Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İktidarları için ‘tek ses’

22 Eylül 2015 Salı

Seçim kampanyasını başlatırken “Milyonlarca nefes, barış için tek ses” başlıklı İstanbul’da düzenlenen mitingde, seçim kampanyasında yasal olarak bir araya getirilemeyecek “Erdoğan-Davutoğlu-Meclis Başkanı -AKP yöneticilerinin..” ortak kürsüde boy göstermelerinin, sadık seçmenleri için olsun başarılı bir algı yönetimi adımı olduğunu söylemiştim. Cumartesi günü yayımlanan yazımda İktidarlarının kamu kurumları bütçeleri, belediyeler, arada AKP kaynakları, çoğunlukla ihale çarklarından paylarını alan destekçi sermaye gruplarının, sivil toplum(!) örgütlenmelerinin katkıları ile, kitlelerin taşınmasından, dağıtılan yiyecek, günün anlamıyla uyumlu armağan, donanımlar, vesaire ikramlarda.. açık açık yaptıkları harcamaları bu kez nasıl buluşturacaklarının formülünü merak ettiğimin altını çizmiştim..
Düzenleyici örgüt sayısının yüzleri aştığı ilan edilse de, Ankara mitinginden farklı olarak birazcık havada kalmış, İstanbul gibi dağınık bir kent için hazırlık süresi çok kısa tutulmuştu.. Demokrasilerde, dünyada yaşandığı üzere, teröre karşı halktan, siyasal, toplumsal örgütlenmelerden gelebilecek ortak ses için tüm kapılar kapatılmıştı.. Tekil, 21. yüzyıl otoriterliğinin dayatması üsluplu teksesli çağrı, İktidarlarının otoriterliğine biat koşullu idi.. AKP’nin, Erdoğan’ın 13 yıllık eylemleriyle paydaşlık ve ayrımları görmeye çalışmak gerek.. Üstelik “terörü lanetleme” gündemiyle, siyasal sloganlar, afişlemeler, görünür kimlikler yasaklanmış, gerçekten milyonla sayıldığı bilgisi verilen bayrak ve bantların ücretsiz dağıtılması ile, gerçekten tek çarpıcı, etkili görüntü yaratılmışken..

***

İlk şaşkınlığımı, geçmiş mitinglerde çok yaşanan büyük kalabalıkların farklı saatlerde taşınmaları ile ortaya çıkan sıkıntının giderilmesi için yola çıkışta değil, miting alanında ortak zaman dilimi içinde buluşma hazırlıklarıyla bağlantılı yaşadım. Tamam uzaktan sabahtan pikniğe gibi gelmiş olsalar da çok erken gelenlerin yorulup, sıkılıp miting başlamadan dağılmaları ile başlayan, boşlukların yeni gelenlerle dolduğu karmaşa söz konusu olmayacaktı.. Ama İstanbul ve büyük kalabalıklar, üstelik Yenikapı alanına girişte dev inşaat bağlıntılı tek ana giriş söz konusu olduğuna göre, sıkı güvenlik önlemli girişler için saatler gerekecekti.. Oysa ben Hacıosman hattından metro ile Yenikapı buluşma noktasına bilerek geç, 14.30’da vardığım halde, yeraltı dörtlü, metro-Marmararay kavuşmasında miting katılımcıları yoktu.
Belediye, ağırlıklı sivil polis görevlileri, miting alanına gidişi oklarla gösteren yol işaretleri olmasa kuşkulanacaksınız. Kürsüden seslenişlere meydandan gelen yanıtlar ise hâlâ çok cılız. İkramlarını alıp, sıkılmış dönüş yoluna çıkanlar tektük. Girişte öyle sıkı arama da söz konusu değil.. Kurulu saat gibi tam 15’te işin rengi değişti.. Karayolundan çok farklı alanlara, Vatan-Millet caddeleri de olmak üzere park etmiş araçlardan, metrobüslerden yürüyerek gelenler ile 4’lü bağlantılı Yenikapı metrosundan çıkışların gruplar olarak buluşmaları yürüyüş kollarına dönüştü.. Ana girişe doğru toplu yoğun yürüşüşler kesintisiz 16.30’a kadar yoğun sürdü ve yine saate ayarlı gibi bitiverdi..

***

Milyonlara ulaşması söz konusu olamayan kitlenin buluşmasında, ne kadar bayrak ve bant elde kalmıştır kuşkusuz fikrim yok. Üstelik çoğunluk çıkıştan donatılmış, meydana girişte ücretsiz uzatılan bayraklar bantlara doyumun ölçütü ilgi düşüktü.. Anlamlı bir başka gözlem, kürsüde boy gösteren A takımını taşıyan, içlerini göstermeyen lüks araçlar aralarından geçerken beklemek zorunda kalanların içlerindekilerle pek de ilgilenmemeleri, hemen hemen hiç alkışlamaya, tanımaya çalışmamaları..
Ve de bayraklara, bandajların örtüsüne karşın, çok disiplinli küçük gruplar halinde yürüyüş kortejlerinde yerlerini alanların aidiyetlerini fışkırtan özel görüntüleri.. Terör riskinden korkmadan, çoluklu çocuklu, güvenli yürüyüşlerinde yan yana olanların ortak kimlikleri.. İşte türbanlı ama çok şık, makyajlı, beyaz pantalonlu kızlar.. İşte çarşaflı, bandajlı sıkı İslamcı eylemciler.. İşte kahverengi cüppeli, farklı sarıklılar.. İşte beyaz cüppeli bir başka cemaat grupları.. İşte en çoğunlukta, İstanbul’un en uzak köşelerinden, sanki muhtarlar, çalışılan şirketler öncülüğünde bir araya getirilmiş gibi kaynaşmış, akraba, komşu gibi yürüyenler.
Düzenli kortejler işaretlere göre duruyor, ayrılmadan sıralı yürüyorlar.. Nasıl bu kadar örgütlü, düzenli mi gelebilmişler? Görevliler gülümseyerek “Önceden yola çıkışlar, bilgisayarlı, şaşmayacak hesaplamalarla ayarlandı..” dediler..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları