Üstün Dökmen

En büyük zaferimiz

27 Ağustos 2023 Pazar

Tarihimizde pek çok zafer var. Kanımca bu zaferlerin en büyüğü, Kurtuluş Savaşımızı noktalayan 30 Ağustos zaferidir. Benzeri diğer zaferler örneğin Malazgirt, İstanbul’un Fethi veya Mohaç önemsiz mi? Elbette ki hepsi önemlidir. Ancak 30 Ağustos diğer tüm galibiyetlerden farklı bir anlam taşımaktadır. 30 Ağustos benzerleri içinde tektir. Niçin?

30 AĞUSTOS’UN BENZERSİZLİĞİ         

30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi dışındaki tüm zaferlerimiz öncelikle toprak kazanmak, bunun bir parçası olarak da gelir elde etmek amaçlıydı. Tüm ülkeler eski savaşları nüfuz bölgelerini genişletmek, güçlerini artırmak, esir ve altın benzeri zenginlikler elde etmek için yaparlardı. (Savaşların temel mantığı günümüzde de değişmemiştir, eskinin yağmacılığına bugün petrol, maden, tarihi eser eklenmiştir yalnızca.) Bu yüzden eski savaşların yedekleri vardı.

Bir kaleyi ilk sefer alamazsanız, geri döner, başka sefer alırdınız. Örneğin Kostantinapolis’i Müslümanlar ve Türkler çeşitli defalar kuşatmışlardı, sonunda 1453’te zapt ettiler. Yüzyıllar boyunca Türkler, Asya’nın doğusundan batısına doğru önlenemez bir yürüyüşü gerçekleştirdiler. Yürüyüşleri zaman zaman kesintiye uğradı ancak bu durum fetihlerinin sonu olmadı. Eğer Sultan Alpaslan Malazgirt Savaşı’nı kaybetseydi kısa süre sonra o veya başka bir Türk komutanı Anadolu’nun kapıları yine de açacaktı.

Kısacası güç ve ganimet elde etmek için yapılmış savaşları kaybetmek ölüm-kalım meselesi değildi. Fakat Başkomutanlık Meydan Savaşı (Dumlupınar Savaşı) bir ölüm-kalım savaşıydı.

Eğer bu savaşı kaybedecek olsaydık, “Önemli değil, bir dahaki sefere kazanırız” diyecek durumumuz yoktu. Çünkü 30 Ağustos’ta son kurşunlarımızı namluya, son askerlerimizi cepheye sürmüş bulunuyorduk. Tüm savaşların bir rövanşı bulunabilir ancak 30 Ağustos’un rövanşı mümkün değildi. Bu yüzden 30 Ağustos Türk tarihinin en önemli zaferidir.      

Osmanlıya dayatılan Sevr, 30 Ağustos’ta yırtılmıştır. (30 Ağustos’ta başlayan yırtma süreci Lozan’da tamamlanmıştır.) Batı Sevr ile bizi Anadolu’nun ortasında mecburi ikamete zorlamıştı. 30 Ağustos zaferiyle bu dayatma geçersiz kılındı. 30  Ağustos Zafer Bayramı bunun yanı sıra hem Cumhuriyet’e hem de çağdaş medeniye giden yolu açtı. Tarihteki zaferlerde bir kale veya bir ülke ele geçirilir. 30 Ağustos Zaferi ile tarihten silinmek istenen bir ülke, modern bir görünümle ve modern bir zihniyetle ortaya çıkmıştır. 

SUYUN UCU

Su geleneksel kültürümüzde önemlidir. Bir Orta Asya türküsünde defalarca “Suyun ucu, suyun ucu” denilir. Türkler, Asya’nın doğusundan batısına doğru yürürken bir anlamda suyun ucuna ulaşmaya çalışmışlardır ve galiba suyun ucu Akdeniz’di. 31 Ağustos sabahı baş komutan, “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” demişti. 

NANKÖRLÜĞÜ AFFETMEYEN NAPOLYON

Yakın geçmişte bazılarınca kanaat önderi sayılan bir kişi “Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunanlar kazansaydı” demişti. Bazen bir ergen anne ve babasına, “Keşke sizin çocuğunuz olmasaydım” der. Ergen olduğu için bunu hoş görürüz. Ancak yaşını başını almış bir kişi “Kurtuluş Savaşı’nı Yunanlılar kazansaydı” dediğinde onun nankörlük ettiğini düşünürüz. Nankörlük deyince de akla Napolyon gelmektedir.  Napolyon, “Her türlü hatayı affedebilirim ama nankörlüğü asla” demiş. Bizde birisi ülkesi için bir şey yapmamış olabilir, bari nankörlük etmesin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hatırlamak 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları