‘Komedi Türkiye’nin Seçkin Durgunluğu

22 Mart 2015 Pazar

 

TV8’de başlayan “Komedi Türkiye”nin yakınlarda üzülerek veda ettiğimiz unutulmaz Gülse Birsel yapıtı “Yalan Dünya”yı çağrıştırmaması sanki imkânsızdı.
Bir kere Gülse, jüri koltuğunda bir yanında Gani Müjde, diğer yanında Haluk Bilginer’le oturmakta.

O ve Müjde tarafından yazılmış skeçlerde yarışmacılarla birlikte rol alan tecrübeli oyuncular arasında da “Yalan Dünya”nın unutulmaz dört ismi karşımızda: Bartu Küçükçağlayan, Derya Karadaş, Ömür Arpacı ve ilk bölüm konuğu olarak harikalar yaratan Sarp Apak.

“Yalan Dünya”, kahkahaya boğulmuş bir “memleketimden insan manzaraları”ydı. Bitmesine çok hayıflandık da onun zihnimizde ve ruhumuzda bıraktığı izleri harekete geçiren “Komedi Türkiye”ye sevinmeli mi, pek bilemedim.

Burcu Esmersoy’un sunduğu ve yukarıda zikredilen üç yazar ve sanatçının jüri koltuğunda oturduğu programda yarışmacılar performanslarını skeçler içerisinde sergiliyor. Ardından önce jüri üyeleri, sonra skeçlerde kendilerine eşlik eden tecrübeli oyuncular tarafından puanlanıyorlar.

Karşımızda seçkin bir tablo var
Karşımızda zarif sunucusundan jüri üyelerine, sahnede sanatını konuşturan usta oyunculardan onlara ayak uydurmaya çalışan mütevazı genç yarışmacılara kadar uzanan çerçevede “seçkin” bir tablo var.
Sorun da buradan kaynaklanıyor.

“Realite” kulvarında seçkinliğin bu derece başat olması ölüm demek. Bu iş, az ya da çok (tabii hiç kuşkusuz popüler kültürün de bir gereği olarak) “avamî” kılınabildiği ölçüde alıcı bulmakta çünkü.

Avamlık her an-her yerde olmak zorunda değil tabii ki. Bazen bir jüri üyesinin çiğ tavırlarında; bazen bir sunucunun koketliğinde; bazen de yarışmacıların afra - tafrası veya yellozluğunda kendini dışavurması seyre sermayedir.

“Komedi Türkiye”nin ilk bölümünde Gülse Birsel zekâsının karakteristik örneği olarak karşımıza gelen “O Şarz Benim” adlı skeçle parodisi yapılan son zamanların en sansasyonel realitesi O Tarz Benim’e bakın mesela!.. Ya da Yetenek Sizsiniz’e… Ya da Survivor’a... O Ses Türkiye’ye… Eskilerden Popstar’a, Gelinim Olur musun’a…
Hepsinde çekişme, didişme, tepişme, çemkirme var. Jüri üyeleri arasında tatlı-sert, yer yer şaka, yer yer ciddi atışmalar, tartışmalar, küsme-barışmalar var. Hatta O Tarz Benim’in bir ara aynı anda iki ayrı kanaldaki sürümlerinde şahit olduğumuz üzere kadın sunucular arasında birbirine laf çakmalar, ağız dalaşı var.

Mesela realite-yarışma jürisi deyince “ideal-tip” aransa aklınıza kim gelir? Haluk Bilginer mi Armağan Çağlayan mı? Gülse Birsel mi, Hülya Avşar mı?..

Bir sorun da oyuncuların Survivor, Yetenek Sizsiniz, Popstar gibi yarışmaların aksine kendilerini doğrudan öne çıkartma imkânlarının olmaması. Usta oyuncularla birlikte yer aldıkları skeçlerde silik kalma durumu var. Tabii yarışmacıları değerlendirmek de uzmanlık işi olduğu için halk jürisine de yer yok. Bunların hepsi seyirlik değeri düşüren noktalar.

Ama işte ortada da nitelikli bir iş var. İzlediğimiz nefis skeçler caba… Ne olacak o zaman? Gel de çık işin içinden!..

Bir çıkış noktası, ne ölçüde mümkün bilemiyorum, ama jüriye Cem Yılmaz’ı dahil etmek olabilir. Avamlıkta dibe vurmadan elit havayı dağıtıp komediyi patlatacak dinamit odur. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları