Geçen yıl bu zamanlardı. Yine aynı kulüpler, hakem hataları nedeniyle dönemin TFF’sini, MHK’yi ve hakemleri topa tutuyordu “İstifa, olağanüstü seçim” sesleri altında. Sonra lig bitti, Kulüpler Birliği’nin 2 kulüp hariç tamamı, Mehmet Büyükekşi federasyonunu seçime zorladı. Bir temmuz günü 3-4 oy farkla, Büyükekşi’nin yerine tepki oylarını alan İbrahim Hacıosmanoğlu geldi. Türk futbolu için vizyon ortaya koyacak Servet Yardımcı’nın adaylıktan çekilmesiyle kendisine tepside sunulan fırsatı kaçırmamıştı Hacıosmanoğlu. Ancak son dakikada yapılan garip bir yönetim, istifalar, geciken atamalar, eski Trabzonspor Başkanı’nın Türk futbolundaki köklü sorunları çözemeyeceğini ortaya koydu. Eskilerin sözüyle gömleğin düğmeleri daha atamalarda yanlış iliklenmişti.

Makyaj erken döküldü, sonrası aynı senaryo; 5-6 ay geçmedi ki aynı aktörler, aynı kulüpler isyana başladı. Gündem yine hakem hataları. Hakarete varan eleştiriler. MHK’yi istifaya davet eden de var, TFF’yi yerden yere vuran da! Neymiş, onun penaltısı uydurmaymış, ötekinin kırmızı kartı verilmemiş, beridekinin golü niye 4 dakikalık VAR incelemesiyle onanmış. Tam bir kayıkçı kavgası! Şimdi futbolu kurgulayan Kulüpler Birliği’ne soruyorum: Bugün tartıştığınız TFF’nin başkan ve yönetimini siz seçmediniz mi? Sizin seçtiğiniz TFF, sizin olurunuzla MHK’yi, PFDK’yi, Tahkim’i atamadı mı? Öyleyse niye ağlıyorsunuz? Kendi düşen ağlamaz! Ki, bu satırların yazarı, yeni TFF ilk seçildiği günlerde “değişim” naraları atanlara “Ne değişimi? Aynı tas aynı hamam” demişti.

Dip not: Büyük kulüplerin yöneticileri, rakip futbolcularla ilgili demeç vermez. Mevkidaşlık diye bir kavram vardır, herhangi bir eğitim kurumunu bitirsin bitirmesin, kantininde çay içen bile bu teammülleri bilir. Elin futbolcusundan sana ne!