Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP ve İran: Nereden Nereye...

12 Ağustos 2012 Pazar
\n

\n\n\n

İran Genelkurmay Başkanının Türkiyeye yönelik sözleri sonrasında bir ilk gerçekleşti. Başbakan Erdoğan, içinden çıktığı siyasi gelenek açısından tarihi sayılabilecek sert bir açıklama yaparak İran kendini hesaba çeksin dedi.

\n

Milli Görüşten türeyen ve aralarında AKPnin de bulunduğu tüm siyasi akımlar açısından İran, gerçekleştirdiği İslam devrimi nedeniyle çok özel bir ülke oldu hep. Bu çizgiye mensup figürler -Necmettin Erbakan ve aralarında Tayyip Erdoğan ve birçok AKP yöneticisinin de bulunduğu öğrencilleri- bugüne kadar cansiperane İran savunucuları oldular. İranın hem Türkiyede aydınlara karşı terör saldırılarının hem de PKK saldırılarının arkasında olduğu şeklinde ulusal güvenlik kurumlarından gelen raporlar görmezden gelindi. Benzer biçimde, müttefiklerimiz ve uluslararası teşkilatlardan gelen İranın uluslararası terörü desteklediği ve nükleer silah yaptığı yönündeki uyarılar da kulak ardı edildi hep.

\n

Hatta tüm bu uyarılara rağmen başbakan olduklarında Erbakan ilk dış gezisini Tahrana yapmakta, Erdoğan da BM Güvenlik Konseyinde İran lehinde oy kullanan tek ülke olmakta hiçbir tereddüt göstermediler.

\n

Reel politika dayatana kadar

\n

Bu ideolojik politikaların en dikkat çekici yanı sürdürülebilir olamamalarıdır. Reel politika kendini dayattığında, yani Türkiyenin ve başta ABD olmak üzere müttefiklerinin bölgedeki çıkarları söz konusu olduğunda bu politikalar devam ettirilemez hal almakta.

\n

Erbakan Hocanın İran ile İslam birliği hayalinin ömrü İsrail ile imzaladığı askeri işbirliği anlaşmasına kadar sürdü. Erdoğanın dünyayla Tahranı barıştırma planı da İranı takip amaçlı ABD radarının Malatyaya kurulmasını kabul etmesiyle noktalandı. Bugünlerde Başbakanı öfkelendiren açıklamalar da zaten radarın Kürecike konuşlanışıyla eşzamanlı biçimde başlamıştı.

\n

Son dönemde, Suriye konusunda yaşanan görüş farklılığı, Ankara-Tahran arasında bardağı taşıran son damla niteliğinde. Milli Görüş geleneğinin ideal ülkesi konumundaki İran artık neredeyse Beşşar Esad kadar hasım konumuna düştü Erdoğan ve kurmaylarının gözünde. Nitekim Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın, PKKnin Şemdinli eyleminde İran parmağı olduğuşeklindeki son açıklamaları AKP-İran ilişkisinin nereden nereye geldiğini net biçimde gözler önüne sermekte.

\n

Milli Görüş geleneği içindeki partilerin en güçlüsü AKP önümüzdeki hafta 11. kuruluş yıldönümünü kutlayacak. İran konusunda 11 yıl sonra gelen dönüşüm, AKP kurucularının ve geniş manada Türkiyedeki İslamcıların ideoloji ile reel politika arasında kaldıklarında yaptıkları tercihi gösteren ciddi bir kırılma noktasıdır.

\n\n\n

‘Ay’ çıkışının sonu ‘şike’ye benzemesin

\n

\n\n\n

Kabinenin etkili ismi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tutuklu vekiller ve başka pek çok konuda olduğu gibi, işkence iddialarıyla gündemde olan polis şefi Sedat Selim Ay konusunda da Başbakan Tayyip Erdoğan ile ters düşen bir çıkış yaptı. Erdoğanın kamuoyundan ve AKP içinden gelen eleştirilere karşı Ben polisimi yedirtmemdiyerek savunduğu Ayın Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığına atanmasına karşı çıkan Arınç, önceki gün Şüpheden uzak durmak lazım. Bu kadar iddia varken, hükümeti de bakanlığı da yormanın anlamı yokdedi. Bu sözleriyle de yetinmeyerek İçişleri Bakanı İdris Naim Şahine medya aracılığıyla Ayı görevden al çağrısı yaptı.

\n

Arınçın bu çıkışı, daha sonra Hayatımın en büyük hatasıydı demek zorunda kaldığı şike yasasındaki duruşunu anımsattı. Başbakan Erdoğanın hastalığı döneminde Mecliste kabul edilen şike yasası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilince Arınç, duyduğu sevinci Veto edilmesi hayırlı oldu. Hiçbir milletvekili tekrar Meclise getirmeye cesaret edemezdiye dile getirdi. Ancak sözlerinin mürekkebi dahi kurumadan yasa Meclisten aynen geçirilerek yürürlüğe girdi. Arınç da önceki sözlerinden pişmanlığını, Biraz boş bir cesaretle öyle söyledim. Nereden bilebilirdim? Hakikaten büyük bir hata yaptım. Bu bana ders olsun diyerek ifade etmek zorunda kaldı.

\n

Bülent Arınç, kabinenin Başbakandan sonra en etkili konumundaki isim. Ayın atamasına karşı çıkışı, demokratikleşmeyi savunan çevreler tarafından olumlu bulundu. Ancak bu sözlere rağmen, Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Şahin polis şefi Ayı görevde tutmayı sürdürürse Arınç, şike yasasında olduğu gibi oldukça zor bir durum ile karşı karşıya kalabilir...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları