Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Nurer Uğurlu’yu uğurlamışız..

15 Ekim 2022 Cumartesi

Geçtiğimiz haftanın başında, ağır sağlık koşullarına karşın direnme gücünü yitirmemek üzere yazılı gazetemizi okumakta direnen 1960 devrimci öğrenci gençliğinin parmakla sayılacak kadar az kız eylemcileri arasında ön saflarda yer almaktan doyamamış Fransız 1968 eylemcileri saflarında da boy göstermiş Ayhan Cip’in telefonu ile uyandım. Edebiyatçı, sanatçı, araştırmacı, romancı galiba en güçlü kimliği tarihçi; bir ömür çevremizde kol kanat germiş Nurer Uğurlu’yu uğurladığımızı kim bilir ne zaman öğrenecektim?

En ayıplısı ömür boyu emek vermekten vazgeçmediği, içeriden, dışarıdan hep destek verdiği, 7 Ekim tarihli Cumhuriyet gazetesinde, aramızdan ayrıldığı, aynı gün toprağa verileceğinin ilanı da çıkmıştı. Kurucuları arasında olduğu, yönetim sorumluluğu üzerinde aile şirketi, “Örgün Yayınevi” adına ilan verilmişti. Çok sevdiğim, hep çevremde, yanı başımda desteklerine alışkın serzenişlerimi, çok gecikmiş başsağlığı dileğimle birlikte dinleyen oğlu Örgen Uğurlu, “Hep yanında, son dakikalarına kadar birlikte çalıştığı sevgili Nurer Uğurlu’nun ağzından tek bir yakınma sözcüğü çıkmadığını, gizlediği sağlık sorunlarından kaygı duyarak doktor, hastaneye gitme önerilerini reddetiğini, sonunda zorla götürdüğünde yaşamını yitirdiğini..” özetliyor.

Ayrıca da kimselere duyurulmadan, rahatsızlık verilmeden, sade bir cenaze töreni istediğinin altını çiziyor. Ömürleri boyu kendileri için bir şey istememiş, yaşamlarını insanlık adına onurlu yapabilecekleri her işin peşinden koşturmaya adamış insanların kimliğini özetleyen Nurer Uğurlu kimliğinin karşısında saygı ile eğilmekten başkaca ne denebilir ki? Ancak dünyamız ölçeğinde, hele de ülkemizde yaşatılan günümüzün çok ağır değerler erozyonunda Nurer Uğurlu’nun adını bile bilmeyen, hiç duymamış genç kamuoyumuza anlatacak bir şeylerimiz de olmalı değil mi?

***

Yayınevi ve evi hemen arka sokağımızda, gazeteye gidiş gelişlerde kapı aralarında karşılaşmak, en sıcak gündemli yaşananları paylaşabilmek öylesine büyük bir lüksümüzdü ki.. En son günlük yiyecek aldığımız bir alışveriş merkezinin kuyruğunda yan yana sıramızı beklerken biraz gürültülü, neşeli konuşup duruyorduk ki.. Her ikimizin beklediği kuyrukların ön sıralarında, almak istediklerini hesaplayıp, ellerindeki para yetmedikçe, uzun uzun hesaplar yaparak vazgeçebileceklerini çıkarmaktan, o kadar çok acılı, asık suratlı insan yüzleri vardı ki..

Sıcak, neşeli, gürültülü sohbetimize, aldığımız sert uyarılardan utanıvermiş, özür bile dilemiştik..

Nurer Uğurlu’nun bilge kişiliği, toplumsal ürünlerini merak edenlere, benden Cumhuriyet Kitap’ta tanıtımını yapmamı istediğinde, soluksuz okuyup, tarihimize damga vurmuş pek çok olaya, Nurer Uğurlu’nun da yaşam değerlerine ışık tutan emeklerinin, katkıların ürünü olduğu için de.. “Hanım Ağa”yı okuyabilmenizi önerir, dilerim. Yeri geldiği için Nurer Uğurlu’nun da ülkemizin pek çok değerli sanatçısı, yazarı gibi Cumhuriyet ailesi ile kurulan bağlardan söz açmak isterim.

Yazarlarımız kendi çalışma düzenleri içinde haftada bir günlerini Cumhuriyet ailesine ziyaret için ayırırlar, o günlerini kapı kapı gazetenin yönetim kadroları ile yazarlarını dolaşarak sohbet, doğrusu “karşılıklı bilgi, gözlem alışverişi” olarak geçirirlerdi. Yine ülkemizin en değerli yazarları, sanatçıları, bilim insanları için geçerli olmak üzere, Cumhuriyet’in 2. sayfasına güncel yazı yazmak, görüşlerini kamuoyu ile paylaşmak, yeri geldikçe de uzmanlık alanlarına ilişkin yazı dizileri yapmak, yaşamlarının bir parçası, sorumlulukları gibiydi.

***

Sevgili Nurer Uğurlu için artı emek olarak, Cumhuriyet gazetesinin iflas masasına sürüklenmesi sonrası, Berin Nadi öncülüğünde kurulan Cumhuriyet Vakfı şemsiyesi, İlhan Selçuk sorumluluğunda yeniden başlatılan zorlu yaşam savaşımında, doğrudan emek katkıları çok değerli. En sıkışılmış zaman diliminde Cumhuriyet Kitap yayınlarının başında sorumluluk almak gibi. Yaşam boyu ne kadar makaleye de yazı dizisi ile katkıda bulunduğunun paylaşımı ise öyle kolay bir iş değil. Tarih, bilim çalışmasına gereksinimimiz olabilir..

Işıklar içinde yolunun açık olacağna kuşkum yok.. Önemli, değerli olanı ise savunduğu değerler, verdiği emeklerin karşılıklarının, yeni kuşaklar içinde yeşermesinin tohumlarının saçılmasını sağlayacak yeni emekçiler, tarihçiler, sanatçıların yetişmeleri.. “Kardelenler” gibi fışkırmaları dileği ile..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları