Üstün Dökmen

Bir kötülük modeli

04 Haziran 2023 Pazar

Bir davranışı “kötü” olarak tanımlamak kolay görünür. Ancak sosyal etkenler, olayın sıradanlaşması ve daha birçok neden davranışı “kötü” diye tanımlamamızı engelleyebilir. Kötülüğü görmezden gelmekte bir başka etken ise davranışın ne kadar uzaktan veya yakından geldiğidir.

Bu yazıda “kötülük” kavramının ne olduğunu ve nasıl işlediğini açıklamaya çalışan bir model ortaya koyacağım. Modele temel oluşturan bazı bilindik kavramlar var ancak bunlara yaptığım eklemelerle modelin tümü yeni bir iddiadır.

KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLIĞI

Kötülük kavramına ilişkin olarak Arendt’e ait felsefi, politik sayılabilecek bir bakış tarzı var, bu da “Kötülüğün Sıradanlığı” kavramıdır. Bu kavrama göre kötü insan yoktur sadece bazıları bir tür düşünme beceriksizliği sergileyip kötü davranışları sıradan görürler, kanıksarlar. Bu görüşün Türkçemizdeki ifade biçimleri, “Olacak o kadar, bal tutan parmağını yalar, bir taneden bir şey çıkmaz” şeklindedir.

GRUP YANLILIĞI

Psikolojide iç grup yanlılığı denilen bir şey vardır, eğer istenmeyen bir davranışı kişinin kendisi veya iç gruptan birisi yaparsa bu davranışı haklı gösterecek açıklamalar yapılır, dış faktörler suçlanır. Örneğin birisi kaldırıma tükürürse arkadaşları, “Hava kirliliği var, o yüzden tükürdü” der. Ancak yere tüküren dış gruptan ise insanlar doğrudan o kişiyi suçlayıp “Pis adam” derler.

KÖTÜLÜĞÜN MESAFESİ

Yukarıdaki iki kavram da işlevseldir ancak yeterli değildir. Kötülüğün sıradanlığı kavramı doğru olabilir fakat sıradanlığın niçin ortaya çıktığı anlaşılmıyor. Kişilerin grup yanlılığına niçin başvurdukları da bilinmiyor. Bu durumda bunları birlikte ele alıp üçüncü bir kavram ilave etmek istiyorum. Ortaya atmak istediğim üçüncü kavrama “kötülüğün mesafesi” adını verdim.

Kötülüğün mesafesi iki boyuttan oluşuyor. Birincisi, yapılan kötülüğün kişiye olan mesafesidir. Örneğin Hiroşima’da patlayan bir atom bombası bazıları için uzak bir tehdittir. İkincisi ise kötülüğü yapanın bize olan mesafesi, yani dostluk düzeyidir.

Şekilde görüldüğü üzere X-eksenine yapılan kötülüğün kişiye olan mesafesini, Y-eksenine ise kötülük yapan kişinin mesafesini (dostluk düzeyini) yerleştirelim. Söz konusu iki boyut kötülüğün sıradanlığını ve grup yanlılığını bir bütün halinde açıklama kolaylığı sağlayabilir. Aşağıdaki örnekleri bu iki boyuta yerleştirebiliriz.

Hırsız kimlerden?: Bazılarımıza göre eğer bir hırsız yakın çevremizden, desteklediğimiz gruptan ise genelde haklı bir gerekçesi olduğunu düşünürüz, bu hırsıza küsmemiz gerekmez. Ancak bu hırsız dış gruptan, ötekileştirdiğimiz bir kişi ise ahlaksız olduğunu düşünürüz. Bize göre hiçbir mazeret onu temize çıkarmaz.

Katil kimlerden?: Bir kan davasında katil sizin aşiretten ise mecbur kaldığı için cinayet işlemiştir, töreler böyledir. Eğer katil öteki aşirettense ahlaksızdır.

Steinbeck ahlakı: Steinbeck Gazap Üzümleri romanında bir sosyal demokrat, bir hümanisttir. Fakat aynı yazar yıllar sonra yazdığı Cennet’in Doğusu adlı romanında ise yaklaşık şöyle demiştir: “Kızılderililere yaptığımız yanlıştı, ancak başka çaremiz yoktu, toprakları çok verimliydi.” Bu mantığı lütfen grafiğe yerleştirin.

Ensest: Genellikle ensest kelimesini telaffuz etmekte güçlük çekeriz. (Ensest yazınca bilgisayarım yanlış diye düzeltip kelimeyi “ensesi” haline getirdi.) Bir ailede bir çocuğa ailenin bir erkeği tecavüz ettiğinde çoğunlukla çocuğun annesi bu olayı bilir ancak bilmezlikten gelir. Anneler genellikle iftira attığı gerekçesiyle çocuklarını suçlarlar. Çocuğa tecavüz eden yabancıysa kolaylıkla ihbar edilir ancak bu kişi çok yakın birisiyse olay inkâr edilir. Annenin çaresiz, mesleksiz olması durumunda inkâr oranı artar, anne ufacık yaşam konforunu kaybetmemek, sokağa atılmamak ve çevreye rezil olmamak için susar. Ensestte başka dinamikler de vardır fakat mesafe de bir faktördür. (Miras adlı roman ensesti güzel anlatır.)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hatırlamak 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları