Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Amerika’nın öteki yüzü’ ile yüz bulmayı umanlara...

12 Kasım 2024 Salı

Halkımız, ülkemizin her köşesinden, Mustafa Kemal Atatürk’ün, 10 Kasım ölüm yıldönümü etkinliklerine sınır tanımayan katılımları ile tokat gibi yanıtlarını verdiler. Hukuksuzlukta sınır tanımayan, şeytana pabucunu ters giydiren, oyun içinde oyunlarıyla tek adam rejiminin kıvrak taktiklerinin her gün yenileri üretiliyor. Gelin görün ki sınır tanımaz üretimlerinin, sınır tanımaz cambazlıklarının, sürdürülebilirliği, iç çelişkileri içinde bir diğerinin duvarlarına çarpıyor. Ellerinde, Devlet Bahçeli’nin hamleleri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kıvraklığı kuşkusuz gelgitleriyle, iktidar ortaklığının sürdürülebilmesi koşullarının güvence altına alınabilmesinin koşulları ufuktan görülemiyor. 

Kuşkusuz çok karmaşık yaşamakta olduklarımızın kişisel dileğimin ötesinde, gerçekçi boyutlarından kimi satır aralarını, sizlerin de belleklerinde tazelemem gerekiyor. Öncelikle bize pazarlanmış, dünyada bir benzeri olmayan, canının istediğine bağlı, istenirse cumhurbaşkanı, istenirse AKP başkanlığı olarak yürütülebilen, başkanlık modelimizin, Amerika’daki yürürlükte olan sistemi bile mumla aratan garabetini anımsatmak gerekiyor. 

Amerikan başkanlık rejimi bile, Amerika’nın 12 Eylül’ü, New York’un gökdelenlerinin uçakla bombalanması olayı ile bir daha toparlanamamak üzere sallanıvermişti. Büyük Amerika rüyasının yıkımı ile büyük Amerika’nın dünyaya egemen olan yönetme gücü de sallanıvermişti. En yaralayıcısı ise Amerika’nın medya gücü ile güdülen kitlelerinin etkileşimi ile yaşatılan travmalar sonrası, Amerika’da ister birazcık sağ, birazcık solda iki partinin iktidarda oluşları ile artık kolayca sürdürülemeyecek, liberal demokrasiye sadık kalabilme koşulları ortadan kalkmıştı. 

Özetle biz değil, kendilerinin kendi kendilerini eleştirebilme kalıpları içinde, “liberal manifestoya” Türkçesi demokrasi ilkelerine bağlı kalabilmelerinin koşulları yaralanmış, “liberalizme ihanet etmiş liberalizm” kavramı dünyayı Amerika’dan yol alarak kasıp kavurmaya başlamıştı. Dünyada bu çarpık gelişmelere nokta konulamayan yılları devirip duruyoruz. 

***

Bize yaşatılanlara dönmeye çalışırsak bizde dış odaklar yönlendirmesinde iç odakların da katkılarıyla “Bizim 12 Eylül”ümüz yaşatıldığında ülkemizde 1960’ın, anayasal, yasal özgürlük yollarını açması sayesinde, kazanılmış başta sendikal tüm toplumsal, siyasal, örgütlenme hakları “tangır tungur” edildi. İnanmak zorunda değilsiniz, suçlamak gibi bir niyetim de hiç yok. Bizim Marksizim, Leninizm ile Maoculuğa inanmış dostlarımız, can güvenliği uğruna sınırlarımızın dışına çıkmak zorunda kaldıklarında kardeşçesine yeni değerler kazanmış olarak yurdumuz topraklarına geri döndüler. 

Trump’ın simge lideri kabul edildiği, “liberalizme bile ihanet etmiş” kadrolar olarak yıllardır kimi yılları Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı çizgide, kimi yılları Fethullah Gülen’in FETÖ’ye dönüştüğü çizgide, ittifaklardan ittifaklara sürüklendiler. Şimdilerde kuşkusuz Saray ittifakları, oyunlarına karşı çıkma çabaları da var. Gelin görün ki bir o yana bir bu yana savrulmak kaderlerine yazılmış, işin içinden çıkamıyorlar. 

Ülkemize bu kirli düzenin dayatmalarında yaşam haklarından yıllar içinde durmadan kaybeden çoğunluğa gelince. Yüzde doksanların üstünde çoğunluğun yaşayabilmek için uyanmak, çıkış yolları aramak zorunda kaldıkları koşullarda, tanıklık ettiğimiz üzere, çoğunluk ama örgütlenme çabası içinde olsunlar olmasınlar, bir biçimde yaşam gerçeklerinin dayatmaları ile hızla uyanmaktalar. 

Mustafa Kemal’in Cumhuriyetin kuruluş değerlerine sarılmak, 1960’la gelen her türden örgütlenme haklarının kazanılmasına sığınmanın dışında bir çıkış yolu olabilir mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları