Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bekir Coşkun’u uğurlayamadan..

24 Ekim 2020 Cumartesi

Yaşamsal sağlık riski sıfırlarda, günlük yaşama dönük sıkıntıları yüksek, vertigo tedavisi sürecinin ilk sıkıntılı gününde, Sevgili Bekir Coşkun’un son nefesini vererek aramızdan ayrılışının yürek sızısını da tatmış oldum..

İlk aklıma gelen, yüreğinin öteki yarısı olarak tanıdığım, sevgili eşi Andrée Coşkun’u telefonla bile arayamayacak oluşumun burukluğuyla kendi kendime söylenip durmaktı..

Elbette kulaklarım açık, bizler için hiç de “sürpriz” olmayan biçimde, sevenlerinin acılarını paylaşarak, onurlu uğurlayışlarını paylaştım. Beklentim yüksek olmasa da günümüz acılarının ortak gerçekliğinde, Saray, tekadam rejimi cephesinden, insancıl bir küçük adımı boşuna bekledim.. İnsan sıcağı, yaşam, doğa sevgisine kapıları sınırsız açık bir yüreğe, kapılar böylesine kapalı tutulacaksa vay hale.

***

Yazılmamış anılar üzerinden, Bekir Coşkun’un Cumhuriyet gazetesi ailesine katılmasına ilişkin okurun da bilemeyebileceği birkaç satır arasını paylaşmak isterim. Galiba, Mustafa Kemal Atatürk’ten Yunus Nadi’ye, en son Nadir Nadi’ye devredilmiş sorumlulukta, 12 Eylül sonrası Nadir Nadi’nin ölümü sorası yaşanan kopuşta, Berin Nadi - İlhan Selçuk sorumluluğunda, Cumhuriyet Vakfı’nın kuruluş günlerine dönmek gerek.

Berin Nadi, net bir cümle ile “Bekir Coşkun’un fanatik okuru, hayranıydı”. Ne zaman yan yana gelsek aramamı istiyor, sohbet arasında kendine özgü üslubu ile aile içinde görme arzusunu paylaşıyordu. Sürpriz yandaşı, Bekir Coşkun’un “hayır” diyemeyeceği eşi Andrée Coşkun’du.

Bekir Coşkun ana akım medyadan büyük tasviye, koparılışta yakın arkadaşlarından ayrılmış olarak Cumhuriyet ailesine karışmıştı. Dönemin okur katında en sevilen fenomenleri arasında, kendi özel okurlarından en yüksek tıkları alanlar arasında başı çekiyordu. Doğal olarak da bu tıkların Cumhuriyet okurları sayısında yükseliş getirmesinin beklentisi içinde arayışlara girmişti.

***

12 Mart operasyonunu özenli direnişi ile yenen Cumhuriyet okurları, Nadir Nadi’nin ölümü, gazetenin iflasa sürüklenişi, Cumhuriyet Vakfı’nın kurulması sonrası büyük bir sınavın içinden daha geçiş yapıyorlardı.. Önce dünyada örneği yaşanmamış okur boykotları ile darbe yönetimlerini çökertiyorlardı. Sil baştan sağlıklı yönetim koşullarını kazanan, tirajı düşmüş gazeteyi, benzerlerinden çok daha pahalıya satın alarak okumayı seçerek alın terilerinden bedel ödeyerek yaşatma savaşımını veriyorlardı.

Çok zorlu bu işte gönüllü olabilecek okur ile çok ucuza sevilen çok fazla, popüler yazarı toplayabilmek gerçekleri arasında fark kaçınılmazdı. Hele de yazılı basının kâğıt maliyetleriyle de çökertilmekte olduğu yıllarda.

***

Andrée-Bekir Coşkun çifti ile yüz yüze en son Mustafa Koç’un ölümü, baba Rahmi Koç’a başsağlığı dileme töreninde yüz yüze gelmiştik. Yanımda yeni yitirdiğimiz Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk da vardı.

Ülkemizin katlanan sorunlar yumağı gerçekleriyle bağlantılı olarak, “İyi ki Emin Çölaşan can arkadaşı Bekir Coşkun’u yanına çekmeye zorlamış, kendince korumaya almış” diye arkalarından düşündüğümü anımsıyorum.

Nerede olduğunuzun değil, sorumluluklarınızın gereğini nasıl yaptığınızın, nasıl dik durabildiğinizin önemi var. Bekir Coşkun’un yeri, değeri, zaman geçtikçe büyüyecek üretici, gerçek gazeteciler arasında hep ön saflarda olacak.. Bir başsağlığı esirgenmesinden de belli değil mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları