Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Saray’ın siyasal rantı uğruna ‘açık bütçe’ batıyor

14 Aralık 2021 Salı

Asgari ücretin hesaplanması pazarlığa açık değil. Bizde pazarlığa açıkmış gibi yapılmasının şaşkınlığı yetmezmiş gibi, matematiksel hesaplar üzerinden hesaplamaların farklı dillendirilmesi ayrıca şaşkınlık yaratıyor. Yamukluklar bu kadarla da kalmıyor. Asgari ücretin gerçek değerinin altına inilmesini aklınızdan çıkarın, en aza inilebilecek sınır olarak belirlenmesi gerçekliği yok sayılıyor.

Evrensel, dünya verilerinde yoksul, daha doğrusu emek, işçi haklarında en gerilerde kalmış ülkeler için dahi geçerli olmayan bir sonuç ile yüz yüzeyiz. İşçilerinin ortalama yüzde 60’lık bir payının asgari ücretle çalıştırıldığı bir karanlık tablomuz var. Yetmez, yaşam pratiğinde asgari ücretle çalıştırılıyor gibi gösterilerek altında çalıştırılan, farkını işverene geri vermek zorunda kalan çalışanlarımızın sayılarının da istatistiklere yansımıyor olsalar da azımsanamayacak oranlara vardığının, tanıklığıyla bilincindeyiz.

Yandaşlar gerçek verilerin bilinmediği tezine sığınsalar da gerçek veriler şu günlerde görüşülmekte olunan bütçenin içinde var. Asıl utanılası gerçeklik ise bu bütçenin çok büyük açıklar vermiş olması bir yana, yeni belirlenecek asgari ücretle gelecek maliyetlerin hesabının içinde yer almaması. Açık bütçe hesapları, öngörülerinin, döviz kurlarının önlenemez yükselişleri bağlantılı önlenemez deliklerinin açılması, büyümesi bir yana.. Siyasal rant getirmesi uğruna, komisyonda tarafların uzlaşması sonucu belirlenmesi zorunluluğunun yok sayılması söz konusu.

***

Son umutla beklenen vuruşun, Cumhurbaşkanı, aynı zamanda AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından yapılacağı, işçi sınıfımıza müjde olarak çoktan duyuruldu.

Türk-İş’in pazarlıkta istediği rakamın da üzerine çıkılabileceği yandaş ağızlar yanında, yetkili bakanlar, partililerin ağızlarından bile yarı resmi duyurulmuş oldu. Kocaman delikli açık bütçenin kalem olarak içine girmemiş çalışan yüzde 60 işçinin, paralelinde zorunlu diğer işçilere de yansıyacak sonuçları ile yeni ürkütücü boyutlardaki açığını varın siz düşünün.

***

İşin, işverenlere yansıması kaçınılmaz vergi yüküne gelince. Türkçesi işçi-işveren tarafların haklı olarak buluştukları tek noktaya, asgari geçinme ücretinin her iki taraf için de vergi dışında kalması gerektiğine gelince.. İşçiler için bunun anlamının, asgari ücretin uygulanmasının ilk aylarında azıcık nefes alabiliyor olmalarına karşılık, yıl sonuna uzanan aylar içinde vergi yükü ile bağlantılı olarak ellerine geçen aylığın düşmesi ile bindirilen zamların yarattığı yaşam pahalılığında sıkışmak, geçinemez, karnını bile doyurabiliyor olamamak olduğu gerçekliği var. 

 İşverenler göreceli Saray yönetiminden gelebilecek kendilerine dönük desteklere umut bağlamak zorunda kalıyorlar. Ancak zicirleme geriye çekilme koşulları öylesine boyutlara vardı ki..

En yandaş küçük işveren örgütleri ile büyükleri, göreceli bağımsız  işverenler örgütleri içinde, herkes bugünlerden seslerini yükseltmek, yakınmak, kaygılarını paylaşmak gereğini duyuyor. Gelin görün ki ancak vergi dışı kalması ile göreceli çözüm üretilebilecek asgari ücrete dönük işçi-işveren ittifakına karşılık Saray’ın sesi soluğu çıkmıyor. Ufuktan umutlu bir karar gözükmüyor.

İşin özünde, kâğıt üstünde bu ülkede sendikalar, örgütlenme özgürlükleri var. Gerçeğinde işveren örgütleri tek cephede olamasalar da bu örgütlenmelerin içinde özgürce var olabiliyorlar. Ancak işçiler için durum tam tersine. Sigortasız, kayıt dışı çalışan milyonları saymayıversek ya da sayamıyor olsak da. Sayabildiklerimizin yüzde 60’lara varan oranı asgari ücretle çalıştırıldığına göre, asgari ücretler bile vergi dışı tutulamadığına göre.. Olanlar, olacaklar çok çıplak, bir o kadar da kâhin olmayı gerektirmiyor tabloda değil mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları