AKP’nin toplumu giderek boğucu bir “dinbazlık” cenderesine sokma çabasına bakıp bunu kestirmeden “İslamcılık” olarak niteliyoruz. Ancak bir ideoloji olarak modern tarihsel süreçte ortaya çıkmış İslamcılığın neyi murat ettiğine baktığımızda AKP’nin tüm baskıcı, totaliter, faşizan uygulamalarına rağmen bu nitelemeyi hak etmekten uzak olduğu kanısındayım.
Ve onun, 1990’ların ikinci yarısından itibaren dünyada İslami hareketliliği tanımlamak üzere işlerliğe sokulmuş “post-İslamizm”e çok daha yakın bir “ekonomi-politik” çizgide olduğunu düşünmekten yanayım.

***

Çağımız, El Kaide, IŞİD, Boko Haram gibi oluşumların yarattığı tüm din-temelli küresel dehşete ve Türkiye özelinde AKP’nin tüm siyasi dinbazlığına karşın İslamcılıktan öteye geçilmiş bir post-İslamizm çağıdır.
Post-İslamizmi uzun uzadıya tartışmaya açma imkânımız yok. Meraklısı, tabiri ilk kullanan Prof. Asef Bayat’ın 1996 tarihli yazısına da; sonra 2013’te editörlüğünü üstlendiği “Post-Islamism: The Changing Face of Political Islam” başlıklı kitaba da; o kitapta AKP’yi “post-İslamizm” örneği olarak ele alan Prof. İhsan Dağı’nın yazısına da; nihayet Dağı’nın tartışmayı Türkçe sürdürdüğü gazete yazılarına da bakabilir.
Ben post-İslamizmi burada “hararetli” bir son gelişmeyle bağlantılı ve o gelişmeyi anlamlandırma yolunda işlevsel kılmak istiyorum. Hafta içi Cumhuriyet’te de haberini okuduğumuz, Mekke’de açılmış “Helal Sex Shop”la ilgili olarak…

***

Bir siyasi ideoloji olarak İslamcılık, kapitalist dünya sistemi içinde hem bu sisteme, hem de onun karşısında uzunca bir süre seçenek oluşturmuş sosyalizme karşıt şekilde ortaya çıkmıştır.
Kısaca belirtmek gerekirse İslamcılık, kapitalizmi haram sayar.
Post-İslamizm için ise kapitalizm helaldir!..
Post-İslamizm, İslamcılığın arzu ettiği şekilde kamusal alanda dinin, dinselliğin, dindarlığın görünürlük kazanabildiği, bu açıdan özgürleşmenin söz konusu olduğu; ama ekonomi-politik işleyiş itibarıyla “İslamcı özgüllük”ten vazgeçilip kapitalizm karşısında teslim bayrağının çekildiği bir düzeyi işaret eder.
Postmodern-küresel kapitalist işleyişin gündelik hayat akışında neler olup bitiyorsa bunu benimsemek, özümsemek ve dahi “içselleştirmek”tir postİslamizm.
Bir “helal kapitalizm” arayışıdır.

***

O yüzden yıllardır Müslümanlar nezdinde bir “helalleştirme” furyası almış başını gidiyor.
Kapitalist turizm endüstrisi mi? Hemen helal (harem-selamlık) tatil “resort”ları (sözgelimi “Jet Fadıl’ın Caprice- Gold”u) devreye giriyor!..
Coca-Cola, kapitalist uygarlığın şahika simgesi mi? Hemen “helal kola” sürümü başlıyor: Mekke Kola, Zemzem Kola, Kıble Kola…
Televizyonlarda, eğlence endüstrisi içinde güzel kadınların “talk-show” programları mı var? Üç Müslüman kız kardeşin programı “Helal Kızlar” (“De Meiden van Halal”) endüstrideki İslami boşluğu dolduruyor.
Şarap kültürü modern dünyanın aşılamaz ve aşındırılamaz bir sosyalleşme pratiği mi? Selamünaleyküm “helal şarap!..”

***

Ve işte sistemin bir başka gözde iş kolu “seks endüstrisi” ile etkileşimsel bir İslami “çıktı” olarak “helal sexshop” lar!..
Hazza meyyal tüketim kapitalizmi dünyasında Müslümanın ihtiyacını karşılamaya yönelik bu faaliyet üzerine beş yıl önce Hollanda’da ilk açıldığında da, iki yıl önce Türkiye’de dindar “tüketici”nin karşısına çıktığında da yazdım, yazmaktan usandım (bkz. “Helal Sex Shop Memlekete Hayırlı Olsun”, Radikal, 20.10.2013 YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ )

Şimdi İslamın kalbinde, “Mekke-i Mükerreme”de açılışı münasebetiyle kalem oynatıyoruz. Ama çok fazla söze de hacet yok.

***

Helal kola, helal şarap, helal sex-shop… Bunlar, kapitalizmin İslamcılığın boynuna taktığı tasmalar. Tasmanın üzerinde “post-İslamizm” yazmakta.
İslamcılık, kapitalizmi nihayete erdirme derdindeydi.
Post-İslamizm bundan vazgeçti, kapitalizmi hidayete erdirme derdinde.
Sırada “helal porno” olsa gerek. Hayırlısı!..