Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
AKP-CHP Uzlaşması
Tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesini iç ve dış kamuoyunun gündemine taşımak için milletvekilliği yemini etmeyen CHP’nin Meclis’e girişi, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in arabuluculuğu sonrasında AKP ve CHP liderlerinin görevlendirdiği heyetlerin vardığı uzlaşıyla gerçekleşti.
\nAçıklanan uzlaşının, yemin etmeyen taraf konumundaki CHP açısından artıları ve eksileri şöyle değerlendirilebilir:
\nOLUMSUZ UNSURLAR:
\n1. Yemin etmeme kararının temel gerekçesi olan ‘tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesi’ ya da ‘tutukluluk sürelerinin uzunluğu’ metinde yer almadı.
\n2. Tutuklu vekillerin tahliyesinin yolunu açabilecek ne idari (Adalet Bakanlığı’nın karar bozma başvurusu ya da AİHM kararlarının yargıçlara anımsatılması), ne yasal (Türk Ceza Kanunu’nda düzenleme) ne de anayasal düzenlemeler konusunda Meclis ya da hükümet taahhüt altına girmedi.
\n3. Üçüncü paragrafta yer alan “bazı milletvekillerinin yemin etmeyerek yasama faaliyetlerine katılmamaları eksikliktir” ifadesi, CHP’yi suçlayıcı bir anlam taşımakta ve tutuklu vekillerin mazeretleri nedeniyle gelemiyor olması durumunu da tamamen göz ardı etmekte.
\n4. Seçim sonuçlarına göre halkın iradesinin yüzde 95’inin Meclis’e yansıdığı metinde vurgulanırken aynı iradenin yüzde 33’ünün tutuklu vekillerin tepki koyarak Meclis çalışmalarına katılmadığının belirtilmemesi de önemli eksiklik.
\n5. Tutuklu vekil sorunundan mağdur diğer partiler BDP ve / veya MHP’nin müzakerelere dahil edilmemesi CHP’nin AKP karşısında müzakere gücünü azaltan temel unsurdur.
\nOLUMLU UNSURLAR:
\n1. “Tükürdüklerini yalayacaklar” diyen Başbakan Erdoğan’a müzakere masasına oturma ihtiyacı hissettirmek başlıbaşına önemli başarıdır.
\n2. Ancak Erdoğan’ın onayı alınarak metne konabilen “Tüm milletvekillerinin TBMM’de olmaları gerektiğine inanıyoruz” ifadesi AKP’nin de, adı konmamış tutuklu vekiller sorununu kabul ettiğini gösteren irade beyanıdır.
\n3. Metinde “Anayasa ve diğer mevzuatın hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve özgürlükleri genişletici bir anlayışla yorumlanması ve uygulanması gerektiği” şeklindeki genel ifadelerin altında da AKP’nin imzası yer almaktadır. İktidar ve ana muhalefetin bu ortak iradelerini sıkça vurgulaması, tutuklu vekillerin tahliye taleplerini değerlendirecek yargı makamları üzerinde beklenen etkiyi yaratabilir.
\n\n\n\n
BAŞBAKAN’IN ÜSLUBU
\n\n\nCHP’lilerin yeminleri sonrasında Başbakan Erdoğan’ın takındığı tavır da oldukça dikkat çekici. Ana muhalefet milletvekillerinin gecikmeli de olsa yemin etmelerini teşvik etmek yerine, “Ne oldu? Bak geldiniz yemin ettiniz” ve “CHP diklenmiş ama dik duramamıştır. Umarız bu seferki çark edişleri hayırlı bir adım olur” şeklinde ifadeler kullanmayı tercih etti.
\nKamuoyunun gözünden kaçmış olabilir ama günlerce CHP’yi, şimdi de BDP’yi Meclis’e çağıranların başında bizzat Başbakan vardı. AKP-CHP müzakerelerinin her aşaması da Erdoğan’ın irade ve onayı dahilinde gerçekleşti.
\nBaşbakan’ın kendi iradesiyle başlayan ve onayıyla tamamlanan müzakere sonrasında uzlaşmaya vardığı ana muhalefet partisi ve onun liderini, daha belge üzerinde AKP’lilerin imzaları kurumadan rencide etmesi, siyasi etik açısından uygun olmayan bir davranıştır. Bu tavra, uzlaşı için samimi çaba harcayan Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı başta olmak üzere tüm kamuoyunun tepki göstermesi gerekir.
\nTürkiye’nin şanssızlığı ise Erdoğan’ı başka pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da sağduyulu hareket etmeye sevk edebilecek mevkilerde yine kendi seçtiği isimlerin oturuyor olmasıdır.
\n\n\n\n
CHP’NİN ÜSTLENDİĞİ AĞIR TAAHHÜT
\n\n\nAKP ile varılan uzlaşmayla, CHP, tutuklu vekiller ve yemin edip etmeme tartışmaları dışında önemli bir taahhüdün de altına girmektedir. CHP metinde “yeni anayasa konusunda TBMM’nin ‘uygun uzlaşma zemini’ oluşturduğu” ifadelerinin yer almasına onay vermiştir. Böylece henüz AKP’nin anayasa taslağını dahi görmeden, Meclis aritmetiğinin çıkaracağı sonucu peşinen kabul ettiği izlenimi doğmuştur. AKP’nin 327 milletvekilinden oluşan çoğunluğuna dayanarak anayasada ne tür değişiklikler getireceği ya da ne tür toplumsal talepleri görmezden geleceğini bilmeden böyle bağlayıcı bir tutum takınmak anayasa müzakerelerinde CHP’nin başını ağrıtabilir.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?