Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Emperyalizmin silahı geri tepti

15 Mart 2016 Salı

Doğu Bloku’nun parçalanması, demokratik olmasa da eşitlikçi, insandan yana Marksizimden esinlenmiş Sovyetler’in dağılması, tek kutuplu dünyaya geçişle, tarihin, insanlığın gelişimine son nokta konulacağı masalları inandırıcılıktan uzaktı kuşkusuz. Yine de uygarlık, demokrasi adına alınmış uzun bir yolculuktan sonra, bu kadar kısacık bir zaman dilimi içinde, tek kutuplu düzende, dünya çapında böylesine ağır bir karabasanın yaşanabileceği öngörülememişti.. Arkadaşımız Ergin Yıldızoğlu “Bu kriz aslında neyin krizi?” başlıklı dünkü yazısını; “Bu kriz, kapitalist uygarlığın genel krizinin bir parçası..” vurgulaması ile noktalamış...
İnsanlığa tek ideoloji, kapitalizm, evrensel kimliği ile emperyalizmin dayatılmasında.. Silahla birlikte, ondan daha etkin işlev yapan medya güdülemesi gücüyle.. Dünyanın çokuluslu tekeller çıkarları adına tek merkezden yönetilmesi hesaplarında.. Milyarlarca dünyalının yoksullaşma, yoksunlaşmaya boyun eğdirilebilmeleri yolunda irdeolojilerin yıkılması, algısının yok edilmesi kaçınılmazdı. Aynı topraklarda yaşayan insanların ortak çıkarlarını savunabilmelerinin aracı devletlerin, bölge ittifaklarının güçlerinin kırılması, ortak vatandaşlık, ittifaklar kimliklerinde buluşma algısının yok edilmesi de olmazlar arasındaydı.
Uygarlık tarihinin, insan haklarının, olmazsa olmazları için geliştirilmiş ne kadar evrensel ilkeleri varsa.. Kavram kargaşası içinde içlerinin boşaltılması, hakların korunabilmesi gerçekleri ile tersyüz edilmiş olmaları yoluyla; bir insan ömrü içinde oynanan oyunlarla.. İnsanlığın, ülkeler, bölgelerin, oluşmuş ittifakların büyük çoğunluğu için geçerli.. Bir kaos, bataklık, iç savaşların sonu belirsiz düzeni üretildi.

***

Evrensel insan haklarının gerçek savunucuları dünyanın her yerinde saçlarını başlarını yolarak “böyle olmaz” deseler de, en çok liberal, neoliberal elit kullanılarak, “bireyin özgürleşmesi” algısının çarpıtılmasıyla yola çıkıldı... Barış içinde birlikte yaşamanın olmazsa olmazlarına uymak zorunda olanların ortak, doğal, ideolojik çıkar örgütlülükleri, siyasi partiler, sendikalar, her tür demokratik örgütlenmeler, ittifaklar kırılarak, önce en aşağıdakileri vuran, sonra en yukardakilerin örgütlenmelerine uzanan kırılmalar süreci hızla yaşandı...
Ankara’nın bir pazar gününün eve dönüşü trafiğinde çoluk çocuk, sivillerin ölümleri üzerinden, birbirinden dramatik yaşamöykülerinin verildiği yayın akışı içinde.. acıların algısının da donduğu, insanca söylenecek sözlerin tüketildiği bir noktadayız... Ancak bire bir can yakınlarını kaybedenlerin acılı çığlıkları duyulabiliyor... İntihar bombacısının kimliği, örgütü henüz açıklanmamış olsa da gerçek değişmeyecek. Çarpık kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında, çoğunlukla çaresiz öfkeden, umutsuz hak arayışından beslenen terör örgütlenmeleri, öylesine kutsadıkları amaçları ile tersine noktalarda, vahşet boyutlarında cinayet örgütlenmelerinin profesyonel katil tetikçileri konumuna düştüler ki... İnanç, amaç düşmanı terör örgütlenmelerinin, ortak hedef, düşmanlık noktasında bir diğerini tetikçi olarak kullandıklarının, sayısız, en günahsızları hedef almış cinayetleri ile yüz yüze kalıyoruz...
Ankara’nın kanlı pazarında katledilen her yaştan, her kesimden sivil Ankaralının masumiyetleri karşısında dünyanın süper güçleri adına gelen terörü kınama açıklamalarının ne hükmü olabilir? Irak’ta, Suriye’de öncelikle kendileri için tehdit gördükleri yönetimleri yıkma gerekçeli, demokrasi ihracı masallarında.. Emperyalizmin içinde olmak istemediği yoksullar arasında parçalanmaları üreten savaşlar bataklığı için kurgulanmış terör örgütlenmeleri, silahlandırmalar, stratejiler dünyanın en tepesindekileri de aşağı çeken, bizi ilgilendiren yaşamsal sonuçları ile ülkemizi kasıp kavuran boyutlar kazanmış konumda... Paramparça olmuş Osmanlı’dan sonra, Kurtuluş Savaşı destanını yazarak, Atatürk’ün liderliğinde kurulmuş laik Cumhuriyeti, bu ülkenin vatandaşları olarak, hukuk devleti, insan hakları, demokratik düzen içinde ya yaşatacağız, ya yaşatacağız...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları