Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Avrupa'ya 'Görüşmüyoruz' resti
Gezi Parkı protestolarına uygulanan orantısız polis şiddetine tepki gösteren Avrupa Birliği, Türkiye ile önümüzdeki hafta açılması planlanan yeni müzakere faslını veto etmeyi tartışıyor. Almanya’nın başını çektiği girişime karşı Ankara’nın ise, Türkiye’ye adaylık verilmeyen 1997 Lüksemburg Zirvesi sonrasında verilen tepkiye benzer biçimde AB ile siyasi diyaloğu kesmeye hazırlandığı belirtildi. AB yetkililerinin söz verdiği “Bölgesel Politikalar” başlıklı müzakere faslının gelecek hafta yapılacak AB Dışişleri Bakanları toplantısında veto edilmesi durumunda Ankara “AB ile tüm siyasi görüşmeleri durduruyoruz” resti çekecek. Ankara bu konudaki kararlılığını AB yetkililerine de iletti.
‘Gezi Parkı yaptırımı’ yorumu
Türkiye’nin AB üyelik sürecini yakından takip eden Türk ve yabancı diplomatlardan edinilen bilgilere göre, Türkiye ile üç yıl aradan sonra açılması düşünülen tek müzakere başlığını Almanya ve Hollanda son dakikada veto girişiminde bulundu. AB dışişleri bakanlarının, gelecek hafta yapacakları toplantıda “Bölgesel Politikalar” başlıklı 22. müzakere başlığının açılmasına onay vermesi bekleniyordu.
Ancak toplantıya hazırlık niteliğinde tüm üye ülkelerin AB nezdindeki büyükelçilerinin de katıldığı COREPER toplantılarında Almanya ve Hollanda başlığın açılmasına veto koydu. Her iki ülke de itirazlarının “teknik” olduğunu ileri sürseler de, bu tavırlarının Gezi Parkı olayları sonrasında ortaya çıkması “Gezi Parkı olaylarında orantısız polis gücü kullanımına karşı yaptırım” yorumlarına neden oldu.
Gerçek neden seçimler
Ancak AB’nin diğer ülkelerinin temsilcileri Merkel’in Türkiye’yi veto etme isteğinin ardında eylül ayında yapılacak seçimlerde bu konuyu iç politika malzemesi olarak kullanma niyetinin yattığını belirttiler. Merkel’in seçim kampanyası için hazırlattığı yeni broşürlerde Türkiye’nin tam üyeliğine karşı tutumunu sürdürmesi de bu tezi güçlendiriyor.
Veto çıkarsa, 1997 seviyesine döneriz
Gelişmeleri yakından takip eden üst düzey bir yetkili, 26 Haziran’da yeni fasıl açılmaması halinde izlenecek yeni stratejiyi şöyle açıkladı: “Aralık 1997’deki Lüksemburg Zirvesi’nde Güney Kıbrıs’ın da aralarında olduğu on ülkeye tam üyelik yolu açılırken, Türkiye’nin adaylık perspektifinin reddedilmesi üzerine dönemin hükümeti (Mesut Yılmaz başbakanlığında ANAP, DSP ve DTP’nin kurduğu koalisyon) ‘Türkiye’ye yönelik yanlı ve ayırımcı tutumuna tepki olarak’ AB ile tüm siyasi ilişkileri kesmişti. Türkiye iki yıl boyunca hiçbir AB toplantısına katılmadı, hiçbir iç ve dış politika meselesini AB ile konuşmadı. Ta ki AB kendi yanlışını düzeltip 1999 Helsinki zirvesiyle Türkiye’nin tam üyelik adaylığını resmen tescil edene kadar. Şimdi de eğer yeni müzakere faslı veto edilirse, biz de 1997’deki tutuma geri döneriz.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!