Ölüm Nimetse Öldürmek Nedir?

02 Mart 2015 Pazartesi

(Uyarı: Spoiler ve 18+)

Gelmiş geçmiş izlenmesi en zor dizi olarak zombi kıyametinde çırpınan insanlığı anlatan “The Walking Dead” işaret edilse de aynı kanıda değilim. İçeriği çok daha korkunç bir başka dizi var: “The Following”.

3’üncü sezon prömiyeri ABD’de bu gece yapılacak “The Following”, İngiliz edebiyatı profesörü seri katil Joe Carroll’un (James Purefoy) hapisten kaçtıktan sonra bir “kült” oluşturarak Amerika’ya dehşet saçmasının hikâyesi. Joe’nun ülkeyi içten fethedecek kadar yaygınlaşan tarikatı, öldürmeyi de ölmeyi de “ibadet” sayıyor.

2. Sezon-11. Bölüm’de bir sahne bunu çarpıcı şekilde örnekler: Bir kampta müritlerini eğiten Joe, bir gönüllüden hayatının en mutlu anını anlatmasını ister. Genç kadın, Angela, yıllar önce yüzerken suya daldığında ne kadar özgür hissettiğini belirtir. “Su o kadar hafifti ki uçuyor gibiydim. Tam bir özgürlük hissiydi” diyerek…

Joe sözü alır ve “Özgürlüğün bu huzur veren hissi, dünyaya verebileceğin türden bir hediye” der. Sonra Angela’yı bir sedye üzerinde eli-ayağı-ağzı bağlı yatan kadınla (Carla) tanıştırır. Ardından ona bıçak verir, sedyede çırpınan kadının karnını açar ve (samimi olmaktan çok “manipülatif” şekilde) devam eder:

- O hediyeyi Carla’ya vermeni istiyorum. Onu özgür kıl. Ruhunu bu diyardan kurtar ve en yükseğe gitmesini sağla! Bunu yapabilir misin?

- Evet, yapabilirim.

- Rahatlat onu!

- Her şey yoluna girecek Carla. Eve gidiyorsun. Seni seviyorum Carla!

- Evet, bunu yapabilirsin Angela. Yap!

[Angela bıçağı Carla’nın karnına sokar, Joe son sözü söyler:]

- Sen kimseyi öldürmüyorsun. Bir ruhu özgür kılıyorsun!”

Sonraki bir bölümde ise Angela “kendi ruhunu özgür kılma” yolunda üzerine benzin dökerek kendisini yakacaktır!

 

 

Batı’da yaygın Yeni Dinî Hareketler’in bazı sapkın örneklerinden esinlenme bu “hardcore” kurgu ile yeni-milenyumun Amerikalısına içinde yaşadığı gaddar sistemin cenderesinde nerelere savrulabilineceğine dair bir korkulu rüya izletilmekte.

Peki, bu korkulu rüyanın yeni-milenyumun “Yeni Türkiye”sinde gerçek olma ihtimalinden dem vursam ne yapardınız?!

Geçen hafta Mesut Hasan Benli’nin Hürriyet’te “Dersimiz Ölüm” başlığıyla yayımlanan haberi beni bu düşünceye sürükledi.

Haberde ilköğretim çocuklarına yönelik “Değerler Eğitimi” kitapçığında ölüme ilişkin anlatılanlardan bahsediliyor. “Eğer ölüm güzel olmasaydı Allah en sevdiği kullarını çok uzun yaşatırdı; ölüm de bir nimettir; ağırlaşmış hayat yükünden kurtulmaktır” gibi ifadeler kitapçıkta yer almakta.

Bunlar çocukların önüne konacak! Ben bile bu yazıyı “18+” ibaresi koymadan yayımlamaya cesaret edemiyorum!..

Burada anlatılmak istenen ölümü vakarla karşılamak; Allah’ın verdiği canı ondan başka kimse alamaz, falan denmesin! Haberi yorumlayan uzmanların belirttiği gibi zihinsel olgunlaşması tamamlanmamış, soyut düşünme yeteneği gelişmemiş çocuklara “Ölüm güzeldir, nimettir, hayatın yükünden kurtulmaktır” dendiğinde bu “nimet”ten yararlanma (veya başkalarını yararlandırma) yolunda teşvik edici olunup olunmayacağı bilinemez. Yukarıdaki gibi başkalarının ruhunu özgür kılmak isteyenler de çıkabilir!..

Hep tartışılır ya diziler şiddeti özendirmekte mi diye, hayır, hayatın içindeki şiddet dizileri özendiriyor! ABD’de David Koresh, Jim Jones gibi kült liderleri, “Peoples Temple”, vb. tarikatlar olmasaydı “The Following” gibi bir dizi de olmazdı.

Ölüme, ölmeye, öldürmeye meylin esas kaynağı da hayat. O hayatın içinde kültürleme, sosyalizasyon, eğitim ile insana sunulanlar.

Ve artık dersimiz ölüm… Ama kaynak seçimi size kalmış! İster “Değerler Eğitimi”ne yönelin, ister Joe Carroll’un rahle-i tedrisine!.. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları