Cumhuriyetin kurucuları, Gezi’nin sporcuları

28 Mart 2023 Salı

Gezi eylemlerini öncelikli olarak anımsarsak Beşiktaş’ın taraftarları ön planda, Cumhuriyetin kurtuluş, kuruluş günlerinin dayanışmalarında İstanbul’un üç büyük takımının yönetimleri de içinde, yandaş kadroları başrollerde. İstanbul’dan cephane taşınması da içinde olmak üzere, Yunus Nadi de içlerinde çok kalabalık bir yazar, milletvekilinin Anadolu’ya o çok zorlu koşullarda taşınmalarında ön saflardalar.

Bugünün üst üste, yeni kırılmaları, artçıları hep bir arada yaşanan toplumsal travmamıza çoklu dayanışmaları ilaç gibi geldi. BeşiktaşAntalyaspor maçının galibinin olmaması belki de daha anlamlı, yaşatılan sahnelerle belleklere umut, dayanışma gücünü kazıdılar. Taraftarların maçın durdurulması yoluyla trübünlerden sahaya attıkları oyuncakların depremzede çocuklara verilmek üzere her iki takımın yöneticileri, oyuncuları, sahaya inen vatandaşlar eşliğinde toplanması, atılan sloganlar, söylenen marşlar, tek kelime ile “umut” saçtı. “Çocuklar hep gülsün” sloganı unutulmayacak.

“Hükümet istifa” sloganlarından gocunan Devlet Bahçeli’nin, Beşiktaş üyeliğinden istifa kararı kendi konumu açısından çok haklı. Gözlerimin önünde Gezi direnişlerinin nokta konulamadan sürdürülmesi karşısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtdışından dönüşünde, bir gün içinde birden çok merkezde yaptığı öfke, tehdit boyutları çok yüksek konuşmaları canlanıverdi. Partili cumhurbaşkanının ayrıcalıklı yetkileri ile sonuçlarını da yaşadık. Dolmabahçe üzerinden uydurulan, ortaya kanıtları ile çıkmış yalanların, hâlâ gerçekmiş gibi söylemlerde sürdürülmesi cabasının inandırıcılığı kalmamış olsa da bugünün gerçekdışı savunmalarında işe yarayacak varsayımı, yönetim kadrolarının gönüllerinde yatmakta. Yoksa içişleri bakanı bugüne dönük cezalandırma tehditlerini savurabilir miydi? 

Kişisel gençlik yıllarımdan günümüze uzanan 70 yılı aşmış toplumsal olayların içinden gözlemlere dayalı görüşümle; “Geçmiş olsun, olsa olsa Nasrettin Hocamızın göle maya çalmasına ancak benzer” diyebilirim.

En sıcak haberler üzerinden aldığım öylesine çok satır başı var ki... Kızılay’ın Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarına dayanan tarihine göre depremzedelere seferberlik içinde dağıtmak zorunda olduğu battaniyeleri, nasıl satar? Bilerek, isteyerek olduğu söylenen eylemi nasıl bir aymazlık, utanmazlıkla, “Yeni çadırlar yapmak üzere para toplamak gerekiyordu” olarak açıklanabilir?

Suç ortaklıklarının paniğinde, kirliliğinde birbirine suç atma yarışını, hafta içinde, günün anlamına uygun gerekçeli olarak yeniden yayınlanan İstanbul’un Fethi filmindeki Bizanslıların aralarındaki ilişkilere benzetmemek olanaksız gibime geldi. Aymazlıkla pot üstüne pot kırmak, bugüne kadar sürdürülebilmiş yandaşlık ilişkileri içinde ayakta kalmayı ummanın sonu gelecek gibi değil. Zonguldak madencileri gerçeğinde yönetim kadrolarının isteği, iradesi dışında deprem kurtarmasına koşturmuşlardı ya? Depremdeki muhteşem özverili kurtarma çalışmalarının ardından, dönüşlerinde depremzedeleri Zonguldak’ta ağırlamak gibi bir de jest yapmışlardı.

İşte size yüz kızartıcı bir görüntü. Depremzedeler kendileri için verilen dayanışma yemeğinde yer sofrasında, Zonguldak’ın kirli çıkar ağlarının temsilcileri kadrolar yanları başında masada yemek yiyerek akıllarınca güç gösterisinde bulunuyorlar. Bu süreçte bir yandan yeni depremlerle yeni kırılmalar, enkaz altında kalan canlarını kaybedenler ile sil baştan yaralı kurtarılanların dünkü ekran görüntülerini izliyoruz. Her büyüklü, küçüklü merkezden delilleri karartan yangından mal kaçırır gibi enkaz kaldırma operasyonları görüntülerine, plakasız araçların görüntüleri de eklemleniyor. Seçmen vatandaş olarak özgürsünüz, istediğiniz gibi sonuçlar çıkarabilir, algılayabilirsiniz.

Elbette günümüzün en yaşamsal, güncel sorusu; “Şimdi sıra nerede” üzerinden. Fay hatlarımızın yoğunluğu, sıralamaları ne kadar acımasız olasılıkları içeriyorsa gecikmiş önlemler tablosunun sonuçları çok daha ürkütücü, acımasız boyutlarda. Her kafadan çok ses çıkarken, atılmasına izin verilen, yola çıkılmış, güven verici tek bir adım yok.. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları