek Kürt Ulusal Kongresi hakkındaki uyarısı şöyleydi:
“Alınacak kararların bölge ülkelerinin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlükleriyle, anayasal düzenine aykırı unsurlar içermemesi gerekir.”
Atatürk ve laiklik vurgusu
Kılıçdaroğlu konuşmasında sadece Irak’a değil genel olarak İslam coğrafyasına önemli bir tavsiyede de bulundu:
Türkiye’de özgürlüklerin ve demokrasinin önemini Atatürk öncülüğündeki devrimlerin açtığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, özellikle ’laikliğe’ vurgu yaptı. CHP lideri, “Bu çerçevede atılan en önemli adım din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması oldu. Din ve vicdan özgürlüğü anayasal güvence altına alındı. Dinin siyasete karışması önlendi” diye konuştu.
Erdoğan’a açık eleştiri yok
Kılıçdaroğlu, Maliki ve Irak hükümetinin diğer yetkilileriyle görüşmelerinde ve konferans sırasında AKP hükümetini doğrudan hedef almamaya özen gösterdi. Soruların neredeyse tamamı Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin Irak’ın içişlerine müdahale anlamına gelecek politikalarına yönelik olmasına karşın, CHP lideri kendi partisinin yaklaşımları üzerinden Erdoğan’a dolaylı olarak şu eleştirileri yaptı:
* CHP olarak biz hiçbir ülkenin içişlerine müdahale etmeyi düşünmüyoruz. Düşünen siyasi partileri de açıkça eleştiriyoruz.
* Arap dünyasıyla bir sorun yaşadığımız bir gerçek. O sorunu aşmak için ben buradayım.
* Dış politika duygularla yürütülmez. Akıl ve mantık egemen olmak zorundadır.
* Osmanlı hayalciliği doğru değil. 21. yüzyılda artık Osmanlı yok, bağımsız devletler var.
* Her ülkenin sınırlarına, toprak bütünlüğüne saygı duymalıyız. Irak ve Suriye’ye müdahaleyi doğru bulmuyorum.
* İnanç ya da etnisite üzerine politika yürütürseniz iki taraf da zarar görür.
* Dış politikada aslolan ülkelerden kopmak değil kucaklamaktır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!