Cesaret çözülünce basiret bağlanır!

25 Şubat 2016 Perşembe

 

Beyaz’ın basireti aslında çoook uzun yıllar önce bağlanmıştı.

O kadar ki benim gibi “hafıza şampiyonu” biri bile şimdi tam tamına, bir kristal berraklığıyla hatırlamakta zorluk çekebiliyor.

Ama mühim değil. Aşağıda aktaracağım vakanın aslî muhatabı, benim unuttuğum veya hafızamın beni yanılttığı yerleri düzeltir.

Can Dündar, o muhatap…

*** 

Beyazıt Öztürk, eğer yanlış hatırlamıyorsam 2000’li yılların başında (2002-3 olabilir) Can Dündar’ı aradı.

Hem ona olan hayranlığını, hem de kendisiyle ilgili bir hayıflanmayı dile getirdi.
Yalnızca politik meseleler üzerine yazdıklarıyla değil, popüler kültür alanında da yazıları, belgeselleri (“Aynalar”ı kim unutabilir!), kitaplarıyla Türkiye’nin parlayan yıldızı konumundaki Can Dündar’ın entelektüel birikimi karşısında içten bir saygıyla eğilen Beyaz, kendisini büyük eksiklik içinde hissettiği bu alanda, bir “Abi” saydığı isimden yardım talebinde bulundu.

Ondan kendisine bir kitap okuma listesi önermesini istedi.

*** 

Bugün ne ahlâk, ne vicdan, ne de izan kaldırır tarzda “terör örgütüne yardım yataklık”tan müebbetle yargılanan adamın bir zamanlar “rahle-i tedris”inden geçmek istemiş olmasını şimdi hatırlatınca ikinci bir “basiretim bağlanmıştı” cevabı alma ihtimalimiz var mıdır dersiniz Beyaz’dan?..

Olabilir, ama endişelenmesine mahal olmadığını hemen söyleyelim.

O zamanlar, hatta sonrasında da kimlerin basireti bağlanmamıştı ki?!

Misal, şimdinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başbakanken, çok değil 2012 senesine kadar öyle bir “basiret bağlanması” içindeydi ki şimdi“FETÖ” adıyla maruf bir “terör örgütü” sayılan/saydırılan yapının liderine nasıl da sitayişkâr yaklaşıyordu!..

2012 Türkçe Olimpiyatları kapanışında yaptığı konuşmayı bulun, okuyun, dinleyin!..

*** 

Şimdi Can Dündar’a bir “utanmazlık komedisi” icra edercesine FETÖ’cü ithamında bulunan zevata da bakın, düne kadar nasıl Pensilvanya yollarını aşındırdıklarını görürsünüz!..

Basiretleri bağlanmıştır elbette…

Elbette elbette!.. Erdoğan’ın “17-25 Aralık” sonrası, “paralel” aralar iyice açıldıktan sonra sarf ettiği “Beni bile aldattılar” sözü de aslında “Basiretim bağlandı” olarak okunamaz mı?! Gerçeği göremedim demeye getiriyor. Tam da basireti bağlanmanın sözlükteki karşılığı…

*** 

O yüzden Beyaz, bugün “FETÖ’cü” diye çamur, hayır “balçık” atılan Can Dündar’dan bir zamanlar kitap listesi istemiş olmakla yeni bir “terörle iştigal” suçlaması ile karşı karşıya kalacağı endişesiyle tir tir titremesin!..

Ne başbakanlar, ne bakanlar, ne belediye başkanları, ne yandaşlar-havuzcular gördü bu toplum, daha düne kadar “FETÖ” ile canciğer kuzu sarması olan…

*** 

Ekran karşısında 20 yıllık canlı yayın tecrübesine sahip Beyaz, sanki daha dünkü çocukmuş gibi canlı yayında basiret bağlanması yaşadığını söylüyor!..

“Bayan”ın sözleri üzerine seyirciler alkışlamaya başlamış. Herhalde seyirci de onun gibi sadece çocuklar ve annelerin ölümü cümlesine odaklanmışmış. (Yani demek ki seyircinin de basireti bağlanmışmış!). Öğretmen olduğunu söyleyince öğretmenin kötü bir şey söylemeyeceği önyargısı ile bağlanan kişinin ne söylediğini duymamışmış…

Keşke Can, yıllar önce o okuma listesine “cesaret” üzerine bir roman, öykü ya da şiir kitabı ekleseymiş!..

*** 

Neleri düşünmüştü Can kitap listesinde acaba? Ben hatırlamıyorum ama o bize söyleyebilir. Yukarıda verdiğim bilgilerde eksik-gedik ya da tashih gerektiren noktalar varsa, onları da düzeltebilir.

Elbette Beyazıt Öztürk de eğer aktardıklarımda bir yanlış ya da unutulmuş bir ayrıntı varsa devreye girebilir, katkıda bulunabilir, Can’la yaptığı görüşmeden hatırında kalanları paylaşabilir.

Basireti bağlanmayacaksa tabii!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları