Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kesenin ağzı açıldı
Ev için, Fatih Karagümrük çarşısı içinde, 15-20 dakika kadar süren ufak tefek işlere dönük dolanıyordum.. Telaşlı yürüyüş içinde bir o kadar gürültülü yapılan telefon konuşmalarına istemeden kulak misafiri oldum. İçeriklerinden çok net çıkan anlam karşılıklarıyla AKP il ya da ilçe yetkilileriyle yapılan konuşmalardı.. Yine her üçünün içeriklerinden çok net çıkan anlam karşılıklarıyla ilçe ya da il belediye hizmetlerinden sorumlu, talimat alınmış işlerin gidişatına ilişkin bilgilendirmede tamamlanamamış hizmetlerden söz ediliyordu.. “Öğleden sonra yanınıza geleceğim, faturanın karşılığını alıp gereğini yerine getireceğim..” türünden, karşılıklı bilinen içeriğinin dillendirilmediği hizmetlere ilişkin özet bilgiler veriliyordu...
Bayram günleri ile çakıştığı için evlere dağıtılacak armağanlar da, araçlarla seçmenlerin taşınacağı geziler de içerikleri olabilirdi.. Bayram günlerinin doğrudan parti örgütü ile bağlantılandırılmış hizmetleri kapsamında ne kadar yoğunlaşılmış olduğunun göstergeleri tanıklıklarımı kimselerle paylaşamadan, buruk bir gülümsemeyle tahmin toto oynuyordum..
Dün sabah uyandığım haberler içinde kimi karşılıkları olabileceklerle yüzleşmiştim bile.. Belgrad Ormanları’nda çok büyük kalabalığın katıldığı bir piknik sofrasının mangalının yakılmasının ilk dersini bir AKP milletvekili canlı yayında veriyordu. Şen şakrak kameralar karşısında yöneltilen sorularda sofralara yerleşmiş seçmenlere hafif yollu sitemlerini bile yaptı.. “Hizmetlerde en küçük bir eksiğimiz olsa, hemen yüzümüze vurulur.. Hizmet istenir de istenir. Ne zor işler olduğu, karşılığı hiç sorgulanmaz..”
Mangalda pişecek etleri bekleyen seçmen kalabalığını göstererek “Hepsini siz mi pişireceksiniz” sorusunu yönelten kameramana ise gülümsemesini sürdürürek “Tabii ki ilk servisleri annelere yaptıktan, mangal pişirmenin inceliklerini anlattıktan sonra ben gideceğim, gerisini kalanlar yapacak..” yanıtını verdi..
***
Yazı günleri gazetede olmayı yeğlediğimden, elektronik postalarımı geldiğimde öğlen saatlerine doğru açmış oldum. Üst üste gelmiş İmamoğlu cephesine yardım etmeye çalışanlardan, yurtiçi yetmemiş, yurtdışından benzer uyarılarla yüzleştim.. Ortak gündem besbelli onları telaşlandırmış, AKP içinden sızdırılmış aynı provokatif içerik üzerindendi.. Besbelli, Türkiye’nin gerçekten demokratik bir parlamento ağırlığı sonucu alınmış 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarının Başkan Erdoğan tarafından sindirilemeyip yenilenmesi ve cephesine dönük çok başarılı tepetaklak edilmesi gerçeğinin unutulamamış olması bilinçaltlarına kaygı olarak kazılmıştı..
YSK’nin Saray odaklı baskılanması, yürürlükteki seçim hukukuna uyulması kaygıları rafa kaldırılıp, kılıfına uydurulmuş bir dizi zincirleme kurgulanmış çelişkili kararlar zinciri üzerine oluşturulmuş, 23 Haziran sadece İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi dayatmasına dönük “İmamoğlu’na tuzak” algısı üzerinden bir yaygın uyarı kampanyasına dönüşüvermişti. Tek kaynaktan çıktığı içerik benzeşmesi ile sabit, çok kaynaklı uyarılarda, sadece İmamoğlu’ndan değil, Millet İttifakı’nın tüm taraflarından acil önlem ve güvenlikli açıklamalar isteniyordu.
AKP’nin seçim kazanma taktiklerinde anahtarın, bir önceki seçime katılmamış seçmenlere dönük tek tek yapılacak nokta hedef çalışmalar olacağının altı çiziliyordu.. İstanbul’dan uzakta olan seçmenler tek tek belirlenerek, isteklerine, koşullarına bağlı olarak ya uçak ya da otobüslerle taşınacak, isterlerse geldikleri yerlere de geriye teslim edileceklerdi. Yine tek tek seçimde oy vermeye dönük istekleri alınacak, gereken sözler inandırıcı olabilecek içeriklerle verilecekti.. İstanbul’dan ayrılmamış seçmenlere dönük de aynı içeriklerle çalışmalar bayram öncesinden başlatılmış olarak seçim gününe kadar katlanmış yoğunluklarıyla uygulamaya sokulacaktı..
Değirmenin suyu mu? Eldeki kamu gücü, kaynakları sonuna kadar kullanılıyor, katlanabiliyor olarak kullanılacaktı.. Elbette ittifak yapılması beklenen, zorunlu görülen sonuçlardan her daim pay alacak sermaye gücüne de dayanılabildiği kadarı ile dayanılacaktı..
İnanılmazı, müthiş bir zamanlama ile ben bu yazıyı yarıladıktan sonra canlı yayında verilen dünün ilk anlamlı demecinde, Başkan Erdoğan’a sorulan doğrudan bir soruya yanıt olarak geleniydi..
Başkan Erdoğan da cuma namazı sonrası, aynı kaynaktan çıkmış haberlerde de yer alan, oy kullanmamış ve İstanbul dışına çıkmış seçmenler üzerinde tek tek yapılan parti çalışmalarının ağırlığından, öneminden söz etti. “Minimize etmek, sıfıra yakın getirmek en büyük hedefimizdir..” cümlesini kurdu..
Korkmalı mı? Yoksa panik, icraatlarıyla, cephe adına yaratılan çelişkiler, haksızlıklar, hukuksuzluklar yumağında, daha bir akılcı kafa yormalı, insandan, seçmenden yana önlemler aranmalı mı?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- 'Hadi gelin kapatın!'
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti