Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP'nin Yeniden Yargılanma Başvurusu, Balbay'ın Soruları

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Yazarımız Mustafa Balbay, iki yılı CHP İzmir milletvekili sıfatıyla, toplam dört buçuk yıl özgürlüğünden mahrum bırakıldığı Silivri’den geçen hafta ailesinin ikamet ettiği başkente, Sincan Cezaevi’ne nakledildi. Önceki gün yaptığımız görüşmede, Ankara’ya gelişiyle ilgili ilk sözü “Nakil talebimde önceliğim ailem kadar yürütmekte olduğum demokrasi mücadelesinin merkez üssünün Ankara olduğu gerçeğidir. Kendimi ‘cezaevinde’ değil, bu ‘mücadelenin cezaevi bölümünde’ hissediyorum” oldu.

\n

AKP’yi ekleme ve aklama çabası

\n

Ergenekon davasında karar açıklandı. Balbay bundan sonra üç unsurun önemli olacağına dikkat çekiyor: Toplumun vicdanı, parlamentonun sorumluluğu. Ve “eğer kaldıysa” hukukun sağduyusu.
Davanın başından itibaren
“hukuki” değil “siyasi” bir dava olduğunu, bunun artık sadece içeride değil yurtdışında da anlaşılan bir husus haline geldiğini anımsatan Balbay, Başbakan Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in son açıklamalarının da davanın “siyasi” niteliğini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtiyor.
Erdoğan geçen hafta Ergenekon kararlarını gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesi’nin
“AKP’nin irticai faaliyetlerin odağı olduğu” şeklindeki kararının iptali ve yeniden yargılama için başvuru yapacaklarını açıklamıştı. Çiçek’in de buna destek veren ikinci bir açıklaması oldu. Balbay bu açıklamaları şöyle eleştiriyor:
“AKP’yi bu davaya ekleme ve aklama çabaları, davanın ne kadar ‘siyasi’ olduğunun en somut fotoğrafıdır. AKP geçmişe takılıp Anayasa Mahkemesi kararına karşı hukuku paspas yapıyor. Bir hukuksuzluğa maruz kaldığınızı düşünüyorsanız onunla mücadelenin yolu bir başka hukuksuzluk olmamalıdır. Ama yaşanan bu. Maalesef TBMM Başkanı Cemil Çiçek de, başkanı olduğu Meclis’in 3 milletvekili de bu davanın parçası olmasına rağmen, göz göre göre bu tabloya ortak olmakta. Başbakan ve Meclis başkanı böyle konuşunca davanın temyizini yapacak olan Yargıtay, ne yapsın?”
Hükümetin diğer birçok uygulaması gibi bunun da
“kendi yargısını” yaratma yolunda bir başka adım olduğunu vurgulayan Balbay, “Türk siyasi tarihine baktığımızda iktidarların özel hukuklarının olduğu dönemler hep olmuş. Ama bu hiçbir zaman onları bir yere götürememiş. AKP’yi de götürmeyecek. Şimdi de yeni yargı sistemi yerel mahkeme, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve hükümet dörtlüsünden oluşuyor. Maçın hakeminin aynı zamanda bir takımın antrenörü olması gibi bir şey bu. Bu maçtan ne çıkar? Kavga çıkar. Adil bir yönetim çıkmaz” tepkisini gösteriyor.

\n

Meclis’in yedi damarı tıkalı

\n

Balbay’ın da üyesi olduğu Meclis 1 Ekim’de açılıyor. İki yıldır yaptığı çağrıyı yineleyerek “Parlamentodan sağduyu bekliyorum. Sayın Çiçek tüm Meclis’in başkanı olduğunu hatırlamalıdır. Parlamento 3. kez 7 milletvekilinin eksikliğinde açılıyor. 7 damarı tıkalı bir bedendir bu” sözleriyle tutuklu vekiller sorununa bir kez daha parlamentonun dikkatini çekiyor.
Tutuklu vekiller konusunda BDP’ye de çağrıda bulunan Balbay,
“Bakışlarının yanlış olduğu kanaatindeyim. Dertleri demokrasi için toplumsal mutabakat aramaksa buna ‘Sadece bize ne düşer’ diye bakmak yanlış. Bu sorunlar Türkiye’nin sorunudur ve birlikte çözülmelidir” dedi.
Ankara’ya gelişinin bir nedeninin de milletvekili seçildiği CHP ile yakın olmak ve milletvekili arkadaşları ile dayanışma içinde olmak olduğunu belirten Balbay partisine de
“Aynı gazetem gibi, partim CHP’nin verdiği demokrasi ve özgürlük mücadelesine nerede olursam olayım katkıda bulunacağım. Bireylerin gerçekten özgür olacağı bir Türkiye arzusunun hayata geçmesi için CHP’nin çok büyük önemi var” mesajını iletiyor.

\n

Sıcak sonbahar

\n

Balbay’ın Ergenekon davası karar duruşmasında yaptığı “Sonbahar sıcak geçecek” açıklaması da kamuoyunda çok tartışıldı. AKP sözcüleri de bunu epey kullandılar. Balbay o sözlerine de açıklama getirerek “Sonbaharın sıcak geçeceğini bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Görünen toplum yorum istemez. 20. yüzyıl boyunca Avrupa’daki diktatörler toplumu uyutma aracı ‘futbol’u gördüler. Türkiye’de ise şimdi dikta özlemlerine karşı uyanış aracı haline geldi statlar. Kendisine özgün bir toplumsal uyanış arzusu içinde olacağımızın göstergesidir bu” diyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları