Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dış siyasette ilişki durumları karışık...

20 Ekim 2015 Salı

Günlerdir AB’nin siyasi güç odağında Almanya’nın Başbakanı Merkel’in Türkiye ziyareti, hem Almanya-AB medyasında hem de ülkemizde mercek altında... Çok iddialı resmi gündeminin, iddialı söylemlerinden magazinine satır aralarından sağlıklı sonuç çıkarımlarına ulaşılmaya çalışılıyor... Türkiye’nin kabuk bağlamış yarasını onarma, AB sürecini hızlandırma karşılığı, AB ülkelerinin halklarının göçmen paniği, paranoyasını yatıştırma pazarlıkları çerçevesinde o kadar çok şey söylendi, yazılıp çizildi, tartışıldı, seçmenlerin çelişkili, çatışan beklentilerine göre, birbirini yalanlayan bilgilendirmeler sızdırıldı ki... Bilincimize kazılan, olabilirliği yüksek, kalıcı tek bir sonuçtan söz edemezken, iz bırakan sahneler magazin ağırlıklı vitrinde, aslında ağır siyasi boyutlu algı oluşturabilecek polemikler üzerinden...
Kaçak Saray’a gitmeme adına İstanbul’a taşınan görüşmelerin Mabeyin Köşkü’nde taht gibi parlak, altın yaldızlı koltuklarda yapılması... Merkel’in sözü ile aslında hızlandırılamayacak kesintiye uğratılmış AB sürecinin yeniden gündeme girmesi... Seçim sonrası Suriye göçmenlerinin AB’ye akışını durdurmaya, Türkiye’de tutmaya yönelik sayılan bir dizi pazarlık konusu önlemin uygulamaya geçirilmesi, Türkiye’nin bir kez daha AB’nin sınır ülkesi statüsünde yükümlülüklerle donatılması... AB sürecini hızlandırma, para verme karşılığı, şimdilik 2 milyon üzerinde olan Suriyeli, yeni gelişmelerle AB’den geri gönderilecekler, Suriye-Irak topraklarındaki yeni operasyonlar sonrası geleceği beklenenlerle 3.5 milyonu bulacakmış deniyor. Ülkemize ekonomik-sosyal- siyasal bedellerini, koca AB ülkelerinin birkaç yüz binle paranoyaya kapılmalarından okuması kolay da, bizdeki dünya adına yük alma siyasetini anlamak çok zor...

***

Aklıma Almanya’nın 1980’li yılların başlarında, bizden göç etmiş işçilerin önemli bir bölümünden kurtulma yolunda aldığı siyasi süreç geldi... Alman siyasileri duvarların yıkılması, kendi ırktaşlarının gelmeleri, sosyal sorunları karşısında yabancı düşmanlığının yine ateşlenmiş olması nedeniyle bizimkileri gönüllü, teşviklerle gönderme sevdasına kapılmışlardı... Türkiye’ye geri döneceklere işten ayrılırken tazminat ile dönüş harçlığı anlamında birtakım paralar vermeyi kararlaştırmışlardı. Türk gazetecisi gözüyle, Almanya’da yaşayan, çalışan işçilerimizin konumları, geri dönüş eğilimleri üzerinden bir sunum için 5 haftalık bir projede her kesimden sorumlu Alman siyasetçileri, sosyal örgüt uzmanları, bol bol her kesimden, bölgeden Türkiyeli işçilerle görüşmüş, sonuç yargımı, “Projeniz asla tutmaz, geri dönmezler...” olarak sunduğumda, projenin savunucusu Almanların biraz bozulduklarını yüzlerinden okumuştum..
Alman siyasetçiler seçmenlerine söz konusu yasa değişiklikleriyle Türkiyeli işçilerin geriye dönüş teşviklerini çok parlak bir proje olarak pazarlamışlardı... Oylara yansımasını, günü kurtarma boyutlarını bilemem ama sonuçları sıfır olarak sayılabilir. Kentlerden, sanayide çalışan eğitimli, kalifiye işçiler ile, köylerden en ağır işlerde en ucuz çalışmaya razı sağlıklı, nitelikli insanların bileşkesi, bir iki kuşak Almanya’da yaşamış ailelerin ne köylerine ne de kentlerde insanca yaşam koşullarını yakalamış olarak geri dönüşlerinin söz konusu olamayacağını görmek istememişlerdi. Ya da görmüşler ama kendi ülkelerindeki güncel sosyal sorunu zamana yayarak uyutma aracı olarak kullanmışlardı...
Şimdi siyaseti çok daha ilkesiz koşullarda yapan bizimkilerin, iktidarlarının, seçimlere gün sayarken milyonlarla savaştan kaçmış sığınmacıları çok çaresiz, olumsuz koşullarda Türkiye’de, dünya adına bedel ödeyen tek ülke konumunda hapsetmeye razı olma uzlaşması, olmasa da oluyormuş havası neyin nesi? Seçime gün sayarken uzun zamandır güvenilirliği, saygınlığı yitirilmiş İktidarlarının, böylesi bir şov sayesinde yeniden dünya ülkeleri katında bir yeri olduğunun, hiç değilse seçmenleri katında pazarlanılabilirliği beklentisi mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları