Acun Ilıcalı’nın yapımcılığını üstlendiği ‘Ütopya’nın 24 saat izlenen internet sitesinde tartışılan görüntüler yer aldı

“Acunsal enerji”nin hâlihazırdaki en verimsiz nakil hatlarından “Ütopya”da karşımıza çıkan mastürbasyon sahnesi ne kadar infiale yol açarsa açsın, ben onu (karşılaştırmalı olarak) son derece “naif” ve “samimi” bulduğumu belirtmek isterim.
Sevgilisinin kucağına kafasını gömmüş, elleriyle de pipisiyle oynayan çocuk, Türkiye’de Acun Ilıcalı ile özdeşleştirilmiş ama onunla sınırlanmayacak ölçüde çok daha geniş çepere yayılan bir gösteri pratiği karşısında, yıllardır hepimizin örtük ya da maskeli yaptığını en “dolayımsız” sergilediği için mazur bile görülebilir!..
Biz yıllardır önümüze realite-şov olarak konan, “pornografik” paketlerin karşısında bunu hep yapıyoruz; mahremiyetlerin ihlaline dayalı seyrimiz/ seyirciliğimiz eşliğinde...
Jüri üyeleri karşısında elenmemek için yalvaran, ağlayan, kendini acındıran, aşağılanmayı göze alan biçarelerin halinden aldığımız haz;
Laf dalaşına girerek birbirlerinin en hassas, en kırılgan, en mahrem yanlarını karşılıklı hiç utanma-sıkılma bilmeden ifşa eden “çaçaron”ları yüzümüz kızarmadan izlerken içimizi kaplayan tatmin;
Sözüm ona bir adada doğaya karşı yaşam mücadelesi veriliyor yutturmacasıyla sunulan gösteride “survivor” olma yolunda birbirlerini yemelerine, entrika, eyyam, kuyu kazma yarışında sınır tanımamalarına ve en önemlisi bir terör makinesi gibi boy gösteren “zorba”lıklarına bayılıp ödüllendirdiğimiz, SMS yağdırdığımız tiplerle gelen ruhsal boşalım...
Biz yıllardır mastürbasyonu ekran karşısında yapıyoruz zaten.
Ajdar’ı hatırlayın! “Gelinim Olur musun”un ‘Semra Kaynana’sını... Ve onun aynı programın bir diğer yarışmacısı olan, yıllar sonra bir otel odasında uyuşturucudan ölü bulunan talihsiz oğlu Ata’yı!..
Onlar ve burada ismini sayamayacağımız “şöhret tavası”na düşmüş (daha doğrusu “tavına gelmiş”) nice “damla” aracılığıyla biz orgazm peşindeyiz yıllardır!..
“Müge Anlı ile Tatlı Sert”, “Esra Erol’la Evlen Benimle”, “Ne Çıkarsa Bahtına”, “Seda Sayan’la Yol Arkadaşım”, vd…
Bu elektronik “insanat bahçeleri”nde kendilerini yiyip bitiren insanların zavallı, acz içinde ve acınası hallerinden kendi payımıza devşirdiğimiz güç ve galibiyet duygusu, iktidar tutkusu...
Bütün bunlar karşısında “Ütopya”nın bir anlık boş bulunmayla oltaya takılan balık misali kameraya yakalanmış mastürbasyoncusuna kim ne diyebilir ki?!
İlk taşı en masum olanınız atsın!..