“Yüksek voltaj Saray’ı karanlığa gömecek” diye yazmıştım...

Meclis’i, yargıyı, anayasal kurumları, yani devletin sigortalarını söken zihniyet, tüm yetkileri elinde toplamanın sorunlarını yaşıyor...

Erdoğan’ın tek adam olmasının bedelini ağır faturalarla ödüyoruz...

*

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile istifası gündem olan Berat Albayrak’ın o görüntülerini hatırlayın...

Anıtkabir’de bir tören çıkışında Erdoğan’ı uğurladıktan hemen sonra karşılaşıp birbirlerine omuz atmışlardı...

Tek adamın gölgesi altında kıran kırana taht savaşları...

Her birinin medya ayağı var... Kendilerine bağlı yazarları, yorumcuları... trol orduları...

Devlet krizine dönüşen aile krizleri...

Soylu için MHP liderliği, Berat Albayrak için AKP Genel Başkanlığı planı, Ankara’yı takip edenler için sır değil...

Sorunun kaynağı Saray, aynı zamanda çözümün de merkezi! Gözler Erdoğan’a çevriliyor ve ne karar alacağını tüm Türkiye izliyor...

Memleketin kaderini bir avuç yeteneksizin eline bırakmış muhalefet partileri de dahil!...

*

Erdoğan, hem Cumhurbaşkanı hem AKP Genel Başkanı... Hem bürokrat hem işadamı hem hâkim, savcı, avukat, aynı zamanda ekonomist... Büyükelçi, doktor, eğitimci...

Merkez Bankası’nın da başında, TOKİ’nin de...

Bu sürdürülemez güç yoğunlaşması artık her hatanın Erdoğan’dan sorulmasına neden oluyor.

Benim gördüğüm bu durumdan çevresi de memnun... Çünkü hem iktidarın her türlü nimetlerinden yararlanıyorlar hem de Erdoğan’daki güç birikimi nedeniyle zerre sorumluluk duymuyorlar...

Bu fiili durum, iktidar yandaşlarının AKP sonrası için bir “kaçış senaryosu...”

Çünkü tüm Türkiye biliyor... Erdoğan muhalefetin “büyük sabrına” rağmen eriyor...

Olacak tüm seçimler değişimi işaret ediyor.

*

Siyasi ve ekonomik depremler Saray’ın kolon ve kirişlerinde ağır hasar bıraktı...

Erdoğan isimleri çevirerek, kabine değişikliği yaparak, teşkilatı yenileyerek güçlendirme çalışması yapıyor.

Ama yetmiyor... Saray’ı ayakta tutacak MHP dışında bir sacayağına daha ihtiyacı var...

İYİ Parti mi dediniz? AKP’nin kötü siyasetinin taşıyıcısı olmayacaktır.

***

Geobbels medyası...

Rus tankları Berlin’e girinceye kadar Almanlar Rusya’yı işgal ettiklerini sanıyorlardı.

Çünkü Alman basını Hitler’in klavyesi haline gelmişti.

Karartma böyle bir şeydir... Halkı uyutmak...

Hitler’in propaganda bakanı Geobbels’i hatırlatmaktan yorulduk!

Berat Albayrak’ın istifa haberini TELE 1 ve Cumhuriyet’in haber portalı “son dakika” gelişmesi olarak duyurdu. Bağımsız basında haber kısa sürede yayıldı. Sınırları aştı, dünya basını yazdı. Ancak iktidar medyası, Hitler’in klavyesi gibi bu gelişmeyi halktan gizledi.

Bağımsız gazetecilik anıtı dikilecek mücadele verirken yaygın medya, çürümüşlüğün karnesine unutulmayacak bir not daha düşürdü...

***

10 Kasım’da Atatürk’ü anlamak...

Türkiye geniş kesimler farkında olmasa da bir kavganın içinde.

Geçmiş dönemlerdeki gibi iktidar kavgası değil bu...

Atatürk Türkiyesi’nin varoluş mücadelesi..

*

Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşını, cehalete karşı aydınlanma savaşını kazanmış büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan gidenler,

onu anlayanlar çağdaş, laik, demokratik Türkiye’yi içinde bulunduğu açmazdan kurtaracaktır.