Üstün Dökmen

Muğlak kayıpla başa çıkmak

03 Kasım 2024 Pazar

“Muğlak kayıplar” Pauline Boss tarafından ortaya atılmış yepyeni bir inceleme konusudur. Boss’un bu konuda yazdığı iki kitap dilimize çevrildi. “Muğlak Kayıplar”* adlı birinci kitabından daha önce bu sütunlarda “Ailelerde muğlak kayıplar” başlığını taşıyan yazımda söz etmiştim. Şu günlerde piyasaya çıkan ikinci kitap ise “Kayıp, Travma ve Dayanıklılık: Muğlak Kayıplarla Terapötik Çalışma”** adını taşıyor.    

İkinci kitapta Boss hem muğlak kayıp kavramının ne olduğunu hem de bu türden kayıplarla profesyonel olarak nasıl başa çıkılabileceğini, yani tedavi sürecini anlatmaktadır. Önce muğlak kaybın ne olduğuna kısaca bakalım. 

MUĞLAK KAYIPLAR

Başlangıçta Boss muğlak kayıpları şöyle tanımlamıştı: Birisi yüksek ihtimalle ölmüştür ancak ortada ne ölüsü ne dirisi vardır. Öldüğünü gören de yoktur. Bu kişinin ailesi yıllarca onun dönüp geleceği umuduyla yaşar. Eski savaşlarda askere gittikten sonra akıbeti bilinmeyen çok kişi olurdu. Çocuklarından umutlarını kesen aileler yıllar sonra komşunun oğlu çıkıp geldiğinde tekrar ömür boyu sürecek bir bekleyiş içine girerlerdi. Bir insanın bir yakınını kaybetmesi çok üzücüdür ancak muğlak kayıp yaşayan bir kişi diğer tür kayıpları yaşayanlara oranla çok daha farklı bir çalkantı, stres içine girer.   

Boss daha sonra bu ilk tanımlamasını genişletti, aile fertlerinden birisinin uzak bir ülkeye taşınmasını da, aileden birisinin demans veya Alzheimer olmasını da muğlak kayıp olarak tanımladı. Farz edelim babanız Alzheimer olmuştur, karşınızda oturmaktadır ancak sizi tanımamaktadır yani hem oradadır hem de orada değildir. Boss’a göre bu durum da bir muğlak kayıp sayılmalıdır.   

ÜLKEMİZDE MUĞLAK KAYIPLAR

Bazı ülkelerde muğlak kayıplar hayati önem taşır. Ülkemiz bunlardan birisidir. Cumartesi anneleri yıllardır çocuklarının akıbetini öğrenmek istiyorlar, öğrenemiyorlar, kayıpları muğlak kayıptır. Çocuklarının bir mezar taşı yoktur. Tıpkı Sabahattin Ali’nin mezar taşının olmaması gibi. 

Bir de kayıp çocuklar var. 2008-2016 yılları arasında ülkemizde 104 bin 531 çocuk kaybolmuştur, kaybolanların büyük çoğunluğunun ise akıbeti meçhuldür. Bu vahim tablodan ötürü olsa gerek vatandaşı üzmemek için 2017’den itibaren kayıp çocuk sayıları açıklanmaz olmuştur. (Sanırım burada hüsnü talil sanatına baş vurdum.) 

Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi bizde de muğlak kayıp yaşayanlar bu güne kadar kendi hallerine bırakılmışlardır, onlara yönelik bir psikoterapi uygulanmamıştır, akrabalarının, dostlarının desteğiyle yetinmişlerdir. Bu eksikliği giderecek şekilde ikinci kitabında Boss muğlak kayıp yaşayanlara yönelik etkili bir psikoterapi uygulanabileceğini savunmaktadır.

MUĞLAK KAYIPLAR İÇİN TERAPİ

İnsanlar kayıpları karşısında özellikle muğlak kayıpları olduğunda, “Hiç kimse benim acımı dindiremez” diye düşünürler, profesyonel destek almak istemezler. Boss, psikoterapinin muğlak kayıplar üzerinde sanılanın aksine büyük ölçüde etkili olabileceği görüşündedir. Bence de psikoterapi, psikolojik danışma tahminlerin ötesinde bir rahatlama sağlayabilmektedir. Ben şahsen psikodrama sahnelerinde pek çok bitmemiş işin bitirilebildiğini, devasız dert sanılan duygusal çalkantıların önemli ölçüde giderilebildiğini gördüm.       

Boss’un ikinci kitabı hem bu alanda çalışacak terapistlere hem de yakınlarını muğlak bir şekilde kaybeden ailelere, bu arada Alzheimer yakınlarına rehberlik edebilecek niteliktedir. 

Agorafobi yaşayan bazı kişileri tedavi ettiğinizde istenmeyen bir yan etki olarak agorafobi üzerine kurulmuş aile dengesi bozulur. Bu yüzden terapistin bu dengeyi zedelemeden tedavi sürecini yürütmesi gerekir. Benzeri bir durum muğlak kayıplar yaşamış ailelerde de ortaya çıkar. Muğlak kayıp geride kalan aile üyeleri arasındaki bağı güçlendirir, üyeler bu bağın gevşememesi için terapiye gitmek istemezler. Boss kitabında aile üyeleri arasındaki bağı bozmadan kişilerin psikolojik dayanıklıklarının nasıl artırılabileceğini de anlatmaktadır. Kayba uğrayan ailenin bir bütün olarak ele alınması hem muğlak kayıp karşısında dayanıklıklarının artırılması hem de kurdukları aile içi bağlılıkların korunması mümkündür. 

Boss kitabında, şu ya da bu tür muğlak kayıp yaşamış kişilerin terapileri sırasında onlarla çalışan, benzeri travmalara sahip terapistlerin durumlarını da irdelemiştir. Bu durumda terapinin özel bir nitelik kazandığını, terapistin kendi travmasını yok saymaması gerektiğini belirtmektedir.   

Söz konusu kitabın gerek bu alanda çalışacak uzmanlara gerekse muğlak kayıp yaşamış kişilere ışık tutacağı kanısındayım.

___________________

  * Boss, P. (2021). Muğlak Kayıp. Çev. Editörü, B. Kırlangıç Şimşek. Ankara: Bilim ve Sanat. 

** Boss, P. (2024). Kayıp, Travma ve Dayanıklılık: Muğlak Kayıplarla Terapötik Çalışma. Çev. Editörü, B. Kırlangıç Şimşek. Ankara: Bilim ve Sanat.      



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Herkes eğitimci mi? 20 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları