Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Başkanlığın hükümeti mi?

19 Kasım 2015 Perşembe

AKP’nin seçim kampanyasında bu kez parti başkanı, Başbakan Erdoğan’ın meydanlarda ağırlıklı görülmesine özen gösterilmişti. Dahası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asla başkanlık rejiminden vazgeçmeyeceğinin kalın kalın altını çizmesine karşın, ustalıklı algı yönetimi ile seçmene dayatmanın olmayacağına ilişkin bir tür güvence verilmişti. Satır araları doğru okunursa aslında 1 Kasım seçim bildirgesinde başkanlığa geçiş iradesi daha net ama kısa bir yazılımla dile getirilmiş, Davutoğlu’nun meydan konuşmalarında doğrudan hiç yer verilmemişti. Bir önceki seçim kampanyasında kaçan oylara ilişkin derslerin çıkarıldığı, başkanlık rejimi dayatmasının tepki yarattığı gerçeğinin de altının çizilmesiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dayatmacı üslubundan da vazgeçildiği algısı yaratılmıştı...
İnsanoğlunun, kuşkusuz siyasal, toplumsal örgütlenmelerde de, çıkarlar adına ya da baskılar altında, haklılıktan, hukuktan sapmanın, atılan ayıplı adımların saklanmasında, yol-yöntem yaratıcılığında sınır yok... Haziran seçimlerinin sayısız alternatifli hükümet oluşturulması olanaklarının yoka sayılması, ülke ekonomisi, demokrasisine verilen zararların umursanmamasını bir kez daha tartışmanın çok da bir yararı yok. Saray’ın dayatmasında seçimler yenilenirken, akla-mantığa aykırı gibi gelen ya da akıl ve mantıkla kolayca açıklanamayacak milyonlarca giden oyun değişen hiçbir şey yaşanmamışken geri dönüşünde en gerçekçi açıklama, söz konusu oy sahiplerinin katında “Bükemediğin eli öpersin” özdeyişi yaklaşımı olabilir mi?
Hani Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İktidarları liderliği, Esad’ı devirme gündemli ABD-AB iktidarları projelerinde öne, başrollere iteklenmişken, sonrasında öngörülemeyen bölge, dünya gerçeklerinde ortaya çıkan kaos, bataklık, IŞİD terörünün egemenliği boyutlarında ABD-AB İktidarlarının tam çark kendilerini ortada, açıkta bırakmalarına çok kızıyorlar ya... İktidarları değişen koşullar, çıkarlar, yanlış hesapların Bağdat’tan dönüyor olması bağlantılı çok daha büyük büyük dönüşlerde yarışta rekorlardalar...

***

Bir tek haziran seçimleri kayıplarına dayalı çıkardıkları derslere göre siyasetlerindeki çark edişlerinde bini bir para... Birlikte kotarılmış Kürt açılımı ortaklarına, Kürt cephesine savaş ilanı niteliğinde bir seçim kampanyası sahnelendi. En çok da Türkiye partisine dönüşme, Erdoğan’ın Türkiye tipi başkanlık modeli ile rejimi bir mezhep ağırlıklı 21. yüzyıl otoriterliğine çevirmeye karşı.. vitriniyle başarı kazanmış, Meclis’e güçlü girmiş HDP’yi eritme gündeme girdi. İktidarda büyüme, devleti ele geçirme operasyonlarında, yargıyı, tüm kamu kurumlarını ele geçirmede başrol oynamış Cemaat ortaklığının, hesaplaşılacak terör örgütüne dönüştürülmesi öte yanda... İktidarlarının güçlenmesinde düşman bellenmiş Cumhuriyet kurumları, laikliğin yıkılmasında kullanılan paralel hukuksuzlukların kopyası yöntemlerle... Ağır insan hakları, hukuk ihlalleri, basın özgürlüğünün katledilmesi yöntemlerinde, iddianamelerde, suçlu ve terör örgütü adlarının değiş-dokuş edildiği izlenimi veren metinlerle yüz yüzeyiz...
“Aldatıldık” demek, ortaklık içinde işlenmiş ağır insan hakları, hukuk ihlallerini ortadan kaldırıyor mu? TSK de içinde, bu ülkenin rejiminin değiştirilmesine karşı çıkan, insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokratik gelişmesini savunan birey ve sivil toplum örgütlerinin geri dönüşü olmayan hak kayıplarını, yıkımını, sivil diktatörlüğe geçiş sonuçlarını, suçlarını hafifletiyormuş gibi mi?
Başkanlığın fiili varlığı, oluşumunun üzerine, dünya demokrasilerinde örneği olmayan sivil-diktatoryal yeni bir başkanlık türünün yaratılması yürüyüşünde AKP yönetim organları, kadroları, seçmenlerinin duruşları gelecek yıllarda kuşkusuz çok tartışılcak, sorgulanacaktır... Meclis henüz çalışmaya başlamadı. Meclis’te seçimi kazanmış çoğunluk partinin milletvekillerinin kimlik, oy verme eğilimlerinde AKP hükümeti, İktidarlarını savunma iradeleri çok tartışmalı. Öncelikle seçildikleri hukuk devleti düzeni, rejime sadık mı kalacaklar? Yoksa fiili güce boyun eğme borçlulukları ağır mı basacak?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları