Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Emperyalizmin oyuncağı olmamak
Suriye’de yaşanan son gelişmeler yeni bir durum ortaya çıkardı. Öncelikle bu yeni durumu hem jeopolitik ve hem de ekonomi-politik açısından çok yönlü irdelemek gerekiyor. Gelişmeleri doğru çözümlemek, kavramak ve buna uygun yeni politikalar/çözümler oluşturmak günceldir, önemlidir.
Bu bağlamda, ülkemizin toplumsal ve siyasal muhalefetinin önünde ikili bir görev duruyor. Birincil görev, bu yeni gelişmeleri kapsamlı biçimde analiz edip doğru kavramak ve kavratmaksa; ikincil görev de bu meselenin siyasi iktidar tarafından iç siyasette kullanılmasının önüne geçebilmektir.
ORTADOĞU ATEŞ ÇEMBERİ
Son dönemlerde Ortadoğu adeta ateş çemberine döndü. Uluslararası emperyalist güçler, dört bir yandan ateşi harlayıp çemberi kendi çıkarlarından yana döndürmeye çalışıyorlar. Bu kapsamda, emperyalist amaçları için kullanmak üzere terör gruplarını besleyip silahlandırıyorlar. Giderek bu girişimler meşrulaştırılıyor!
Kısacası bu coğrafyada herkesin elinde silah var. Üstelik bu silahların ne zaman ve nerede patlayacağı da belli değil. Böylesi kritik bir ortamda demokratik bir düzenin kurulması, çağdaş yaşamın ve hukukun egemen olacağı bir ortamın oluşturulması hiç de kolay değil. Ortaya çıkan durum birçok belirsizlik içeriyor ve pek çok risk taşıyor.
FETİHÇİLİK, MEZHEPÇİLİK
Dolayısıyla bu bölgede tam bir kaos hali ve karmaşa ortamı yaşanıyor. Sürekli olarak emperyal amaçlı çıkar hesapları yapılıyor. Olan da bölgede yaşayan halklara ve günlük yaşamında canının, geçiminin derdindeki sıradan insanlara oluyor. Asıl onlar kaybediyorlar.
Uluslararası emperyalist güçler ve büyük devletler, bölgede İsrail ile terörist şeriatçı gruplardan ve terörist Kürt gruplarından oluşan bir hat oluşturmak istiyorlar. Bunun için de her türlü ayrıştırmayı yapıyorlar. Fetihçiliği, kimlik siyasetini ve mezhepçiliği kışkırtıyorlar. Toplumu birbirine düşürmeye ve kırdırmaya çalışıyorlar. Öncelikle bu tuzaklara düşmemek ve oyunları, hesapları boşa çıkarmak gerekiyor.
ÜSTÜMÜZE YIKILABİLİR!
Suriye’de yaşananların ülkemize de etkili yansımaları var. Siyasi iktidar bu konuyu iç siyasette olabildiğince kullanmak istiyor. Suriye’deki gelişmeyi kendi başarı hanesine yazmayı ve bu konuyu öne çıkararak ekonomide, iç siyasette yaşanan olumsuzlukların üstünü örtmeyi hedefliyor.
Ülkemiz açısından bir başka önemli konu sığınmacı meselesidir. Geliş nedenleri ortadan kalktığı için Suriyeli sığınmacıların ülkelerine döneceklerini bekleyenler, hayal kırıklığı yaşayabilir. Onların ülkelerine dönmesinin özendirilmesi, kolaylaştırılması ve planlanması gerekiyor. Oysa tam tersine, siyasi çıkar hesaplarıyla kalmaları özendiriliyor. İşin ilginç yönü, Suriyeli sığınmacıların memleketlerine gitmesi beklenirken; “Aslansınız, kaplansınız, buralardan siz sorumlusunuz” denilip sırtımız sıvazlanarak, tüm Suriye’nin ve Suriyelilerin bakımı da üstümüze kalabilir!
MUHALEFETİN TUTUMU VE OLASILIKLAR
Ülkemiz muhalefetinin ve ilerici yurtsever güçlerinin, hızla yeni duruma uygun politikalar oluşturması gerekiyor. Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere ve Suriye’de kurulmak istenen hatta koşut olarak iç siyasette de yeni bir hat oluşturulması arayışları ve hazırlıkları var. Cumhur İttifakı’yla DEM Parti yan yana getirilmek isteniyor. İktidarın İmralı hamlesi bu bağlamda değerlendirilmelidir. Bu hamlenin sonraki adımları, büyük olasılıkla iktidarın istediği anayasa değişiklikleri ve iktidarlarını sürdürmek için yapacakları yeni siyasi tahkimat olacaktır.
Bu hedefler için her türlü ilkesizlik mübah sayılmaktadır. Daha kısa bir süre önce “terör” gerekçesiyle görevden alınıp yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün durumundaki tuhaflığı anlamak ve anlatmak mümkün değildir. Hele DEM’in bu durumu nasıl içine sindirdiği ve kabullenip sessiz kaldığı anlaşılamamaktadır. İktidar karşıtı olduğu için DEM’e oy vermiş çok sayıda muhalif yurttaşımız vardır. Bu partinin ilerici seçmen tabanı ortaya çıkan durumu doğru değerlendirecek ve DEM’in muhalefet saflarından koparılmasına izin vermeyecektir diye düşünüyoruz.
"YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ"
Siyasal muhalefet, bütün bu ilkesizlikleri ve tutarsızlıkları halka sergilemelidir. Uluslararası emperyalist güçlerin hesaplarına alet olunmamalıdır. Muhalefet, iktidara karşı tutumunu ve ortaklaşmasını en geniş biçimde sürdürmelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve gelişiminde Mustafa Kemal Atatürk tarafından ortaya konulan “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi, bugün de geçerliliğini korumaktadır.
Terörün bitmesi ve bunun için yapılacak girişimler elbette kıymetlidir, önemlidir. Bunu en çok ülkemizin ilerici yurtsever insanları ister. Günümüzde ülkemizin/ halkımızın güvenliği, huzuru ve esenliği için yeni politikalara ve önlemlere ihtiyaç vardır. Bu politikaları ve çözümleri muhalefet öncelikle de ana muhalefet CHP oluşturmalı ve güçlü biçimde seslendirmelidir. Unutulmamalıdır ki bunlar için de Cumhuriyetin temel değerleri ve ilkeleri her daim önümüzü aydınlatıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
En Çok Okunan Haberler
- En düşük emekli maaşı belli oldu!
- 400 metrekareyle başladı, 30 dönüme ulaştı!
- 'Erdoğan, Akşener'i istifadan vazgeçirdi'
- 'Türkiye ile savaşa hazırlıklı olmalıyız!'
- PTT'ye silahlı saldırının ayrıntıları ortaya çıktı
- Gökçek’lerin provokasyonları devam ediyor
- Arda Güler'in hareketi gündem oldu!
- Akciğer rahatsızlıklarına şifa olan mucize bitki
- Ercan'dan 7.5 büyüklüğünde deprem uyarısı!
- Suriye, Türkiye ve Katar’dan satın aldı