Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ötekileştirilenlerin isyanları... Zapatalar...

08 Aralık 2018 Cumartesi

“Özalizm” dönemine nokta koyduran, dünyanın, emek başkaldırısının en uzun soluklu, süreli, yüz binlerin katılımlarıyla gerçekleştirilmiş Zonguldak “Büyük Madenci Direnişi”yle aydınlanmacıların, Zonguldak içinde 40 günü geçen inatçı, kararlı direniş sürecine dayanışma katılımları içinde, İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Muzaffer İzgü, Ali Sirmen, Prof. Gençay Gürsoy, Işık Kansu... İçlerinde birlikte çekilmiş fotoğraf karesi masamın özel bir köşesinde. Ev sahipliği yapan gazeteciler kontenjanından olarak mutluluk içinde yürüyüş sonrası sahilde çayımızı içiyorduk...
İlhan Ağabey kulağıma eğilerek, eylemlerin simge efsane lideri Şemsi Denizer’i kastederek, “Seninki Viva Zapata” diyerek notunu verince, “İlhan Ağabey, o kadar acımasız olma, hiç değilse kazanım getirecek sonuçlarını bekle” itirazımı yapıştırmıştım. Özal’ın inadıyla, yılbaşı gecesi öncesi imzalanmış sözleşmenin yürürlüğe sokturulmamasına karşılık kış ortası Ankara’ya yürüme kararlılığı ile yola çıkıldığında, Demirel’in deneyimli siyasetçi olarak, “Ankara’ya gelinirse, İktidar düşer, ama alternatifi hazır değil...” uyarısına da tanıklık etmiştim.
Özal döneminin, başta örgütlü, sendikalı işçiler, ülkenin tüm çalışanlarının, emeği ile geçinen köylüsü, esnafı ile üreticilerinin 12 Eylül artı Özalizm siyasetlerindeki ağır gelir kayıplarının, gelir adaletsizliğindeki büyük çarpılmanın göreceli geriye doğru 4-5 yıllık kayıplarını düzelten, lokomotif sözleşme imzalanmış, karizmatik lider Şemsi Denizer madencileri burunlarından kan akıttırmadan evlerine döndürmeyi başarmıştı. Ülkenin emeği ile geçinenlerinin, mağdurlarının yarısından fazlası, siyasi başarı beklentisi içine de girmişti. Şemsi Denizer, emekçilerin, ezilenlerin, halka halka birikimleri, patlamaları, sayısız toplumsal eylemleri üzerine gelmiş büyük madenci direnişi patlaması ile ortaya çıkmış siyasal beklentinin yükünün ağırlığında, içtenlikle dertleşmişti... “Benden ülkeyi kurtarmam, mucize yaratmam bekleniyor. Ne kişisel, ne sendikal ne de siyasal birikimimiz, örgütlülüğümüzle... Beklentilerin karşılanması söz konusu değil...

***

Sokağa, toplumsal başkaldırılara dönük gazetecilik, siyasal, toplumsal, kültürel bilinç tanıklıklarıyla... Sokağın kokusunu alabilenlerin, kişisel kimlik, aidiyetleri, emekten-sermayeden, sağdan, soldan olmaları fark etmez... Dünyanın giderek insana, tüm canlılarına, geleceğe dönük ihanet boyutundaki acımasızlıkta, yükselen kirli emperyal çıkarlar, bir avuç elde toplanan, deyim yerindeyse hem dünya genelinde, hem de ülkemizdeki bin beter çarpık acımasız gidişte, otoriterliğin sınır tanımaz, izansız, haksız icraatlarından beslenen... Dipten gelen dalganın, isyanın birikimini duyumsamamaları olanaksız.
Dün sabah elime ulaşan, 12 Eylül sonrasında sürgünde gazeteci büyüğümüz Doğan Özgüden’den gelen güncel analizi, gülümseyerek sizlerle paylaşmak zorundayım... “Sarı yelekliler güncelinde 68’e bakış... Türkiye 68’inin belirgin özelliği açıkça anti-emperyalist ve anti-kapitalist bir isyan olması, sol düşünceye ve örgütlenmeye yeni bir ivme kazandırmasıydı... Fransayı sarsan sarı yelekliler direnişi kısa zamanda Belçika’yı da kapsamına aldı. Hükümetin vurdumduymazlığı karşısında cumartesi (bugün) başkente yeni bir çıkartma yaparak bu kez Avrupa kurumlarının bulunduğu bölgeyi işgal etmeleri bekleniyor. Sarı yelekliler hareketi örgütsel bir direniş değil. Sokağa dökülenlerin içinde işçisinden işsize, köylüsünden küçük esnafa, öğrencisinden sanatçısına tüm ezilen sınıf ve tabakalardan insanların, yoksulluk sınırının altında ya da o sınırın altına düşme tehlikesinde yurttaşların kendiliğinden eylemi... İçinde solcusu da, sağcısı da, siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayanı da var...
Uzatmadan, “Bizdeki asgari ücret üzerinden tartışmaları, oluşan kendiliğinden cepheyi hafife almayın... Ötekileştirilenlerin çaresizlikten filizlenen...”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları