Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Anayasaya 'Takvim' Baskısı ve Kuşkular
12 Eylül darbesinin üzerinden 30 yıl geçtikten sonra yeni bir anayasa yapma fikri toplumun tüm kesimlerinin ortak talebiydi. Bu doğrultuda Meclis’te dört partinin de eşit katılımıyla bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu. Komisyon bir yıldan fazla bir süredir çalışmalarını sürdürüyor. Ancak son zamanlarda AKP’den gelen, komisyonun çalışmalarını baskı altına almaya yönelik girişimler artmaya başladı. Bunlardan ilki AKP’nin 2014 hesaplarını yansıtan ‘başkanlık sistemi’ önerisiydi. AKP’nin bu önerisine muhalefet partileri, bunun bir sistem değişikliği anlamına geldiği ve Uzlaşma Komisyonu’nun amaçlarıyla bağdaşmayacağı görüşüyle ‘önerinizi geri çekin’ çağrısı yaptı. AKP ise başta “Başkanlık sistemi için yeni anayasayı feda etmeyiz” demesine karşın bir ayı aşkın bir süredir bu önerinisi geri çekmedi.
\n***
\nKomisyon henüz bu sıkıntıyı atlatamamışken AKP bu kez de ‘takvim’ zorlamasıyla masaya geldi. Başbakan Erdoğan’ın “2012 sonuna kadar bitmeli” açıklamalarına paralel olarak AKP sözcüleri yeni yıla kadar kalan 10 günlük süreyi sıkça vurgulamaya başladı. AKP çevrelerinden edindiğimiz bilgiler, ocak ayı başında iktidar partisinin komisyonda başlarken konan ‘takvim’ hedefini gündeme getirerek bir durum değerlendirmesi isteyeceği yönünde. AKP’nin bu değerlendirmede “Şu ana kadar koyduğumuz hedeflerin çok gerisinde gidiyoruz” teziyle, ‘tamam’ mı ‘devam’ mı tartışmasını açmaları bekleniyor.
\n***
\nBu sürecin mimarı Meclis Başkanı Cemil Çiçek süreç açıklamalarında baskısı altında olmadığı izlenimi veriyor. Ancak AKP’den gelen yeni kulisler “Belki bir-iki aylık bir ek süre tanımanın mümkün olabileceği” yönünde. O da “Hızlı bir çalışmayla anayasa yazımının tamamlanması” koşuluyla.
\nAKP’nin bu hesapları yaparken temel gerekçesinin, 2014’te yapılacak yerel seçimlere vurgu yapılarak “Anayasa çalışması bir süre daha da uzarsa seçim havasına girilecek. Seçim atmosferinde kimse uzlaşma aramaz, herkes kendi çıkarına bakar. Anayasa çalışmaları seçim gölgesinde kalır” düşüncesi olduğu belirtiliyor.
\n***
\nTürkiye geçmişte hiç olmadığı kadar demokratikleşmeyi, darbelerden kurtulmayı, sivilleşmeyi tartışırken Meclis’in 30 yıl sonra yeni ve sivil bir anayasa yapma gayretinin önüne, takvim, model, seçim gibi usul tartışmalarının konulması düşündürücüdür. Bu bahanelerle yeni anayasanın tehlikeye atılması, iktidar partisinin kafasında başka hesaplar olabileceği yönünde soru işaretleri doğurmakta.
\nAcaba geri çekmedikleri başkanlık sistemi önerisini referandumla kabul ettirmek niyeti mi taşıyorlar?
\nYa da masada kabul görmeyen AKP tezlerini parçalı paketler halinde mi referanduma sunacaklar?
\nBaşbakan’ın son olarak ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesinden şikâyet eden sözleri yukarıdaki şüpheleri daha da artırıyor.
\n\n
‘GAZETECİLER İÇİN EN BÜYÜK CEZAEVİ: TÜRKİYE’
\nTürkiye’de ifade ve basın özgürlüğü alanının daraltılmasından kaygılanan uluslararası kuruluşlar arasına Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) de katıldı. Dün yayımlanan 2012 Bilançosu’nda dünyada gözaltına alınan gazeteci sayısında 2012 yılında yüzde 16 gerileme (1044’ten 879’a) gözlendiği belirtilirken aynı dönemde Türkiye’deki eğilimin ters yönde olduğuna vurgu yapıldı.
\nParis merkezli örgüt, Türkiye’de tutuklu 72 gazeteciyle ilgili araştırması sonucunda 42’sinin bilgi toplama ve yayma faaliyetiyle bağlantılı olarak tutuklandığı kanaatine vardıklarını, diğer dosyaların da incelenmekte olduğunu açıkladı. RSF raporunda şu ifadelere yer verildi:
\n“Türkiye’de şu an, aralarında en az 42’si mesleki etkinlikleriyle bağlantılı olmak üzere, 72 medya profesyoneli ve dört medya çalışanı hapiste bulunuyor. Bu durum Türkiye’yi dünyada gazeteciler için ‘en büyük cezaevi’ haline getiriyor. Demokrasi açısından kendisini bölgesel bir model olarak gösteren bir ülke açısından acı bir tezat. Askeri rejimlerin sona ermesinden bu yana görülmeyen bu durumun birinci nedeni, belirsiz ve geniş düzenlemelerle aşırılıklara yol açan ve halen çok baskıcı olan yasal çerçeve iken ikinci neden, bilgi özgürlüğünü savunanlar aleyhine tesis edilen güvenlikçi hedeflerden hareketle gönüllü olarak paranoyak tavır gösteren \tadli kültürdür.”
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'