Survivor bir şöhret öğütme makinesidir. Lezzetini de en çok popüler kültürün hınca çağrı yapan yüzüne seslenmesinden alır.
Yıllar önce Nurdan Gürbilek’le yaptığımız unutulmaz söyleşiden çıkan sonuçtur: Popüler kültür ve onun merkez üssü medya, arzuyu kışkırttığı kadar hıncı da körükler. Her daim gözler önünde olan, şöhret basamaklarını bir anda tırmanmış isimler gibi olmaya özlemden, bu özlemin karşılıksız kalmasıyla biriken hınca savruluş arasında sarkaçsal bir salınım içindedir ekran karşısındaki insan...
O yüzden pek çoğu hanidir “düşmüş” şöhretlere Survivor’da bir darbe daha vurulmasını temaşa etmekten çıkan “tropik” bir lezzet vardır. Yine o yüzden Survivor’da “Gönüllüler” kategorisinde yarışanların benimsediği son derece akıllıca strateji, zaten kırılgan durumda karşılarına çıkmış “Ünlüler”le uğraşıp onları maskara ederek prim yapmaktır.
Tablonun bir başka hoş yanı daha var diye de düşünülebilir. Tıpkı dizilerde zengin hayatlar içerisindeki mutsuzlukları izlemenin hiç gerçekleşmeyecek zenginlik özlemimizi “soğuran” bir etki yapması gibi, hiçbir zaman sıradanlıktan kurtulamayacak olmanın cehennemi kasvetini hafifleten bir görüntü de Survivor’da karşımızda gibidir. Eski şöhretli futbolcuyu, “talk-show”cuyu, oyuncuyu, şarkıcı-türkücüyü, basketbolcu-koşucuyu madara halde görmek, şu sessizsedasız, renksiz-albenisiz halimize şükretme hissi vermektedir belki de!
Öyle ya da böyle, Survivor’da ünlü kategorisindekilerin kâbusu olan birileri hep çıkıyor Gönüllüler arasından. Son iki yıldır Turabi bu...
Onun hakkında geçen sene çok yazdık. Ne eli, ne dili, ne bedeni duran; bunları rakip bellediği herkese, ama en çok ünlü diye karşısına çıkanlara tacizkâr şekilde işlerliğe sokan; zorbalık gücünü tekmetokat sporunda (kick-box) yetkinleşmiş olmaktan alan biri o...
Ama kabul etmeli, sempatik bir tarafı da var ve onu eşsiz kılan nokta bu. O kadar çok “zorba” geldi geçti ki bu realiteşov yarışma programlarında BBG evinden bugüne, hiçbiri Turabi gibi değildi ve çarçabuk unutulup gittiler. Turabi az bulunur cinsten bir sevimliliği ve “pastoral” katsayılı bir mizahi yanı olan (manileri müthiş mesela!) bir zorba. Karikatür gibi bir zorba... O yüzden de çok sevildi ve geçen sezonun da şampiyonu...
Bu sene Survivor All Star’da tekrar karşımızda. Gerçi artık vasatın vasatı bir Ünlüler takımı var. Ayrıca geçen seneden bu seneye devamlılık hissi eşliğinde bir seyirci sıkkınlığı da söz konusu denilebilir. Ama Turabi bir “şöhret terminatörü” olarak hükmünü icra etmeyi sürdürüyor ve bu hafta şöhreti babasından menkul Doğukan Manço’yu “silkeleme” yolunda olduğunun ipuçlarını fragmanlardan alıyoruz.
Tabii, başlangıç noktamıza dönerek bitirmek gerekirse, Turabi “terminatör”den de öte bir şey. Popüler kültür evreninde ha bire kışkırtılan; görünmeye, tanınmaya, bilinmeye ve en önemlisi “yırtmaya” dönük istek ve arzularımızın karşılıksız kalmasıyla biriken hıncın, yaptıklarıyla hazza dönüşmüş şekilde deşarjını sağlayan bir “transformatör” o...
Sağ olsun, iyi ki var! Ekranda gözümüz onda, dilimiz manilerinde:
“Biz ne ünlüler gördük
Gül gül öldük!..”