Terörle linç, karı-kocadır. Sevişerek evlenmişlerdir.

Linç, terörün nuruaynı, nuruçeşmi, nurudidesidir.

Linç, terörün cazibeyle donanmış, iffete bürünmüş, helâli hoş zevcesidir.

Linç, terörün bir elmanın yarısı gibi aynı kökten, gövdeden, özsuyundan çıkmış ciğerparesidir.

O yüzden Ankara’da 37 kişiyi canından eden kanlı terör saldırısı ile bir gün sonra Füsun Demirel’e yönelik başlatılan kanlı linç kampanyası arasında sadece derece farkı vardır.

Bunlar aynı membadan beslenen, birbirinden ayrılmaz iki karanlık noktasıdır insanlığımızın…

***

Teröre derin bir aşk, tutku ve arzuyla bağlılık, linçin en temel karakteristiğidir.

İktidar ağızlarına da, yandaş medya tezviratlarına da, sosyal medya paçavralarına da bakın! Şu son, ama belli ki ve ne yazık ki sonuncusu olmayacakmış gibi de görünen Ankara katliamı bahanesiyle terörü sözde lânetlerken özde onu nasıl linç arayışlarına nimet yaptıklarını göreceksiniz.

Terör, linçe aç kör vicdanların ekmeğidir.

Ne demişti mesela Abdurrahman Dilipak geçen hafta, özetle hatırlayalım:

“Paralelin suç ortakları belli: PKK, HDP ve KCK. Son olarak bu kervana Can Dündar ve Erdem Gül katıldı. Uyarıyorum, sesinizi kısın ve ortalıkta fazla gözükmeyin. Vatandaş hâkimler kadar ‘anlayışlı’ davranmayabilir. Ortada hem terör hem de ajanlık söz konusu. Paralel, Can, HDP, PKK, PYD ve KCK toplum hafızasında bir ihanetin markasına dönüştü. Her şehid, Güneydoğu’dan, Suriye’den gelen her olumsuz haber bu ihanetin izlerini daha da derinleştiriyor.”

İşte tam da böyle, terörün cilveli oynaşıdır linç…

***

Sallandırın işinize gelmeyen, sizden yana yatmayan gazetecileri, terör bitsin!..

Sallandırın barış için imza atmış akademisyenleri, terör bitsin!..

Sallandırın edebiyatçıları, sanatçıları, oyuncuları, terör bitsin!..

Öyle mi?!...

Öyle olsa gerek ki 37 kişinin öldüğü saldırıdaki muazzam emniyet kusurları, istihbarat zafiyetleri, yönetim beceriksizlikleri görmezden geliniyor ve deniyor ki terörün de, teröristin de tanımını yeniden yapalım… Çünkü “elinde silah olan teröristle unvanını ve kalemini teröre destek olma noktasında kullananların arasında fark yok”muş!..

Elinde silah olanı durduracak yetenek ve yetkinliğiniz yok, elinde kalem olanı avlayacaksınız demek?!

Helâl size!..

***

İktidarlarını yeniden, hep yeniden üretme yolunda terörden besleniyorlar. Ve onu linçle soslayıp lezzetlendirerek servis ediyor veya irili-ufaklı bir dolu tıynetsize servis ettiriyorlar.

Füsun Demirel’e yapıldığı gibi…

Bir sinema ve dizi emekçisi olan usta oyuncu, dağdaki gerilla kızın annesini, anneannesini oynamak isterim dediği için Ankara’daki terör eylemi dolayımıyla linçe uğradı. Ama Cumhuriyet’e Pazar günü verdiği söyleşideki sözlerini linç cımbızıyla çekenlere aldırmayıp ne söylediğine bütünüyle baktığımızda “fincancı katırları”nı asıl ürkütenin ne olduğu, olabileceği daha iyi anlaşılıyor.

Füsun, Güneydoğu’daki savaş kendisine sorulduğunda diyor ki:

“Demirtaş ve HDP çok büyük bir umuttu, 7 Haziran seçimi sonuçları Türkiye’deki demokrasi ve özgürlükler adına çok önemliydi. PKK, Demirtaş ve HDP’ye fırsat vermedi. Hem devlet, hem de PKK, bu savaştan o kadar yararlanıyor ki bitirmek istemiyor.”

Gördünüz mü?! Füsun, bugün bir diğer “zahmetsiz av” yapılan, 6 küsur milyon insanın oyunu almış bir siyasi hareketin PKK ile hem de keskince ayrımına giderken, diğer taraftan devletin, yukarıda kaydettiğimiz üzere terörden nasıl yararlandığını, terör örgütüyle karşıtlığının da esasen “simbiyotik” bir ilişki olduğunu vurguluyor.

Dağdaki gerilla kızın annesini oynamak istemesi ve bir insanlık trajedisini, o çocukların psikolojisini, neden dağa çıktıklarını, silaha sarıldıklarını anlamayı/anlatmayı arzu eden sanatçı duyarlılığı, aslında belki de işin bahanesi.

***

Ama bu bahaneyle “Aile İşi” dizisinden atıldı.

Bana sorarsanız onun “Aile İşi”nde işi olmamalıydı zaten. İsabet oldu. Her şerde bir hayır var.

Füsun’un bu memleketin kimi çocuklarına, kızlarına umarsızlık ve çaresizlik içinde dağa çıkmaktan başka yol bırakmamış kanlı iktidar oyunlarını yansıtan çalışmalara imza atacağı günler mutlaka gelecektir!..

Böyle diyerek çevrimi tamamlayıp başladığımız noktada bitirelim: Terörle linç, karı-kocadır.

Nikâhlarını iktidar kıyar.