Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Siyasette - ekonomide sıcak bölge - dünya satranç oyunları..
Nerede ise günübirlik, bazen birkaç dakikaya indirgenen öngöremediğimiz, beklenmeyen, “şok” sözcüğünün çok fazla kullanılıyor olması ile, etkisini bile algılama yetisini yitirdiğimiz ağır sonuçları ile, seyirci kalamayacağımızla yüzleştikçe, bu kez altı çizilenlerin, gerçeklerin benzeşmesi ile yüzleşmeler akıl karıştırıyor..
Siyasi, diktatoryal erklerin de, karayı beyaz, yalanı gerçek, haksızı haklı yapma, halkların çoğunluğu adına yaşamı karabasana çevirmiş olarak iktidarda kalabilme iştahları kabarıyor..
İnsanlık, çoğunluk adına da ya sonuna kadar boyun eğme ya da hak arama adına zorlu dik duruş sınavı vermeden başkaca yol kalmıyor. Seçim sizin, seçim bizim.. Haklarımızı koruyabilme adına gözlerimizi dört açmaktan başkaca yol görünmüyor..
ABD’nin Suriye’deki IŞİD liderini hedef alan operasyonunu, İncirlik Üssü’nden yararlanmasını yadsıyacak halimiz yok. Ancak madalyonun öteki yüzünde yer alan, kimi satır arası gibi görünen gerçekleri yok sayabilir miyiz? Şu satırları yazmaya çalıştığım şu anda izlediğim canlı yayında, programcı, tartışmacılar ile birlikte gündem Ukranya gerilimine kayıverdi. Neyse ki yine görüşlerindeki gerçekçiliği, deneyimlere güvendiğim bir yeni konuşmacı; “Türkiye, değişik durumlarda, değişik rolleri oynuyor” cümlesi ile söze girdi. İlginç olanı da hem Suriye’deki son gelişmeler üzerinden hem de Ukrayna gelişmelerini de kapsayacak çerçevede aynı tablonun geçerli olabileceğini söyledi.
Ukrayna üzerinden daha önceki oturumda izlediğim yine bilimsel kimlik, deneyimleri üzerinde benim için gerçekçi, güven verici tartışmacılar, gelişmelerin perde arkası üzerinden açılımlar yaparlarken NATO üzerinden oynanan oyunlar üzerinden çok fazla açılım yapmışlardı. Rusya - Ukrayna krizinin gerçeğinde Rus - ABD füze krizi olduğunun altını çizmişlerdi. ABD’nin dünya dengeleri, barışı adına çok anlamlı olan yıllar öncesinin antibalistik füze anlaşmasını çiğnediğinin altını çizmişlerdi. NATO, doğuya doğru sürekli bir kayma yapmıştı.
Rusya, 30 bin askerle Ukrayna’ya dönük tehdidi ile Amerika’yı yeniden masaya çekmeyi başarmış, en azından ileriye dönük bir 15 yıllık zaman kazanmıştı.
***
Özetle dinlediğim son konuşmacı da Ukrayna üzerinden çok farklı olmayan sonuçlar, gerçekler üzerinden görüş açıklamayı sürdürüyor. Ancak Türkiye’nin Ukrayna, Suriye, Kuzey Irak üzerinden tüm sıcak gelişmelerin hepsinde birden rol almaya kalkışıyor olmasından kaygılanıyor. Bu kadar çok boyutlu satranç oyunlarının içine birden balıklama atlamanın, Türkiye açısından riskli bir tablo olabileceğinin altını çizmek gereğini duyuyor. Bölgeye dönük doğalgazdan, dünya çapında güç dengeleri savaşlarına uzanan boyutlardaki ince satranç oyunlarının tümüne birden balıklama dalmanın risklerinin altını çizerek. Türkiye açısından gerçekçi, yaşamsal öncelikler sıralamasında önceliklerin öneminin altını çiziyor.
Çarpıcı boyutları ile Suriye - Irak üzerinden yaşanan sıcak gelişmelerden, Türkiye’nin daha ağır boyutlarda canının yanabileceğinin sinyallerini veriyor. Güncel siyaset, çıkar çatışmaları üzerinden Amerika ile Rusya arasındaki yakınlaşma, buluşmaların, daha çok bu bölge üzerinden, Türkiye çıkarlarına aykırı ittifaklar olasılıklarının üzerinde duruyor.. Amerika’nın IŞİD karşıtlığında İran ile bile yakınlaşması gerçeği bir yana, “demokrasi güçleri” yeni kavramı ile, Türkiye’nin güneyi üzerinden yeni çorapların örülmesi, olası tehdit uzlaşmalarının altını çiziyor.
Ekonomi gündemine geçmeye yer kalmasa da gün boyu gelen en son verilerle Saray’ın odaklandığı çözüm yollarının çözüm üretmekten ne kadar uzakta kaldığının ürkütücü yeni verileri ile yüzleşmekten başka gerçeğimiz yok.. Son dakikada önüme gelen DİSK’e bağlı Birleşik Metal’in araştırma sonuçları ürkütücü tablonun halkımız için katlanarak yoksullaşma, yoksunlaşmayı yüzümüze çarpıyor. Ocak fiyatları ve aylık fiyat artışı ortalamaları, asgari ücretten gelen zamları silip süpürmekle kalmadı. Halkımız için, hepimiz için en yaşamsal olan gıda ürünlerindeki alım gücü ortalama yüzde 8’lik bir kaybı getirdi. Kaloriferi, elektriği yakmayıp karanlıkta yorgan altına gömülerek tasarruf yapmaya çalışırsanız çalışın, açlıktan ölmeyi göze alabilecek haliniz, hele de çocuklarınıza dönük olarak olabilir mi? Ücretlerdeki iyileşmeden sonra bile sadece ocak ayında gelen zamlarla ortaya çıkan tabloda sebzede yüzde 9.3 çıkan kaybımız meyvede yüzde 10.6, süt - peynirde yüzde 13.9, sıvı - katı yağda yüzde 15.2, ette yüzde 11.9, yumurtada yüzde 13 olmuş. Gelecek aya bu artış yüzde 2’ye düşürülebilse bile, ki olabilemezmiş, gelecek aylara yüzde 40-50’lerin altına düşme olanağı yokmuş..
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!