Evet, sadece Saray’dan gelen buyruklu sınırlı meslek grupları kamu çalışanları için değil, tüm çalışanlar, sendikalı işçiler de içlerinde olmak üzere, “Asgari ücret, tüm ücretler artırılmalı” değil mi? DİSK’in tüm çalışanların durumlarına, işsizlik patlamasına, yoksullaşma, yoksunlaşmaya dayalı araştırması raporunun verilerine itirazı olan var mı? Artık Saray’a en yakın bilinen sendikalar, meslek gruplarının örgütlenmelerini, kamu çalışanlarını kapsamak üzere ilgili örgütlenmelerden gelen açıklamalar, eleştiriler, istemler arasında bir farklılık yok gibi.

Örgüt tabanlarının çaresizlik, yoksulluk, yoksunluk kapsamlı isyanlarının bütünleşmesi kapsamında, farklı sesler çıkarmak, söz söylemenin olanağı kalmadı. Cumhurbaşkanı, hukuken Başkan Erdoğan’ın kankası bilinen konfederasyon başkanları, hangi çalışanlar grubunun örgütlerini temsil ediyorlarsa olsunlar, dil, üslup farkı ile aynı çıkışları, isyanları yansıtmak zorunda kalıyorlar. Geleneksel en rahat muhalefet emekçilerinin sesi olarak bilinen DİSK’in durumları saptayan araştırma raporları ile, gerçek verilere dayandırılmış çıkışları geleneksel ön almış oluyor. Bize de güne uyarsa paylaşmak düşüyor hepsi bu.

İsterseniz Buca’dan bir özel haber ile söze girelim. Yerel gazeteden aktarım haberin özetine göre iki çocuk babası Aytaç Şen. Buca Mezarlığı’nda kendini asarak intihar etmiş. Arkasından bıraktığı veda mektubunda da ölümünden kimsenin sorumlu olmadığının altını çizerek faizle borçlanmış olmanın altından kalkamadığını anlatmış. Sokaktaki sıradan bir insanın yaşamından yansıyan gerçeğe bakınca, DİSK’in en son veriler üzerinden dün yayımlanmış araştırmasının sonuçlarını hafife almanın olanağı kalmıyor değil mi?

DİSK’in geniş kapsamlı araştırmasının en çarpıcı verilerini özetlersek, pendemi döneminden günümüze geniş kapsamlı işsiz sayımızda 1.6 milyoncuk gibi küçücük(!) bir artış söz konusu. Kadın işsizliği sayıları artışının genel ortalamanın üzerinde olduğunu da unutmamak gerektiğine göre, kadın işsiz artış oranının yüzde 29.5 oranına çıktığını unutmamak gerekiyor.

***

Çalışma çağı işisiz artış oranları ise yüzde 11.3’e çıkarken atıl işsiz çalışma çağı nüfusumuz yüzde 21.7’ye çıkmış. Nisan ayından mayıs ayına kadar ise sadece(!) 65 bin kişilik bir işsiz artışı ile yüz yüze kalmış oluyoruz. Artık 3 milyon 853 bin kişilk bir işsizimizin varlığının gerçeği ile yüzleşmiş oluyoruz. Geniş tabanlı işsiz sayımıza gelince bir aydaki artışımız 107 bin olarak gerçekleşmiş. Son bir aylık geniş tabanlı 1 milyon 595 bine ulaşan işsiz artışımızla, toplam işsiz sayımızın varlığı 8 milyon 107 bin gibi dudak uçuklatan sayıya ulaşıvermiş.

Şimdi bir de gerçek enflasyona ilişkin piyasadan alınmış verilere bir göz atmak gerek. Çay’daki son artışlar üzerinden toplam artış oranının yüzde 100.28 gibi bir orana varmış olduğuna bakılırsa. Artış oranları yüksek, yaşamsal değerde vazgeçilemez yiyeceklerden bir demeti paylaşırsak yumurta yüzde 82.15, süt yüzde 161.74, yoğurt yüzde 125.44, un yüzde 77.14, bir tek açıklaması zor Ezine peynir -yüzde 157 (Bir yıl öncesinin sütü üzerinden yapıldığı için acaba olabilir mi?) özel örnek, ayçiçeği en ucuzu yüzde 25’lik artış oranı ile, kıyma yüzde 103.39 oranında pahalılanmış.

TÜİK’in artık kimselerin inanamadığı enflasyon verileri ile bile yüzde 73.5’e ulaşmışsa, söylenebilecek bir başkaca sözümüz olabilir mi?