Özlem Yüzak
Özlem Yüzak ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hasta demokrasileri onarmak mümkün mü? (1)

21 Kasım 2024 Perşembe

Demokrasi sözcüğü ve kavramının kökeni yaklaşık MÖ 500’lü yıllara dayanır. O dönemde antik Yunanistan’da Atina halkı yepyeni bir yönetim sistemi oluşturmuştu. Hedefleri ortak sorunlara en iyi çözümü bulmak için kolektif bilgiden yararlanmaktı. Bugün bilim insanlarının doğruluğunu bilimsel olarak kanıtladıkları bir olguyu onlar o dönemde sezgisel olarak bulmuşlardı: Bilişsel olarak farklı insanlardan oluşan bir grubun bulduğu çözüm, en zeki insanın bulduğundan daha iyidir. 

Türkiye’nin sürekli aşağısına çekildiği dipsiz kuyunun yıpratıcı gündeminden uzaklaşıp küçük bir beyin jimnastiğine ne dersiniz?

Günümüz demokrasilerinde hatta en iyilerinde bile önemli krizlerin olduğu bir gerçek. Üstelik demokratik bir sistem altında yaşamakta olduğunu sanan çok sayıda insan, aslında oligarşiye daha yakın bir yönetim altında olduğunun farkında değil. Başka bir deyişle çoğumuzu küçük, zengin bir elit kitle yönetiyor. Bu elitlerin esas derdi, çoğunluğun sorunlarına çare bulmak değil. Yalnızca azınlıkta kalan bir grubun çıkarları ön planda tutulurken hoşnutsuz çoğunluğa popülist reçeteler sunuluyor. Ve ne yazık ki karşılık da buluyor. Son örnek Trump’ın yeniden ABD başkanı seçilmesi olarak karşımıza çıktı. Bizim ülkemizin son 22 yıllık geçmişinden zaten olaya aşinayız. Peki ne yapacağız? Örneğin dünya ölçeğinde bir Atina modelini yaşama geçirmek mümkün mü?

Atina modeline geri dönmenin en geçerli çözüm olacağına inanan bilim insanları öncelikle bu modelin dünya ölçeğine göre tasarlanması gerektiğini belirtiyorlar. Hayal mi? Evet ama yine de devam edelim. Konu New Scientist dergisinde yer aldı. Özetleyelim.

MIT Üniversitesinden Mark Klein çözümü üç ayak üzerine kuruyor:

  • İlki, politika yapıcılarının gelişigüzel, yani piyango usulü ile seçilmesi. Farklı ülkelerdeki jüriler temsili seçim yapacaklar.
  • İkinci ayağı, yapay zekâ yardımıyla olabildiğince fazla sayıda kolektif bilgiyi bir araya getirmek oluşturuyor.
  • Üçüncüsü, gerçek demokrasi için çalışmaya istekli vatandaşları yetiştirmek için ideal vatandaşlık nasıl olmalıdır konulu eğitime öncelik verilecek.

Siyaset bilimciler ve teknoloji uzmanları bu fikirleri 50 yıldır tartışıyor ama ancak son 10 yıldır birbirleriyle temas kurmaya başladılar. Bunun için bazı kurumlar finansal destek sağlıyor. Örneğin Avrupa Birliği’nin Horizon Europe Programı. OpenAI tarafından da fon sağlanıyor. Ancak şu soru hâlâ tam olarak yanıtlanmış değil: Bu tür yenilikler, demokrasiyi tazeleyip siyasi şiddetin ve sosyal krizlerin tırmandığı yerlerde istikrarı sağlayabilecek mi?

KRİTİK EŞİK

Bu soruyu yanıtlamak zor, zira seçmenler karmaşık bir yapıya sahipler ve davranışları tutarsız ve dengesiz; kritik eşik denilen noktaya gelirlerse işlevsiz hale gelebiliyorlar. “Bu durum donmakta olan suya benzer” diye konuşan MIT’den fizikçi Alexander Siegenfeld, “Sıcaklığı devamlı düşürdüğünüz zaman hiçbir şey olmayacakmış gibi bir hisse kapılırsınız. Derken dereceyi biraz daha düşürdüğünüzde aniden su donar. Demokrasilerin işlevsizleşmesi de aynen böyle aniden olabiliyor” diyor.

Siegenfeld ve meslektaşı New England Kompleks Sistemler Enstitüsü’nden Yaneer Bar-Yam, matematiksel modelleme yoluyla böyle bir kritik eşiğin ne zaman ortaya çıkabileceğini araştırdılar. Siyasal kutuplaşma dönemsel olarak parlar ve söner. Fakat araştırmacılar yüksek kutuplaşmanın düşük seçmen katılımı ile birleştiği zaman sistemin istikrarsızlaştığını ve seçim sonuçlarının şiddetli salınımlara yol açtığını gözlemlediler. Bunun nedeni aşırı uçlardaki insanların oy verme olasılığının yüksek olması ve siyasetçilerin de bu oyların peşine düşmesi. 

Sonuçta ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: Sistem çoğunluğun istemediği bir yönetim ve politika üretir. Hoşnutsuz seçmenler bu durumda çekimser kalır ve istikrarsızlık daha da şiddetlenir. 

Peki istikrar nasıl sağlanabilir. Bilim insanları ve ileri teknoloji uzmanları demokrasileri rayına oturtmak için modeller oluşturmaya çalışıyorlar. Bunu yeni demokrasi arayışları da diyebiliriz. Yer kalmadı. Yazının devamı haftaya.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump 2.0 ve ötesi... 8 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları