Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Pakistanlaştırma tuzaklarına inat...

13 Ekim 2015 Salı

“Barış, birlikte yaşam” iradesinin büyük çoğunluk adına aralıksız dillendirilmesi, kuşkusuz Türkiye’yi iç savaş bataklığında, ırklar- mezhepler çatışmaları kaosunda yaşayan ülkelerden farklı kılıyor. Yine de iç-dış odaklı Türkiye’ye yönelik oyunların boyutları, terör eylemleri, faili meçhullerin, soluk aldırmayan, barış içinde birlikte yaşam koşullarına darbeler vuran şiddet, vahşetinde tırmanışlar, cepheşmeyi besleyen ayrıştırıcı, çatışmacı söylem dili; her birinin, üst üste eklemlenmesi ile derinleşen yaraları hafife alma lüksümüz yok ..
Türkiye’nin öznel koşullarındaki kaygı verici şiddet sarmalı, cepheleşmenin ayrıştırıcı, çatıştırıcı sonuçları.. giderek daha sık “Pakistanlaştırma” kaygılarını gündemimize taşıyor. Kalbimize düşen canlı bombalar sadece en kara terör eyleminin değil, artık çok ciddi bir dönemeç, tehdit noktasında olduğumuzun göstergesi.. “İnadına barış, inadına kardeşlik..” söylemi ile Ankara Tandoğan’da toplananların, seçilmiş taraflarından çok sayıda insanı öldürmeyi hedef almış intihar bombacılarının kimlikleri kuşkusuz en azından tetikçi örgüt saptanmasında işlevsel. Ama ülkemizin toplumsal yürüyüşünde kırılma noktalarında gerçekleştirilmiş pek çok terör, faili meçhul cinayetlerinde olduğu gibi kullanılan tetikçilerden çok, söz konusu eylemlerin toplumsal etkin sonuçlarına bakmak, eylemin amaçlarını sağlıklı, doğru okuyarak dersler çıkarmak, tuzakları bozabilmek yaşamsal önemde..

***

İşte İktidarlarına en yakın, en etkin provokatörlükleriyle de ünlü bir gazetenin dünkü manşetinde “İnadına barış” sloganını okumak umutlu gelse de.. Yine İktidarlarının polisinin “IŞİD”in izini sürdüğü bilgileri ortada iken, yandaş medya yayınlarının başlıklarında “Talimat Esad’dan, bomba PKK’den”, “Sen kim oluyorsun ki barış istiyorsun”.. türünden öfke, düşmanlık saçan, gerçeklere dayandırılmayan önyargıları yaratma işlevinde kulanılan başlıklar niye? Katliam sonrası acılı protesto buluşmaları, cenaze törenlerinden alındığı iddia edilen HDP Başkanı ve yöneticilerinin gülerken, nereden çekildikleri kuşkulu fotoğraflarının yanında, “Millet yasta, HDP’liler şen şakrak”, “Kan üstünden oy istedi” suçlamalarının amacı ne?
Duygusal şokta taraf olarak, öfke patlamaları hoş görülebilse de, HDP kadrolarının da aynı çatışmacı siyasal söylem diliyle “Katil devlet” suçlamaları, çatışmacılıktan arınma, en azından tuzaklara inat duruşla bağdaşabilir, barışçı söylem sayılabilir mi?

***

Gerçek şu ki bizi İslam dünyası bataklığı, iç savaş kaosu, hızla “Pakistanlaştırma” tuzağından uzak tutan, koruyan o güçlü birlikte, barış içinde yaşam direngenliğimiz, her tuzak saldırıyla biraz daha yara alıyor, yaraların derinleşmesi ile orantılı boyutlarda kırılmalar yaşıyor.. Öyle olmasaydı, kirli çıkar siyasal hesaplar, çatışmacı örgütlenmeleri adına da olsa, parçalanmış ailelerin cenazeleri bile toprağa verilmemişken, çok kaygılanmamızı gerektiren insanlık dışı çıkışlar, yeni şiddet eylemleri yaşanabilir miydi?
Ekranlarda ulusal yasın simgesi siyah kurdele eşliğinde, siyasi liderlerin çatışmacı, kirli, kanıtsız, bir diğerlerine yönelik en ağırından hakaret, şiddet içeren, düşmanlık tohumları eken yeni suçlamaları.. En alttakilere, tabana yansıyan sonuçlarında; sokakta müzikli düğün yapmakta diretenlere, “acılarımıza saygılı olun” uyarılarına kulak asılmamasına, maskeli silahlı saldırıda öldürücü yanıt vermek, düşmanlığın tırmanışında kan akıtılması şaşırtıcı mı? PKK’nin seçim için ateşkes ilanı yapacağı bilgisi dünyaya ulaştırılmışken, Ankara en kanlı terör eyleminin ardından, yeni çatışmaların yaratılması, yeni şehitlerin verilmesine gerekçe olabilir mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları